Karar yazarı Akif Beki bugünkü köşesinde Vatan Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin MHP liderini eleştiren sözlerini değerlendirdi. Bahçeli'nin sessiz kalmaması gerektiğini savundu. Perinçek üzerinden ise AKP'nin Rusya Suriye ve Irak politikalarını eleştirdi. İşte o yazı:
‘Kaç nolu plaka vereyim’ muhabbetleri
Vize krizi, Perinçek grubunu bir coşturdu ki tut tutabilirsen...
Bir yandan vize misillemesini yetersiz buluyor, İncirlik’i de derhal kapatıp ABD’yi köşeye sıkıştırmaya çağırıyorlar.
Bir yandan da emperyalizme direniş maskesiyle Amerikan karşıtlığı kisvesi altında Rus emperyalizmini savunmakta vites büyütüyorlar.
Perinçek, dünkü Aydınlık’ta MHP lideri Bahçeli’yi tekrar hedefe koymuştu.
‘82 Kerkük, 83 Musul, 84 nolu plaka da yolda’ söylemi üzerinden vuruyor ha vuruyordu, bindiriyor da bindiriyor.
Perinçek’e sorsanız, plaka takma merakında ‘sıra Moskova ile Pekin’e doğru geliyor’.
Bu hızla Bahçeli’nin ‘85, 86 nolu fitneleri’ piyasaya sürüp Irak, Suriye ve İran’dan sonra Rusya ve Çin’le de aramızı açmasından korkuyor güya.
NUMARA VE KULP TAKMA YARIŞI
MHP liderine ‘Atlantik fitneticisi’ demeyi ihmal etmiyor Perinçek. Ankara ile silah arkadaşları Moskova, Tahran, Bağdat ve Şam rejimlerinin arasına güvensizlik sokmakla suçluyor.
Dün grup toplantısında, bu yakıştırmalara tersinden karşılık verir diye bekledim. Ama Bahçeli es geçti.
Oysa Perinçek, ‘yerli ve milli iktidar koalisyonu’nda ortak saydığı MHP ile çekişmekten, sürtüşmekten kaçınmıyor. ‘Birbirilerine düştüler, iktidar içi hizipler kapışıyor’ görüntüsü vermek pahasına, hiçbir sataşma fırsatını geri tepmiyor.
‘Milliyetçilik görüntüsüyle Amerikancılık yapma’ suçlaması gibi ağır tahriklerden bile çekinmiyor.
Perinçek’in kavgada söylenmeyecek laflarına, hiç değilse şu kadarcık bir misillemede de mi bulunamazdı Bahçeli...
Hesapta ulusalcılık namına bizi Batı ittifakından koparacak bir Avrasya fitneciliğine soyunmakla... NATO ile kasten aramızı bozmakla, tam bağımsızlık diye aslında Rus mandasını savunmakla... Anti-emperyalizm ve anti-Amerikancılık lakırdılarıyla bize Rus emperyalizmini sevdirmeye, Rusçuluk aşılamaya, ABD ile korkutup Rus vesayetine razı etmeye çalışmakla da mı suçlayamazdı?
HİÇ AÇMASAK MI DEDİRTEN DEFTERLER
Daha sayıp dökülecek neler vardı Perinçek’in Rusçu hülyalarında...
İran’ın Irak’taki çıkarlarını bize bekletme numaralarını, Irak’ın toprak bütünlüğünü korumak diye yutturduğu da mı söylenemezdi?
Suriye’nin toprak bütünlüğünü muhafazadan, Esad’ın topraklarının koruyuculuğunu, egemenlik sınırlarının muhafızlığını bize yaptırmayı anladığı da mı yüzüne vurulamazdı?
Perinçek’in sivri dili pervasız, Bahçeli’yi ABD-İsrail planlarına hizmetle bile karalıyor.
Bahçeli ise...’Sen hangi karanlık rüyaları görüyorsun, hangi sinsi emellere hizmet ediyorsun, Rus emperyalizminin ajanlığı, İran yayılmacılığının bekçiliği sana mı düştü’ bile demiyor.
Bütün keskinliğine rağmen Bahçeli, bu tartışmada gayet tutumlu.
Şu kadarını dahi dolamıyor diline, demiyor ki...
‘Yahu Perinçek efendi; 82 Kerkük, 83 Musul hayalleri sana dokunuyor da...Kırım’dan sonra Suriye’yi Rusya Federasyonu’na bağlı 23’üncü özerk birim, Irak’ı 86’ıncı uydu vilayet yazdırma hevesleri seni hiç mi rahatsız etmiyor?
Bir domates olayında bile ihracatçımızı kanırta kanırta ezmeleri hiç mi kanına dokunmuyor, üstümüzde oynadıkları oyunlar zerrece de mi izzet-i nefsini rahatsız etmiyor?
Bu mu senin ‘yerli ve milli’liğin? Buysa batsın, istemez senin anti-emperyalizmini?’