Akademisyen Prof. Dr. Funda Başaran, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik sosyal medya saldırısını değerlendirdi. Hafıza Kolektifi isimli bağımsız bir araştırmacı topluluğunun 2015’te oluşturduğu haritada ‘AK trollerin’ yer aldığını belirten Başaran, bu trollerin nasıl çalıştığını anlatırken “Bilinen isimlerden birisi bir tweete dikkat çekiyor. Bütün o trol ordusu, o hesaba yüklenmeye başlıyor. Bir, iki, üç saatin sonunda savcılık göreve çağırılıyor. Ertesi gün o yüklenilen hesabın sahibi gözaltına alınıyor” dedi. Başaran, “Sosyal medyadaki tartışmayı bilinçli şekilde manipüle etmeyi hiçbir muhalefet partisi yapmıyor. Bunu en iyi yapan AKP. Çünkü AKP yanlısı olarak yazanların korkuları yok, oradaki faaliyetlerinden dolayı cezalandırılmayacaklarını biliyorlar. Diğer yandan da ciddî biçimde finanse ediliyorlar” diye konuştu.
Ciddi denetlenen bir ortam
Başaran, 2007’deki düzenlemenin ardından web sitelerinin yasaklanmaya başladığını ve hürriyetçi olmayan pratiklerin dünyanın her yerinde yaşanmaya başladığını kaydederek, “2007 hem Türkiye’de otoriteryan bir rejimin kurulmasında internetin rolüne dair hem de internetin bir gözetim ve denetim alanı olarak kurulmasına dair tartışırken başlangıç olarak alınması gereken bir tarih. Şu anda Türkiye’de internetin son derece denetlenen bir alan olduğu su götürmez bir gerçek. Türkiye, yasalar aracılığı ile özgürlükçü olmayan pratiklerin yaşandığı bir ülke olmaktan dijital otoriter diyebileceğimiz bir ülkeye dönüştü. Türkiye’de otoriter bir rejim var. Bu otoriter rejimin dijital ortamı, internet ortamı da otoriteryan bir internet ortamı” dedi.
Sosyal medya dosyalama için kullanılıyor
“AKP’nin bugünlerde yaptıkları çok yeni şeyler değil” diyen Başaran, Gezi olaylarından sonra AKP’nin ‘paralı troller’ aracılığıyla çevrimiçi manipülasyona başladığını kaydederek, “Web sitelerinin yasaklanması, sosyal medya mesajları nedeniyle açılan dâvâlar, Türkiye’nin kritik anlarda uluslararası internet bağlantısının kesilmesi ve zaman zaman ulusal internet sistemine gidileceğine dair tehditlerle çok başka bir noktaya gelindi. Şu anda yaşadığımız, 2013’te başlayan, 2016’da 15 Temmuz ile KHK’lar vs. ile beraber doruğa ulaşan dijital otoriter dönem” dedi. Başaran, Sosyal medyanın iktidar tarafından takip edildiğinin açık olduğunu söyleyerek, “Kritik noktalarda sosyal medya mesajlarımızın önümüze getirileceğinden eminim. Bir iş başvurusu yaptığınızda, sosyal medya mesajlarınıza bakılmadan bu iş başvurusunun değerlendirilmediğini düşünüyorum. Sosyal medya ciddî bir dosyalama için kullanılıyor” ifadelerini kullandı.