DEVA Partisi Genel Sekreter Yardımcısı avukat Salih Efe, DEVA Partisi’nin Eylül ayında yapılması planlan 2. Olağan Büyük Kongresi’nde genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Efe ile adaylığını açıklamasının ardından konuştuk. Efe, partisinin mevcut başkanı Ali Babacan’a ağır eleştiriler yönelterek Babacan’ı antidemokrat olmakla suçluyor, “Bizim merkez sağ partilerin hepsi böyle, hepsi diktatör. Dışardan çok demokrat görünürler ama merkez sağ partilerin geleneği böyledir kimse onlara karşı çıkamaz. Yarı peygamber rolündeler ve eleştirenler aforoz edilir” diyor.
En büyük nedeni partide çok büyük rahatsızlıklar var. Bunun dışarıya yansıyan kısmı var, yansımayan kısmı var. Türkiye’deki tüm siyasi partilerin yaşadığı sorunlar maalesef DEVA Partisi’nde de yaşanıyor. Bizim partimiz çok büyük idealler ile kurulmuştu. Ama bu gerçekleşmedi. Parti içi ilişkiler çok kötü yönetildi. Partimizden çok fazla istifa eden isim oldu.
Hepsi somut olarak eleştirilerini söylediler, söylediler kimse onları dinlemedi. Genel Başkan Ali Babacan bir grup tarafından kümelenmiş vaziyette.
İsim vermem doğru olmaz. Ama çoğunluğu Meclis’e girenler. Tabi kümeleyenler arasından Meclis’te olmayanlarda var. Açıkçası antidemokratik uygulamaları var Ali Babacan’ın...
Dışardan herkes demokrat görünür. Hiçbir siyasinin ekranlarda söylediğine inanmamak lazım. Özellikle siz gazetecilerin inanmaması lazım. Bizim merkez sağ partilerin hepsi böyle, hepsi diktatör. Dışardan çok demokrat görünürler ama merkez sağ partilerin geleneği böyledir kimse onlara karşı çıkamaz. Yarı peygamber rolündeler ve eleştirenler aforoz edilir.
Olmaz olur mu? Parti yönetimi, genel merkez yönetimi kötü olduğu için biz bu sonucu aldık. Bu konu büyük tartışma konusu oldu. Çok toplantılar yapıldı. Zaten bizim partide çok şey konuşulur, uzmanlar gelir gider. Ama Ali Babacan ve ekibi bildiğini yapar...
Aslında ben partiden hiç kopmadım. Halen de kopmuş değilim... Kopanlar çok oldu. Beni eleştiriyorlar bazı isimler. Ali Babacan’a karşı aday olduğum için. Ben hukuk fakültesi mezunuyum. Yurt dışında eğitim almışım. Avrupa Birliği’nin çok sayıda projesinde çalıştım. Babacan’ın benden tek farkı 13 yıl bakanlık yapmış olması. Ancak halk eski siyasetçilerden bıkmış vaziyette. Sonuç ortada. Siyasi başarımız sıfır...
Tabii ki tepki aldım. Kimse adaylık açıklamama gelemedi. Salon vs. talebim vardı partimden. Bu taleplerim dahi karşılanmadı. Ancak partiden kopan herkes beni destekliyor. Pek çoğu ile temastayım. Adaylık ihalesi bana kaldı ve ben bu düzene karşı çıkmak zorundayım. Bunu aldığım eğitim için, verdiğim mücadele için yapmak zorundayım. Yani ben partiye gireceğim ve birilerine tabi olacağım. ‘Biat et rahat et’ olacak. Ee bizim o zaman tarikatlardan ne farkımız var. Biz niye diyoruz ‘beyinlerinizi şeyhlere teslim etmeyin.’ Ben beynimi neden genel başkana ve çevresine teslim edeyim. Böyle bir yönetim olamaz. Binde 33 oy aldık. Halimiz ortada. Bu oy oranının eleştirisi dahi verilmedi. 4 yılda Ali Bey bir kez bana randevu verdi. Kendisine 7 sayfalık eleştiri içeren bir rapor verdim.
DEVA Partisi en büyük hatayı içine kapanarak yaptı. 5-6 kişiyle, ‘biz yaparız, ederiz’ diyerek parti yönetmeye çalıştılar. Belki de DEVA içerisinde atanmış kayyumlar dahi vardır.