Tarih Profesörü İlber Ortaylı, bugünün Ortadoğu münevverinin, İslami devirlerdeki hatta 17 ve 18'inci asırdakinin aksine kendi güç dili ile birbirini tanıyan, okuyan, konuşabilen bir dünya olmadığını söyledi. Ortaylı, "İran'da Arapla, Arap Türk'le anlaşmak için İngilizce ve Rusça gibi dillere başvurmaktadırlar. Bu hazin bir tecellidir. Dünyayı tanımak için önce o dünyanın dillerini kendi evimizin dışında kullanmayı öğrenmeliyiz. Bu bizim en büyük sorunumuzdur." dedi.
Türk Asya Araştırmalar Merkezi (TASAM), Hatay Valiliği ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 3. Uluslararası Ortadoğu Kongresi Hatay'da sürüyor.
TASAM Başkanı Süleyman Şensoy ve Hatay Valisi Ercan Topaca'nın açılış konuşmaları ile başlayan kongreye anahtar konuşmacı olarak katılan Tarih Profesörü İlber Ortaylı çözümün çözümsüzlüğe doğru gittiğini söyledi.
İçinde yaşanılan yeni dünyanın, parlak bir söyleme ve hatta bir takım çözüm denemelerine, hukuku çözüm çalışmalarına rağmen problemi hale çözemediğine işaret eden Ortaylı, "Hala eski Roma İmparatorluğu, Emevi Abbasi Devleti İslam İmparatorluğu, Sasaniler Devri İran İmparatorluğu ve nihayet o büyük imparatorluklar zincirinin sonuncusu olan Osmanlı İmparatorluğu bizim için uzak, mazide kalan bir düzgünlük göstergesidir. Eski devirlerde bu dünyada bir çatışma yoktu. Pek fazla taraftar olmayan yazarların bile belirttiği gibi hiçbir zaman İslam-Yahudi çatışmasının yaşanmadığı açıktır. Endülüs, 3 büyük dini bir arada hakikaten yarattığı bir dünyadır. Maalesef İslam dünyası dediğimiz Doğu Akdeniz ve Asya'nın gelişen Batı devrimleri gelişen Batı'nın felsefesi ve gelişen Batı'nın endüstrisi ve yayılımı karşısında her şeyden önce kendi duruşunu, kendi dünyasını, bakışını sarsmaya başladığı bir gerçektir." dedi.
İslam dünyasının içinde çıkan problemleri anlamak için her şeyden evvel İslam dünyasını çok iyi etüd etmek gerektiğinin altını çizen Ortaylı, "Her şeyden evvel de Batı dünyasının ne gibi gailelere düştüğünü yani onun son 8 asırlık tarihini kendi gözümüzle çok iyi tanımamız gerekmektedir. Maalesef Batı'nın tarihini ve yapısını anlamak için referans sistemimiz sadece onları, yazdıkları, değerlendirmeleri değil doğrudan doğruya kaynaklardan yaptığımız incelemelerle kendimizin değerlendirmesidir. Bu dünyayı tanımak zorundayız. Ortadoğu karışıyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun son Roma olarak kurduğu düzen çok kısa bir zamanda tam 4 asır sonra Ortadoğu'da bitti. Bu bitiş hasta bir bitiştir. Kendisini düzenlemeye, yeni zamanlara uydurmaya çalıştığı bir devirde maalesef Osmanlı dünyası arkasında model Türkiye ne de Arap dünyası durumu anlayıp gözden geçirip reforme etme şansına ve imkanına sahip olamamışlardır. Şunun üzerinde açıkça durmak zorundayız. Bir etnik grubun var olabilmesi, yapıcı olabilmesi, uzlaşabilmesi için kuvveli bir seçkinler grubuna sahip olması gerekir. Bu seçkinler grubunun her şeyden evvel mensubu olduğu etnik grubun kültürünü, tarihini, coğrafyasını soğukkanlılıkla öğrenip değerlendirmesi gerekir." diye konuştu.
Üretime birlikte katılmayan, birlikte tatmayan bir dünyanın huzur içerisinde yaşaması, saygı ve saygıyı bulmasının mümkün olamayacağına işaret eden Ortaylı, şöyle devam etti: "Maalesef bugünün Ortadoğu münevveri İslami devirlerdeki hatta 17 ve 18'inci asırdakinin aksine kendi güç dili ile birbirini tanıyan, okuyan, konuşabilen bir dünya değildir. İran'da Arapla, Arap Türk'le anlaşmak için İngilizce ve Rusça gibi dillere başvurmaktadırlar. Bu hazin bir tecellidir. Dünyayı tanımak için önce o dünyanın dillerini kendi evimizin dışında kullanmayı öğrenmeliyiz. Bu bizim en büyük sorunumuzdur. Mahalli dillerini, kendi kültürlerini kullanamayan bir medeniyetin inkişaf etmesi, arada bir bağ kurması ve hayatına devam edebilmesi mümkün değildir. Bütün çatışmalara, kanlı sayfalara, skandallara rağmen Avrupa medeniyetinin beklediği budur. Birbirini iyi tanımak. Birbirlerini iyi tanıdıkları ölçüde de hem kavga edip hem de kavganın sonunda büyük esneklikle bir araya gelmeyi becermektedirler."
3. Uluslararası Ortadoğu Kongesi gün içerisinde akademisyen, senatör ve büyükelçilerin sunumları ile devam edecek. Kongre, 8 Mayıs Cuma günü öğle saatlerinde sona erecek. CİHAN