Paralel safsatanın geldiği nokta

Tecritte tutulan böbrek hastası avukat Murat Keçeci'nin tahliye talebi reddedildi. Baro Başkanı Huriye Erol, "Sol böbreği iflas etmiş, durumu vahim" dedi.

Paralel safsatanın geldiği nokta

Böbrek hastası müvekkiline çektirilenzulüm, tutuklanan avukatına da reva görüldü. İleri derece böbrek hastası olduğu halde 71 gün boyunca tedavisine izin verilmeyen tutuklu komiser Ahmet Özdil’in avukatı Murat Keçeci aynı kaderi paylaştı.

Özgür Düşünce'den Cihan Acar'ın haberine göre, Tekirdağ’da paralel safsatasıyla tutuklandıktan sonra cezaevine konulan Keçeci 3 kişilik hücrede tek başına bırakıldı. Soğuk ve rutubetli ortamda tecrit hayatına terk edilen Keçeci’nin burada böbrek rahatsızlığı nüksetti. Doktor raporlarına rağmen ölüm riski taşıyan Keçeci’nin tahliye talebi skandal bir şekilde kanser olmadığı gerekçesiyle reddedildi.
Önceki gün Edirne Trakya Üniversitesi’nde tedavi altına alınan avukatın ameliyata edilebilmesi için vücudundaki iltihabın geçmesi bekleniyor. Avukata yapılan zulme tepki gösteren Tekirdağ Barosu Başkanı Huriye Altay Erol yaşananların çok vahim olduğunu söyledi.

SOĞUK ORTAMDA TEK BAŞINA BIRAKILDI
Tahliye talebinin, tehdit oluşturmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin son derece yanlış bir karar olduğunun altını çizen 35 yıllık avukat Erol, Türkiye’nin genel hali itibariyle yaşananların sürpriz olmadığına vurgu yaptı.
Erol, “Doktor raporu hastaneden alındı. Sol böbrekte sıfır fonksiyon. Akciğerinde ciddi derecede enfeksiyon. Aldığım bilgilere göre ölmüş böbrek vücudu zehirliyor. Ama 4. derece kanser değil saikiyle hareket ediliyor. Tahliye edilmiyor. Hem de yurt dışı yasağı olmasına rağmen. Elektronik kelepçe uygulanabilir. Evinde eşi ve çocuğunun yanında tedavi edilebilir. Cezaevinde rutubetli ve çok soğuk bir ortamda kaldı. Tecrit hükmü yok ama fiilen tecritte bırakıldı. 3 kişilik hücrede tek başına kaldı. Ne olursa olsun insanı tek başına bırakmak bile bir cezalandırma yöntemi. Her türlü baskı oluşturulmuş. Bu son derece vahim bir tablo. Her türlü önlem alınabilir ama candan ötesi yalandır bizim için” dedi.

TEDBİR DEĞİL FİİLİ TECRİT
Cezaevinde eziyete uğrayan avukat Keçeci’yi yakından tanıdığını belirten Erol şunları söyledi: “Murat son derece saygılı ve düzgün bir çocuk. Düzgün bir hukukçu. Murat bir hata yaptıysa ona göre cezası verilir. Ama şu anda yaşananlar yaptığının karşılığı değil. Ben peşinen sana ceza çektireceğim mantığıdır. Yargılaması henüz başlamadı. Ama ceza çektiriliyor şu anda. Tutuklama bir tedbirdir. Ama Murat arkadaşımızın yaşadığı tedbir değil fiilen tecrittir. Tam bir cezalandırmadır” ifadelerini kullandı.

HUKUK HUKUKSUZLUKLA EŞ ANLAMA GELDİ
Son yıllarda hukuk alanında yaşanan ihlallere değinen Erol, gelinen noktayı şöyle özetledi: “Biz kendi çapımızda 80’lerde sıkıntılar yaşadık. Ama gittikçe sorunlar arttı. Vatan elden gidecek noktaya geldi. Hukuk gittikçe kötüleştiği için artık her şey mümkün halde. Çok üzgünüm ki biz iyi tarafını yaşamışız. Artık hukuk hukuksuzlukla eş anlama geldi. Artık hiç kimsenin hiç kimseye güveni yok. Bizi bugün ayrımcılık bu hale getirdi. El birliğiyle hareket etmemiz lazım.”

SiYASi GEREKÇELER iNSANLARIN CANINA KAST ETMEYE BAŞLADI
Türk Tabipler Birliği Başkanı Beyazıt İlhan: Bu korkunç bir durum. Sadece kanser hastaları tahliye edilecek diye bir durum olamaz. Cezaevi koşullarında tedavisi zorluk arz eden hastanın sağlığını tehlikeye atacak bütün durumlar bir tahliye sebebidir. Bu durum bilimsel ve tarafsız şekilde değerlendirilmelidir. Ama maalesef ki Türkiye’de bu konuda çok ciddi problemler var. Artık siyasi çekişmeler ve gerekçeler insanları sağlık haklarından mahrum etmeye adeta canına kast etmeye başladı. Biz Türk Tabipler Birliği olarak süreci yakından takip edeceğiz. Gerekirse bağımsız bir heyet tarafından incelenmesi için süreç başlatırız.

DERHAL TAHLiYE KARARI VERiLMELi
İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Avukat Hasan Anlar: Bir hukuk devletinde tutuklu olan birinin kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunmuyorsa bu kişi her halükarda tutuksuz şekilde yargılanmalı. Bu genel bir kaidedir. Buna sağlık sorunları da eklenmişse mahkeme süreci değerlendirip derhal tahliye kararı vermelidir. Çünkü sağlık nedeninden dolayı bir kişiyi içeride tutmanız telafisi imkansız zararlara neden olabilir. Bu genel bir hukuk kuralıdır. Masumiyet karinesi ve sağlık hakkı göz önünde bulundurulmalıdır.
<< Önceki Haber Paralel safsatanın geldiği nokta Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER