İşte Turhan Bozkurt'un o yazısı:
Çözüm süreci esnasında terör örgütü PKK’nın şehirlere yığdığı mühimmat ve silahlarla neredeyse her gün asker ve polisimiz şehit ediliyor. Ocaklara ateş düşüyor.
Terör örgütünün şehirlerde hâkimiyet kurmasına göz yumanlar, hal-i hazırda mevzuu pişkinliğe vuruyor olabilir. Devleti idare edenlerin zekamızla alay etmesi onların aynı zamanda PKK’ya 100 milyonlarca dolar kaynak aktarılmasını seyrettikleri ve teröre yardımcı oldukları hakikatini değiştirmez. Cumhuriyet savcıları, vazifenin icabını yerine getirdiği gün hepsinden bu suçların hesabı sorulacaktır.
Sadece Diyarbakır-Bingöl arasında uzanan esrar tarlalarından her sene 50 milyon dolar Kandil’e gidiyor. Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınan uyuşturucu, kaçak akaryakıt ve silahlar dahil edildiğinde PKK’nın birkaç kalemde milyar dolarlık kaynağı yönettiği anlaşılıyor. Kürt işadamlarından ‘vergi’ adı altında toplanan paralar, Kuzey Irak ve Suriye ile ticaret yapanlardan kesilen komisyonlar, örgütün malî kaynaklarına dâir önemli ipuçları veriyor.
Son dönemde PKK’nın malî kaynaklarını kurutmaya mâtuf operasyon yapıldığını hatırlayan var mı? Eli kanlı örgütle mücadelede malî tarafın hafife alınması kabul edilebilir mi? Akl-ı selim herkes bu suâle “Asla.” cevabını verecektir. Lakin yeni Türkiye’de öyle olmuyor. Güneydoğu’da iş âleminin terör örgütü tarafından haraca kesildiğini cümle âlem duydu.
AKP hükûmeti ‘terörün belini kırdık’ dedikçe gencecik bedenler toprağa düşüyor. 1 Temmuz 2015’ten bugüne 500’e yakın şehit verdik. Ne kadar hazindir ki İstanbul, Ankara, Bursa ve Gaziantep’te meş’um yüzünü tekrar tekrar gösteren canlı bombalara hükûmetin verdiği cevap hamasî nutuklardan ibaret kalıyor. İstihbarat yok, tedbir göstermelik…
Öbür yanda masum işadamları; burs, himmet ve zekat verdikleri için tutuklanıyor. Yüksek mevkiden gelen talimatlara göre karar veren hâkimlerin marifeti ile gazete, televizyon ve holdingler gasp ediliyor. ‘Kayyım’ kılığında mülkiyet hakkı hiçe sayılıyor.
PKK’nın para kaynaklarını kurutmak yerine Güneydoğu’da gençlerin dağa çıkmasına mani olmak için okul açanları hapse atmak hangi aklın eseridir? Ömrünü cehaletle mücadeleye, barış ve kardeşliğe adamış muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kitaplarını, el bombaları ile yan yana teşhir edenler mi terörün belini kıracak?
Hizmet Hareketi’nin Güneydoğu’da açtığı okul ve etüt merkezlerinde yetişen talebelerin memlekete, insanlığa nasıl hizmet ettikleri devletin resmî raporlarında geçiyor. Barış elçisi Hz. Muhammed’in (sav) hayatının anlatıldığı Sonsuz Nur’u kalaşnikof namlusunun dibine vicdanı ve beyni körelmiş zavallılar koyabilirdi. İftirada sınır tanımayanlar bilsinler ki, böyle algı operasyonları dün olduğu gibi bugün de millet vicdanında kabul görmeyecektir.
Başa dönelim: PKK’nın para kaynaklarına ne vakit kayyım atayacaksınız?