Özgecan Aslan davasında gerekçeli karar açıklandı


Mersin'in Tarsus ilçesinde minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken tarafından üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın hunharca katledildiği davada 3 sanığa 'Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis' cezası verildiği davanın gerekçeli kararı açıklandı.

Tarsus 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan ve 85 sayfadan oluşan gerekçeli kararda Ahmet Suphi Altındöken'in Özgecan hayattayken bileklerini kestiği, daha sonra da bıçaklayarak öldürdüğü, 3 sanığın da genç kızın cesedini yakmak için fikir birliğine vardığı belirtildi. Mahkeme savcısı ise esas hakkındaki görüşünü açıklarken cinayetin 'Toplumda infiale neden olduğu' gerekçesiyle cezalarda indirim yapılmamasını talep etmişti.

Özgecan Aslan'ın 11 Şubat 2015'te saat 20.00 sıralarında TARSU Alışveriş Merkezi önünde 26 yaşındaki Ahmet Suphi Altındöken'in kullandığı 33 R 8756 plakalı minibüse bindiği ifade edilen gerekçeli kararda, minibüsün Mersin yönüne giderken birden otoban bağlantı yoluna doğru saptığı, bu duruma Özgecan'ın tepki gösterdiği belirtildi. Gerekçeli kararda daha sonra ise şu görüşlere yer verildi: "Maktulün sanığın kendisine yönelik gerçekleştirmeyi planladığı cinsel saldırı ya da başka bir kötülüğü engellemek amacıyla sanıktan aracın kapılarını açmasını ve kendisini araçtan indirmesini istediği, bunun üzerine sanığın aracı yolun kenarına tenha bir yere çekerek durdurduğu, böylelikle mağduru hürriyetinden yoksun kıldığı, akabinde ve aracın arka tarafında oturan maktule nitelikli cinsel saldırı amacıyla saldırdığı, maktulün aktif şekilde direnip karşı koyup sanığın yüzünü tırnaklaması üzerine, yüzünü tırnakladığı, sanığın pantolonunu çıkarttığı, boğuşmanın ve cinsel saldırının devam ettiği sırada mağdurun sanığın bacak arkasını tırnaklayarak direnmeye devam ettiği, sanığın bu kez de maktulü darp etmeye başladığı, bu darbelerin etkisiyle maktulün araç içerisine, aracın koridorundaki demir aksamlara çarpmak suretiyle baygınlık geçirip yere düştüğü, sanıkla ilgili alınan adli sağlık raporlarından da anlaşılacağı üzere sanığın bacaklarının arka tarafında çizik izlerinin de bulunması sebebiyle sanığın; aralarında bir husumet tespit edilemeyen maktul dolmuşta tek başına seyahat ederken onun rızası dışında güzergah değiştirip, geceleyin, tenha bir yere götürüp durdurarak ve maktulün dolmuştan inmek istediğini bildirmesine rağmen sadece kapıyı otomatik olarak açıp göndermek yerine inmesine izin vermeyerek, yanına gidip hem yüzünden hem de bacaklarının arkasından tırnak izleriyle yaralanacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçu için maktulün hürriyetini tahdit ettiği de dikkate alındığında sanık Ahmet Suphi'nin cinsel amaçlı olarak cebir, tehdit ve hile kullanarak hürriyeti tahdit suçu ile insanların toplu olarak yaşama zorunluluğunda bulunduğu halk otobüsü gibi bir yerin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği."

'NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMAR SUÇU İŞLENDİ'

Özgecan'ın bayılmasının ardından Suphi Altındöken'in arkadaşı Fatih Gökçe'yi arayıp buluştukları, Fatih'in olayı öğrendikten sonra bir arkadaşını arayarak 5 TL'lik benzin istediği ifade edilen gerekçeli kararda, Suphi Altındöken'in daha sonra arkadaşı Fatih ile birlikte babası 50 yaşındaki Necmittin Altındöken'in yanına gittiği bilgisine yer verildi.
Sanık Ahmet Suphi Altındöken'in babası Necmittin'e 'Arabada kavga ettiğim birisi yatıyor, öldü mü kaldı mı bilmiyorum' dediği ifade edilen kararda şu görüşlere verildi:
"Sanık Necmittin'in araç başında beklediği, sanık Ahmet Suphi'nin de eve çıkarak üzerini değiştirip, elini yüzünü yıkadığı, sanık Ahmet Suphi'nin evi ile babasının evinin aynı avlu içerisinde olduğu, sanıkların tekrardan araçta bulunan maktulün yanına geldikleri, birkaç dakika sonra sanık Fatih'in de yanlarına Mazda marka aracı ile geldiği, Fatih'in ve Necmittin'in Ahmet Suphi'ye maktulün halen yaşayıp yaşamadığını kontrol etmesini söyledikleri, yaptıkları kontrolde maktulün halen yaşadığını ve maktulden sesler geldiğini fark ettikleri, Sanık Fatih'in minibüsün içerisine girdiği. Maktulün bir kısım elbiselerinin yakıldığı sırada üzerinde olmaması ve maktulün yine özellikle vücudunun belden aşağı kısmının tamamen yanmış olması karşısında dolmuşta çıplak olarak yattığı, sanık Fatih'in maktulün dolmuşta baygın ve çıplak şekilde yatarken dolmuşa girip bir süre sonra çıkarken pantolon fermuarını çekmesi ve 'bacanak kız güzelmiş' demesi, yine maktulle aralarında husumet bulunmamasına rağmen cinsel saldırı suçunu gizlemekten başka bir gayesi tespit edilemeyen sanık Fatih'in iştirak halinde maktulü öldürmesi karşısında sanık Fatih'in baygın ve kendini savunamayacak vaziyette olan maktule karşı, insanların toplu olarak yaşama zorunluluğunda bulunduğu halk otobüsü gibi bir yerin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle nitelikli cinsel istismar suçunu işledi. Sanık Fatih'in bu eylemini gerçekleştirip minibüsten inerken pantolonunun fermuarını ve iç çamaşırını düzelttiği, bunu gören sanık Ahmet Suphi'nin ona ne yaptığını sorduğunu, sanık Fatih'in de kimseye bu konuda bir şey anlatmamasını söylediğini, hatta Fatih'in kendisine 'Bacanak kız güzelmiş' dediğini sanık Ahmet Suphi'nin bu durumu ilk duruşmada belirttiği. Sanık Fatih cinsel saldırı suçunu işlemediğini belirtmiş ise de sanık Ahmet Suphi ile eskiye dayalı sıkı dostluklarının bulunması, başının belada olduğunu duyduktan sonra bir telefonla hemen yardımına gitmesi nazara alındığında sanık Ahmet Suphi'nin sanık Fatih'e iftira atması için bir sebebin bulunmadığı, ayrıca olayı haber almasından sonra özellikle maktulün öldürülmesi, bileklerinin kesilmesi ve maktulün yakılarak suç delillerinin gizlenmesindeki gayreti, hayatın olağan akışına göre maktule karşı suç işlemeyen kişinin sırf arkadaşı için yapılabileceği yardım olarak değerlendirememiştir." CİHAN
<< Önceki Haber Özgecan Aslan davasında gerekçeli karar açıklandı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER