DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile CHP genel merkezinde görüştü. DEM Parti heyetini CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer karşıladı. Heyette Eş Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz de yer aldı. Yaklaşık 2 saat süren ziyaret sonrası basın mensuplarına açıklama yapan Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dünkü görüşmesine ilişkin soruları da yanıtladı.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere bir araya geldiklerini anlatan Özel, yerel seçimlerden başarı ile ayrılan DEM Partili belediye başkanlarını kutladı.
"İKİNCİYE MAZBATA AYIBINDAN DÖNÜLDÜ"
Özel, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
- Bu nazik ziyaret için teşekkür ederken DEM Parti’nin seçimleri kazanan belediye başkanlarını hem tebrik ediyorum, hem çalışmalarında başarılar diliyorum. Hem de geçmiş yerel seçimlerden sonra Türkiye demokrasisi önemli bir yara almıştı kayyum atamaları ile. Bu seçimde önce Van’daki durum ortaya çıktı. Orada çok önemli bir dayanışma sergilendi, toplumun tüm kesimleri tarafından. İkinciye mazbata verme gibi bir ayıptan, yanlıştan dönüldü. Şu ana kadar da herhangi bir kayyum uygulamasının yaşanmamış olmasından ihtiyatlı bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim.
"KRİZLERİ YENİDEN KONUŞMAK ANLAMLI DEĞİL"
Özel, bir soru üzerine Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
- Aşılmış krizleri yeniden konuşmak anlamlı değil. Orada ortaya çıkan tablo ve aramızdaki görüşmeden sonra Sayın Erdoğan’ın CHP’ye bir ziyaret yapma talebini iletmesiyle birlikte olabilecek en iyi şekilde çözümlenmiş oldu. Burada artık dönüp de tekrar bir değerlendirme yapmayı doğru bulmam. Nezaketli de bir davranış olmaz.
"TÜRKİYE DEMOKRASİSİ İÇİN BİR KİLOMETRE TAŞI"
- Biz kamuoyunun gündeminde ne varsa hepsini dün Sayın Erdoğan ile konuşma imkanı bulduk. Benim ortaya koyduğum gündemlerin tamamını kendisi ve heyetinde bulunan arkadaşlar not aldılar. Biz de Sayın Erdoğan’ın yapmış olduğu değerlendirmeleri dinledik. Ben dünkü toplantının Türkiye demokrasisi açısından önemli bir kilometre taşı olduğunu ifade etmek isterim. Siyasetçilerin el sıkışmadığı dönemlerin sonu demokrasi açısından hep felaket olmuştur. 1977 ile 80 arası iktidar ile ana muhalefetin el sıkışmadığı ve konuşmadığı bir dönemdi.
- Türkiye’de de ana muhalefet ile iktidarın ve bütün siyasi partilerin birbirleri ile konuşabilen, el sıkışabilen, her şeyde anlaşmak mümkün değildir ama tartışabilen bir çizgide kalmalarını son derece önemli buluyoruz. Dünkü konuşmalar ve tartışmaların bu anlamda nasıl sonuç verdiğini önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda biz de takip edeceğiz. Siz de takip edeceksiniz.
AHMET NECDET SEZER'DEN BÜYÜKELÇİ ÖNERİSİ
Özel, Erdoğan görüşmesine CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın da katılması ve deprem bakanlığı önerisine ilişkin sorulara da şöyle yanıt verdi:
- Namık Tan ile ilgili merakı giderelim. Ben Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret etmeden önce seçilmiş son tarafsız Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’e bir ziyarette bulundum. Ziyaretim hem kendisinin bana nazik kutlama mesajına teşekkür etmek içindi, hem de bir Cumhurbaşkanı ile yapılacak görüşmeden önce kendisinin önerilerini almak ve bazı sorularıma kendisinden yardım istemek üzereydi. Kendisini uyarısı bana şöyle oldu.
- Cumhurbaşkanlığı'nın özel kaleminin ve protokol müdürlüğünün bir büyükelçi olduğunu, onun için benim de partimde bulunan büyükelçilerden birini görevlendirmek suretiyle bu protokol akışını, randevulaşmayı ve devamını özel kalemimizle koordineli bir büyükelçinin götürmesinin doğru olacağını ifade ettiler. Ben de partimizde görev yapan ve şu anda İstanbul Milletvekilimiz olan Namık Tan’ı bu konuda görevlendirdim. Kendisi de Cumhurbaşkanlığı Protokol Başkanı ve Özel Kalem Müdürü’yle dünkü görüşmenin detaylarını görüştüler.
- Heyet teşekkülü sırasında da kendi mesleki deneyimleri ve birikimleri gereğince görüşmeyi takip etmek ve gerekli notları tutmak üzere de Namık Tan’ı heyette bulundurduk. Kendileri de önce Sayın Elitaş, Sayın Cumhurbaşkanına eşlik ediyordu. Not tutma noktasında ilerleyen süreçte Sayın Cumhurbaşkanının daveti üzerine Özel Kalem Müdürü de eşlik etti ve böylece iki büyükelçinin görüşme ile ilgili not tuttukları süreci hep birlikte yaşamış olduk. İsim tercihini elbette ben yaptım. Milletvekili grubumuzdaki tek büyükelçidir kendisi. Ama bir büyükelçiyi görevlendirme önerisi kendi deneyim ve taktirleri ile Sayın Ahmet Necdet Sezer’in doğrudan bana teklifiyle olmuştur.
"DEPREM BAKANLIĞI ÖNERDİM"
Özel, Erdoğan'la görüşmesine ilişkin şöyle devam etti:
- Deprem bakanlığını önemsiyorum. Bu mesele ne iktidarın tek başına bir meselesidir. Ne o kenti yöneten belediyenin tek başına çözebileceği bir meseledir. Ne de muhalefete muhalefet alanı tanıyacak bir durumdur. Bu meselenin kendisi ülke için bir beka sorunudur. Bunun için de Sayın Erdoğan’a bir deprem üzerine, ismi doğrudan deprem bakanlığı olarak konur mu, yoksa doğal afetlerle mücadele ve depreme hazırlık bakanlığı mı olur ama bir bakanlık kurmasını önerdim. Dahasını önerdim, Meclis’te grubu bulunan bütün siyasi partilerden birer bakan yardımcısı talep etmesi durumunda ben partimden bir bakan yardımcısını görevlendireceğimi ve depreme meselesini siyaset üstü bir şekilde ele almanın, siyasetin kısır tartışmalarının dışına çıkarmanın, bir beka sorununu el birliği ile ortadan kaldırmanın önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundum.
- Sayın Cumhurbaşkanı dikkatle takip etti, not aldı ve not aldırdı. Ancak bu konuda biliyorsunuz, Anayasa gereği yeni bakanlıklar kurulması kendi yetkisindedir. Kendi uhdesindedir. Nasıl bir adım atacağını bilmiyorum. Kurulmasını önemserim. Partimizden talep olduğu taktirde deprem bakanlığına bir bakan yardımcısı vermeyi de siyasi açıdan değil insani açıdan, vicdani açıdan ve o gün pişman olmamak için almamız gerekli bir sorumluluk olarak görürüm.
ATATÜRK VE ERDOĞAN'A HAKARET
DEM Partili bir belediyede Atatürk, Erdoğan ve bayrağa yönelik sarf edildiği bildirilen sözleri de yorumlayan Özel, şunları söyledi:
- Olaylar yaşandığında da diyalog halindeydik. Birincisi bir Atatürk’e ve Sayın Erdoğan’a saygısızca ifadenin DEM Parti Eş Başkanları tarafından sarf edildiği noktasındaki yanlış iletişim kendileri tarafından düzeltildi. Ardından kolluk güçlerinin yapmış olduğu soruşturma ve kovuşturma aşamasında da netleşti. DEM Parti’nin seçilmiş başkanları değildi onu söyleyenler.
- İkinci husus da bayrak konusu. O konuda ben her iki Sayın Eş Başkanın yapmış olduğu açıklamaları DEM’in kurumsal tavrı olarak görüyoruz ve o noktada da yapmış oldukları açıklamalarda hem bayrağa, hem Atatürk resmine, simgelere ve sembollere karşı bir hürmetsizlik ve saygısızlıklarının olmadıklarına ilişkin açıklamalarını son derece önemli, yerinde ve yeterli buluyorum.