Olay geçtiğimiz yılın Şubat ayında meydana geldi. Polis söz konusu konvoyu E17 otobanında durdurdu. Düğün kutlamasına araçlarıyla katılan çoğu 22-25 yaş arasındaki araç sürücüleri şimdi 'ağır cezalar'la karşı karşıya. Dava 29 Haziran'da karara bağlanacak.
Euronews Türkçe servisinden Gülsüm Alan, Belçika’nın 40 bin nüfuslu Lokeren şehrinde yaşayan, konvoya katılan ve davalık olan iki kişiye ulaştı. İsimlerini vermek istemeyen, 'Ali' ve 'Meriç' olarak adlandıracağımız bu gençler olayın ayrıntılarını anlattı.
Gençler pişmanlıklarını dile getirerek haklarında çıkan yalan haberlerden muzdarip olduklarını, bu yüzden ailelerinden ve çevrelerinden ağır tepkiler aldıklarını ifade etti. Gençler konvoyda hiç bir şekilde silah kullanılmadığının da altını çizdi.
Dendermond’da, 24 Mayıs’ta görülen davada savcılık, söz konusu kişilere 2 bin ila 4 bin Euro para cezası verilmesi, 5 yıl boyunca ehliyetlerine el konulması ve trafiği kilitleyen 6 araca el konulmasını istemişti.
Konvoy mağduru Ali (takma isim) “Çok pişmanım ve korkuyorum. Katıldığım ilk konvoydu. Arkadaşım için oradaydım. Böyle olacağını bilseydim hayatta yapmazdım. Gitmezdim bile.”dedi.
Olay 11 Şubat 2017 tarihinde gerçekleşti. Afyonkarahisarlı Hasan A.’nın düğünü için Lokeren’de bulunan damadın evinde toplanan gençler gelinin evine gitmek için daha sonra Avrupa’nın en kalabalık otobanlarından biri olan E17’de düğün konvoyu yaptı. Konvoya 20-40 araç katıldığı belirtiliyor.
"Otobanda iki araç ters yöne döndü"
Konvoy mağdurlarından Meriç (takma isim) "Önümüzde bulunan dört araç bilmediğimiz bir nedenden dolayı önce yavaşladı. İki araç ters yöne döndü. Aslında olay öyle başladı. Halaylar, misketler… Damat havaya atıldı. Trafik yaklaşık beş dakika boyunca kilitlendi. Daha sonra 2-3 polis arabası önümüzü kesti. Polis arabaları çoğaldı. Kimliklerimizi aldılar, alkol testi yaptılar ve birkaç ay sonra bizi ifadeye çağırdılar.”
"Damat bizi sattı"
Konvoy mağduru Ali, “Bizi satan damat, ağabeyi ve babası oldu. Polise hepimizin isim listesini verdi. Kendini aklamak için, para için önünü kestiğimizi söyledi. Ancak bu yalan. Damat avukat tutmadı. Kendinden gayet emin ve ceza almayacağını düşünüyor.”
“Pişmanız. Hakim Belçika’ya gözdağı vermek istiyor”
Meriç, çok pişman olduğunu söyledi: "Belçika haklı ama cezalar çok ağır. Belçika’ya gözdağı vermek istiyorlar, bu yüzden ağır cezalar uygulayabilirler. Hakim herkese aynı cezayı kesmek istiyor ancak herkes aynı şeyleri yapmadı. Videolarda taşkınlık yapmadığım görülüyor. Aynı cezalar herkese kesilmemeli. Bunu doğru bulmuyorum. Ehliyetim elimizden alınırsa çok şey kaybederim. Aracımla işe gitmek durumundayım, aracıma ihtiyacım var.”
Ali ise “Para cezasına razıyım, yeterki ehliyetime dokunmasınlar.” dedi.
"Türk toplumunun yüzüne bakamıyoruz"
İlk kez böyle bir olayın başına geldiğini belirten Meriç, “Çıkan yanlış haberlerden dolayı Türk toplumu çok ağır tepki verdi. Böyle bir şeyi hak ettiğimizi düşünmüyorum. Çok ağır küfür edenler oldu bize. Oysa ilk kez mahkemeye çıkıyorum."
Belçikalı ve Türk dernekler bu konuda ne düşünüyor ?
Brüksel merkezli ve Belçikalıların kurduğu "Kültür Bulyonu" adlı dernekte görev yapan, 76 yaşındaki Brigitte Dayez, 30 yıldır Saint-Josse ve Schaerbeek semtimde Türk gençlerinin sorunları ile yakından ilgileniyor. Türk kültürüne ve tarihine hayranlık duyan ve Türkçe konuşan Brigitte Dayez Türk toplumunda diğer toplumlarda görülmeyen vahim sorunlar yaşandığını ifade etti.
“Belçika’ya ayak uydurmak istemeyenler, Türkiye’ye geri dönmeli”
Belçika’da sokaklarda yapılan düğün konvoyları ile ilgili Dayez, "Belçika’da Türkiye’deki gibi yaşamak mümkün değil. Belçika’nın kuralları var ve insanlar birbirlerine saygı göstermek durumunda. Herkes kendi geleneklerini uygulamaya çalışırsa Belçika iyice karışır. Bu yüzden bu kabul edilemez bir durum." şeklinde konuştu.
Dayez "Belçika’daki Türkler bir yandan Türkiye’yi savunmaya çalışıyor diğer yandan Belçikalı bir vatandaş gibi hareket edemiyor. Bu ikisi arasında seçim yapmak gerekiyor. Belçika’ya ayak uyduramayanlar, birlikte yaşam kurallarına uyamayanlar Türkiye’ye geri dönmeli."
"Türkler agresif bir şekilde geleneklerini Belçika toplumuna dayatmaya çalışıyor”
Türk toplumda milliyetçiliğin büyük bir sorun teşkil ettiğini belirtlen Dayez, "Bazı insanlar uzun yıllardır Belçika’da yaşamalarına rağmen tek kelime Fransızca konuşmuyor. Türkler geleneklerini agresif bir şekilde Belçika toplumuna dayatma konusunda ısrar ediyor. Bu durum diğer toplumlarda görülmüyor. Türk toplumuna özel bir durum. Bunlar genelde Erdoğan’a oy verenler, toplu şekilde bir arada yaşayanlar ve Belçika’da yaşamalarına rağmen dil öğrenmeye ihtiyaç duymayan insanlar. Avrupalı Türklerin yüzde 80’i Erdoğan’ı destekliyor ancak bir yandan da farklı düşünceler belirttiklerinde toplumdan dışlanabileceklerini biliyorlar. Erdoğan’ı sürekli ön plana koyan Türk televizyonlarını izliyorlar." şeklinde konuştu.
"Akıllı Türkler genelde taşkınlık çıkarmıyor"
Dayez "Entellektüel Türkler genelde gürültü yapmıyor, kendini belli etmiyor, insanlara zarar vermiyor."
Belçika’daki Türk gençlerini, ülkeleri hakkında bilgilendirmek için birçok kez Türkiye’ye gezi turları düzenleyen Dayez, Türkiye’deki sorunların Belçika’ya taşınmasından da rahatsız.
Belçika Diyanet Vakfı Fatih Camii Din Görevlisi Ömer Bektaş "Vatandaşları camilerde ve toplantı salondalarında düğün konvoyları konusunda zaman zaman uyarmamıza rağmen hala sorunlar yaşanıyor. Bu bizim de kabul ettiğimiz bir durum değil." dedi.
"Herkes istediği gibi hareket ediyor, uyarılarımıza uymuyor"
Ömer Bektaş, "Ambulansların, hastaların olabileceğini ifade ediyoruz ancak vatandaşlarımız uyarılarımız dikkate almıyor. Herkes istediği gibi hareket etmeye devam ediyor. Camilerde bunu anlatıyoruz.” şeklinde konuştu.
"Düğün konvoyları yasaklanmamalı”
Ömer Bektaş, "Düğün konvoylarının yasaklanmasına karşıyız, bunu doğru bulmuyoruz. Türk toplumunda gelenekler devam ettirilmeli. Mutluluğumuz ve sevincimiz bu şekilde çoğalıyor. İlk etapta bu gençlere ceza verilmemesi uygun olur. Ancak önlemlerin de alınması gerekiyor.”
Belçika ülkücü Türk dernekler Federasyonu Başkanı Ömer Zararsız, "Düğün konvoyları yasal çerçevede yapılmalı." şeklinde konuştu.
Ömer Zararsız, "Kültürümüzü korumalıyız, bazı hassasiyetlerimizin olduğunu biliyoruz. Ancak düğün konvoyları yasal çerçevede yapılmalı tıpkı Ankara'da, İstanbul'da olduğu gibi. Kanun ve yasalar çerçevesinde bu yapılabilmeli."
"Belçika'nın kanunlarına uymak durumundayız"
Zararsız "Toplumumuzdan bazı kişiler düzensiz ve gürültülü bir şekilde trafiğe çıkıyor. Belçika'nın kanun ve yasalarına uymak durumundayız zira çoğumuz Belçika vatandaşı. Vatandaşı olduğu için ülkenin kurallarına, yasalarına uymak önemli. Akşam 9-10 gibi 40 araç kornalar çalarak evinizin önünden geçtiğinde bu durumdan ben de rahatsız oluyorum." dedi.
"Türkler yasaklara karşı gelmeyi seviyor"
Zararsız, "Konvoylar yasaklanmamalı zira bu durum daha kötü sonuçlara yol açabilir. Türkler yasaklara karşı gelmeyi seviyor." diye konuştu.
"Gençleri kontrol edemiyoruz"
Ömer Zararsız, "Gençleri kontrol edemiyoruz. Bizler de bu durumdan mağduruz. Dernek, konferans ve toplantılarda konvoyların rahatsız edici şekilde yapılmaması gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. Etrafımızda yaşayan insanları rahatsız etmemeliyiz. Onlara saygı göstermeliyiz. Dini ve kültürel açıdan farklı geleneklere sahibiz. Belçika'da önyargılar oluşturuyoruz." dedi.
Yargıç: Irkçılara bahane veriyorsunuz
Duruşmada suçlamaları dinleyen yargıç Peter D’Hondt, “Sadece trafik sıkışıklığına neden olmakla kalmıyorsunuz. Aynı zamanda, diğer sürücülerin sinirlenmesine yol açıyorsunuz ve davranışınız agresifliğe ve sonucunda ırkçılığın artmasına neden oluyor. Zaten yeterince ırkçı var, buna karşı durmanız gerekiyor… Eğer bir parti yapmak istiyorsanız kafanıza kova bile geçirebilirsiniz ancak yolları amaçları için kullanılmaya bırakacaksınız” demişti.
Şimdi gözler kararın açıklanacağı 29 Haziran'daki duruşmaya çevrildi.