Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, Suriye ordusu ve Rus hava kuvvetlerinin Bayırbucak bölgesi üzerinden Türkmen dağını aşarak Türkmenlere yönelik bir etnik temizlik uyguladığını söyledi. Özdağ, bu etnik temizliğin bir amacının da Esad'ın Türkiye sınırına kadar olan bölgeyi Arap Alevi nüfus ile iskan etme politikasını yaşama geçirmek olduğunu kaydetti.
MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Suriye'deki Bayırbucak Türmenlerinin durumuna değinen Milletvekili Ümit Özdağ, "PKK-PYD Suriye'nin kuzeyinde Türkmenlere yönelik etnik temizlik uygularken IŞİD Irak'ta Telafer'den başlayıp Halep'in kuzeyine kadar Halep-Kilis arasındaki bölgede Türkmenlere yönelik yerleşim yerlerini imha dahil bir etnik temizlik uyguluyor. Esad rejimi de AKP'nin Suriye politikasının intikamını Türkmenler üzerinden almaya çalışmaktadır. Böylece Ortadoğu'da Türkmen varlığının tasfiyesi yeni bir aşamaya ulaşmış görünmektedir. Bayırbucak Türkmenlerine yönelik bu etnik tasfiye politikası sürerken AKP hükümetinden ve Dışişleri Bakanlığından bu ağır saldırıya rağmen 10 günden beri bir açıklama gelmemiş olmasının da altını çizmek istiyorum. 19 Kasım 2015'te İsrail'in Doğu Kudüs'te yapmış olduğu inşa programını kınayan bir açıklamaya rağmen Türk Dışişleri Bakanlığı, Türkmen Dağı'nda gerçekleşen saldırı konusunda bazı girişimlerde bulunduklarını biliyoruz ancak henüz gereken açıklamayı yapmış değildir." eleştirisinde bulundu.
Suriye'nin Rusya ittifakının 10 gün önce Suriye iç savaşında yeni bir cephe açtığını belirten Özdağ, gelişmeleri şöyle aktardı: "Bayırbucak bölgesi ve bu bölgenin önemli stratejik merkezi olan Türkmen Dağı'na yönelik ağır saldırılar başlattı. 10 günden bu yana Rus hava kuvvetlerine bağlı savaş uçakları ve helikopterler bölgeyi vururken Suriye ordusu da karadan ilerlemek için değişik girişimlerde bulundu."
"AKP İKTİDARI, TÜRKMENLERE DEĞİL YARDIM YAPMAK AĞZINI AÇIP KINAMA DAHİ GERÇEKLEŞTİRMEDİ"
Suriye ve Rus kuvvetlerinin özellikle hedeflediği bölgelerin Türkmen Dağı, Fırınlık, Azanlık ve 46 Nolu Tepe diye bilinen bölgeler olduğunu kaydeden Özdağ, şunları dile getirdi: "Bu bölge, bu tepeler Türkiye sınırından 5 ile 10 kilometre uzaklıkta. Türkmen Dağı ve çevre tepelerin düşmesi durumunda Suriye ordusu düz bir alandan hızla bölge Türkmenlerine yönelik bir etnik temizlik gerçekleştirerek Türkiye sınırına ilerleyebilecek. Ancak 10 günden bu yana devam eden yoğun hava ve kara saldırılarına rağmen bölgedeki Türkmen güçleri herhangi bir yardım almadan, dış yardım almadan sert bir direnişi sürdürmektedir. Öte yandan hangi örgüte gittiğini herkesin bildiği silahları AKP iktidarının geçmişte Türk milletine ve bütün dünyayı kandırmak amacıyla Türkmenlere giden yardım diye nitelendirdiğini unutmadık. Şimdi Türkmenlere yardım yapmanın tam zamanı iken AKP iktidarının değil yardım yapmak ağzını açıp kınama dahi gerçekleştirmediğini görüyoruz."
Bölgede direnen Türkmenlerin isteğinin Türk basınında çıkan 'Türkmen Dağı bölgesinde direniş kırıldı, Türkmenler geri çekiliyor' şeklindeki haberlere bundan sonra haber kaynaklarını dikkate almayarak itibar edilmemesi olduğunu ifade eden Özdağ, "Çünkü direniş devam ediyor ve bu tür haberler moral bozucu olduğunu söylüyorlar. Suriye ordusu ve Rus hava kuvvetlerinin Akdeniz kıyısında Güneyden kuzeye doğru bir ilerleme ve Bayırbucak bölgesi üzerinden Türkmen Dağı'nı aşarak Türkiye sınırına ulaşırken Türkmenlere yönelik bir etnik temizlik uyguladıklarını görüyoruz. Bu etnik temizliğin bir amacı da Esad'ın Türkiye sınırına kadar olan bölgeyi Arap Alevi nüfus ile iskan etme politikasını yaşama geçirmek. PKK-PYD Suriye'nin kuzeyinde Türkmenlere yönelik etnik temizlik uygularken IŞİD Irak'ta Telefar'dan başlayıp Halep'in kuzeyine kadar Halep-Kilis arasındaki bölgede Türkmenlere yönelik yerleşim yerlerini imha dahil bir etnik temizlik uygularken Esad rejimi de AKP'nin Suriye politikasının intikamını Türkmenler üzerinden almaya çalışmaktadır. Böylece Ortadoğu'da Türkmen varlığının tasfiyesi yeni bir aşamaya ulaşmış görünmektedir. Bayırbucak Türkmenlerine yönelik bu etnik tasfiye politikası sürerken AKP hükümetinden ve dışişleri bakanlığından bu ağır saldırıya rağmen 10 günden beri bir açıklama gelmemiş olmasının da altını çizmek istiyorum. 19 Kasım 2015'te İsrail'in Doğu Kudüs'te yapmış olduğu inşa programını kınayan bir açıklamaya rağmen Türk Dışişleri Bakanlığı, Türkmen Dağı'nda gerçekleşen saldırı konusunda bazı girişimlerde bulunduklarını biliyoruz ancak henüz gereken açıklamayı yapmış değildir." şeklinde konuştu.
"BÖLGE TÜRKMENLERDEN ARITILARAK KURULACAK KUKLA PKK-PYD SÖZDE DEVLETİNE KORİDOR AÇMAKTAN BAŞKA İŞE YARAMAYACAK"
MHP'nin Türkmenlerin imha ve etnik temizlikle yok edilmesinin engellenmesi amacıyla derhal önemli ve etkili adımların atılması için AK Parti hükümetine en sert vurgu ile çağrıda bulunduğunu kaydeden Özdağ, "Bu çerçevede atılacak ve atılması gereken adımlar şunlardır: Şam rejimi ağır bir şekilde uyarılmalı ve Türkmen Dağı bölgesine yönelik saldırı ve askeri operasyonların derhal durdurulması istenmeli. Bu çerçevede Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğüne gösterdiği hassasiyetin altı ayrıca çizilmelidir. Moskova ile bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile başlayan görüşmeler sürdürülmeli ve daha da etkinleştirilmelidir. Rusya'ya çağrı yapılarak Türkmen Dağı'ndaki harekatın son yıllarda Türk kamuoyunda Rusya'ya karşı olan pozitif algıyı yıkmaya başladığı ve gelecekte iki ülke arasındaki ilişkilerde sorun yaratacağı, sorunun barışçı yollarla çözülmesi ve görüşmelerle çözülmesi imkanı olduğu hatırlatılmalı. Bölgenin Türkmenlerden arıtılarak kurulacak kukla PKK-PYD sözde devletine koridor açmaktan başka işe yaramayacağı da vurgulanmalı. Rusya'ya etkili ve sert bir tepki vermek ve çağrı yapmak için 25 Kasım'da yapılacak olan Lavrov-Sinirlioğlu görüşmesinin sonuçlarının beklenmesine gerek yoktur. Türkmen Dağı çevresinde rejim güçlerinin ağır saldırısı altında bulunan Türkmenlere acil olarak politik-diplomatik-ekonomik ve insani yardım başta olmak üzere imhayı engelleyecek her türlü desteğin verilmesi gerekiyor. Diplomatik girişimler çerçevesinde birleşmiş milletlere çağrıda bulunulmalıdır. Aynı zamanda Türk konseyine de çağrı yapılarak 21. Yüzyılda silahsız halka, köylere ve kasabalara karşı top yekün orantısız şekilde güç kullanmanın Türkmen soykırımına varacak uygulamaların Türk dünyası ve dünya kamuoyunda rahatsızlık yarattığı ve dikkatle izlendiği açıklamasını yapmaya konsey davet edilmeli. Yaşanan son gelişmeler AKP'nin Ortadoğu politikasının iflas ettiğini bir kez daha ortaya koymuştur. MHP AKP'nin maceracı politikalarının Türkiye'yi ve Türkmen soydaşlarımızı sürüklediği sonu belirsiz maceraya bir kez daha dikkat çekmekte ve AKP'yi bu politikalardan bir an önce vazgeçmeye çağırmaktadır." CİHAN