Ülkenin en çok satan ve en prestijli gazetesi Zaman'a hukuksuz bir şekilde Kayyım atandı. İki yılı aşkın süredir Zaman'a karşı hem maddi, hem hukuki hem de psikolojik olarak sürdürülen baskı, ‘çökme' ile neticelendi. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tahliyesinin ardından Cem Küçük ve Abdurrahman Dilipak gibi iktidar yandaşı yazarların savurduğu tehditler hayata geçirildi. Aynı hafta içerisinde Bengütürk TV ve İMC TV'nin Türksat'tan çıkarılmasının ardından Zaman'ın da susturulmaya çalışılması ile Türkiye'de muhalefet adım adım yok ediliyor. Kayyım eliyle gasp, basın araçlarına zapt altına alınmasını yasaklayan Anayasa'nın 30. maddesinin de açık ihlali anlamı taşıyor.
Geçtiğimiz hafta Dündar ve Gül, Anayasa Mahkemesi'nin ‘hak ihlali' tespitinin ardından tahliye edildi. Konuyu değerlendiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum.” diyerek tarihe geçecek bir hukuksuzluğa imza attı. Erdoğan'ın bu ifadesinin ardından hükümete yakın isimlerden bir bir tehditler gelmeye başladı. 3 ay cezaevinde kalan iki gazetecinin yeniden tutuklanacağını iddia eden Abdurrahman Dilipak ve Cem Küçük, Zaman Gazetesi, Cihan Haber Ajansı ve Aksiyon Dergisi gibi medya organlarını bünyesinde barındıran Feza Gazetecilik'e kayyım atanacağı imasında bulundu. Yine Twitter'dan yandaş ‘Başkentçi' hesabı da aynı doğrultuda iddialar ortaya attı. Son olarak Twitter fenomeni Fuat Avni, İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimi Fevzi Keleş'in Savcı Fuzuli Aydoğmuş'un talebiyle Zaman'a kayyım atayacağını öne sürdü. Fuat Avni, Erdoğan'ın kendisine hukuksuzluk uyarısı yapanlara ‘Ne hukukundan bahsediyorsunuz' çıkışını yaptığı ayrıntısını paylaştı.
ANAYASAYA AYKIRILIK SIRADAN HALE GELDİ
Erdoğan'ın ‘Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum' çıkışı, artık Türkiye'de alışılmış bir durum haline geldi. Anayasanın, düşünce ve ifade hürriyetini koruyan 26. maddesi ile basın özgürlüğünün garantörü 28 ve 30. maddeleri aksine ihtimal vermeyecek kadar açık ve net. “Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.” diyen anayasamızın 30. maddesi, bugünlerde yapılanların ne denli haksız ve hukuksuz olduğunun ispatı. Diğer yandan basın ve ifade özgürlüğünü koruyan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi de yine anayasamızın 90. maddesi gereği Türk kanunlarından da üstün durumda.
Gazeteciler mahkeme salonlarından çıkamadı
Geçtiğimiz sene içerisinde Hasan Cemal, Ahmet Altan, Cengiz Çandar gibi usta yazarlara yazılarından dolayı açılan davalar gerekçesiyle yılı mahkeme salonlarında geçirdi. Mahalle baskısı o dereceye vardı ki, Bülent Keneş, Sedef Kabaş gibi gazeteciler de sosyal medya paylaşımlarından dolayı yargılandılar, gözaltına alındılar. Hidayet Karaca bir dizi senaryosu, Gültekin Avcı köşe yazıları gerekçesiyle halen tutuklu. Cezaevlerinde 31 gazeteci bulunuyor. BirGün, Evrensel, Orta Doğu gibi birçok gazetenin yazar ve muhabirlerine haberlerinden dolayı dava açıldı.
İpek medya batırıldı
1 Kasım seçimlerine az bir süre kala, İpek Medya Grubu'na ‘terör örgütünü finanse' gerekçesiyle kayyım atanmıştı. Kayyımlar, Resmî Gazete ilanını beklemeksizin sabah erken saatlerde TOMA ve Çevik Kuvvet eşliğinde Türkiye'nin önemli medya organlarından birine gidip birçok çalışanın işine son vermişti. Kısa sürede kanalların reytingleri, gazetelerin tirajları dibi gördü. Bugün ve Millet gazeteleri ile Bugün ve Kanaltürk televizyonları kayyıma geçtikten sonra 6 ay içinde kapatıldı.
Zaman'a baskılar hiç bitmedi
Zaman Gazetesi de iktidarın hedefindeydi. Zaman Gazetesi, son yıllarda kayyım atanması tehdidine maruz kaldı. Hatta geçtiğimiz kasım ayında Çevik Kuvvet ekipleri, TOMA ve helikopterle Zaman'a baskın düzenlemişti. Baskında polis, savcının telefonla verdiği emirler sonucu hukuksuz şekilde gazetenin yazı işlerine kadar her yerinde arama yapmıştı. Ayrıca gazetenin eski genel yayın yönetmeni ile çok sayıda yazar ve muhabiri hakkında açılan davalar hâlâ devam ediyor.
Cumhuriyet'e abluka
Birkaç defa polis tarafından ablukaya alınan Cumhuriyet Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, 'Silah taşıdığı iddia edilen TIR' haberleri gerekçesiyle tutuklanarak 92 gün Silivri Cezaevi'nde kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet Bakanı Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararı sonrası serbest kalan Dündar ve Gül hakkındaki yüksek mahkeme kararını tanımadıklarını belirtti. İktidar medyası, koro halinde başlattığı linç kampanyasını sürdürüyor.
Hürriyet'e taşlı saldırı
Hürriyet Gazetesi, eski AK Parti milletvekili başkanlığındaki bir grup tarafından basıldı. Hürriyet'in yazarlarına davalar açılırken bir yazarı fiziki olarak darp edildi. Nokta Dergisi 18. sayısının kapağında yer alan Erdoğan'ın fotoğrafı gerekçesiyle terör polisleri ile tarafından basıldı, dergi toplatıldı. Cevheri Güven ve Murat Çapan tutuklandı.
ZAMAN