Sözcü’nün sorularını yanıtlayan iş insanları, ilk 6 ayda hızla yükselen enflasyon nedeniyle temmuz ayında ara zam yapmaktan başka çarelerinin kalmadığını söylediler.
Zam oranının 6 aylık enflasyon dikkate alınarak yüzde 25’ten aşağı olmayacağını belirten iş insanları, zam yapmamaları halinde yetişmiş elemanları başka firmalara kaptırma, çalışan mutsuzluğu ve buna bağlı verim düşüklüğü gibi risklerin yaşanacağını ifade ettiler.
Ankaralı bir iş insanı, son yıllarda artan enflasyon nedeniyle asgari ücret zammını beklemeden kendi çalışanlarına düzenli olarak 3’er ve 6’şar aylık dönemlerde ara zamlar yaptıklarını ve genel zam dönemlerini yıllıktan 6’şar aylık dönemlere kaydırdıklarını söyledi.
Kurumsal firmaların büyük bölümünde asgari ücretle çalışan olmadığını belirten aynı iş insanı, “Örneğin benim firmamda en düşük işçi ücreti 22 bin liradan başlıyor. Bu paralarla çalışanlarımın enflasyon karşısında direnemeyeceğini, geçimini sürdüremeyeceğini iyi biliyorum. Maaşı 30 bine de çıkarsak geçim zor. Ancak hiç olmazsa 6 aylık enflasyon kaybını karşılamamız gerekiyor. Zam vicdanen de zorunluluk haline geldi” dedi.
Son dönemde işlerin yavaşlaması nedeniyle kazançlarının düştüğünü belirten bir iş insanı da, “İş yok. Ama tabii ki çalışanlarımıza zam yapacağız, herkes bu zammı bekliyor. Zam yapmadığınızda eleman kaybını göze almak zorundasınız” dedi.
Devletten ihale alıp kamuya iş yapan bazı firmalar ise çalışanlarına ara zam yapamayacakları gibi, işçi çıkarma durumuyla karşı karşıya geldiklerini söylediler.
Tasarruf tedbirlerine uğrayan bazı işlerin durduğunu, bazı işlerde yüzde 15’leri aşan ödenek kesintisi yapıldığını belirten bir iş insanı, “Devlette bir çok iş durdu, yeni iş almak çok zorlaştı. İş olmayınca işçinize zam da yapamıyorsunuz. Maalesef beşer onar işçi çıkarmak zorunda kaldık. Bir süre sonra yüzer yüzer işçi çıkarmaları göreceğiz. İlk kez mavi yakalı işçilerin iş kaybı yaşadığını görüyorum” dedi.