Söz konusu maddede şöyle deniliyor: “Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.”
Daha önce de Zaman Gazetesi'nin matbaalarına el konulması talep edilmiş ancak Anayasa'nın yukarıdaki maddesi gerekçe gösterilerek bu talep reddedilmişti. Sulh Ceza Hakimi Şehsuvar Koçak, söz konusu isteği, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 30. Maddesi'nde 'Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz' hükmü getirilmiştir.” diyerek reddetmiş ve şu uyarıda bulunmuştu: “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hükümüne uygun olarak söz konusu arama yapılması talep edilen Feza Gazetecilik AŞ tesislerinin kanuna uygun kurulmadığı yönünde bir iddia ve dosyada buna ilişkin bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.”
Sosyal medyada #ZamanSusturulamaz hashtagi açıldı. Binlerce kişi bu iddia üzerine özgür basına yönelik tehditlere karşı tepkilerini sosyal medyada dile getirdi.
BİLİCİ: UTANÇ VERİCİ
Abdurrahman Dilipak ve Cem Küçük, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün yeniden tutuklanacağı ve Zaman grubuna yönelik de el koyma girişiminde bulunulacağı tehditlerini savurdu. Proje mahkemeler olarak da adlandırılan Sulh Ceza Hakimliklerinin amiri gibi davranan bu gazeteciler bununla yetinmeyip, sosyal medya üzerinden troller aracılığıyla kampanya başlattı. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdülhamit Bilici bu isimlere sosyal medyadan sert tepki gösterdi.
"Aynı talihsiz ismin bir süredir Zaman'a el konulsun diye kendini paralayışı da dikkatten kaçmıyor. Utanç verici. Dilipak ve Küçük gibilerin tehditlerinden sonra sosyal medyada da Zaman'a kayyım atandığı söylentileri dolaşıyor. Umarım gerçek dışıdır. Bu iğrenç iddialar doğruysa tüm demokratları, medya özgürlüğüne sahip çıkmaya davet ediyorum."
