Polat: Türkiye organ naklinde dünyada ilk 5 içinde yer alıyor


Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. K. Yalçın Polat, organ nakli için sayısal verilere bakıldığında başarı oranları açısından Türkiye'nin Dünya'da ilk 5 içinde yer aldığını kaydetti. Polat, "Artık organ nakli olabilmek için hastalar yurtdışına gitmiyor, aksine yabancı hastalar Türkiye'de organ nakli oluyor." dedi.

Prof. Dr. K. Yalçın Polat, organ nakli ile ilgili açıklamalarda bulundu. Polat, organ naklinin, organ yetmezliği ile karşı karşıya olan bireylerin yaşam kalitesini artıran en önemli tedavi şekli olarak tanımlandığına dikkat çekti. Organ nakli ile kişilerin yeniden yaşama tutunduğuna dikkat çeken Polat, '3-9 Kasım Organ Bağış Haftası' öncesinde organ nakli ve bağışın önemi hakkında bilgi verdi.

"Organ nakli için sayısal verilere bakıldığında başarı oranları açısından Türkiye Dünya'da ilk 5 içinde yer alıyor. Artık organ nakli olabilmek için hastalar yurtdışına gitmiyor, aksine yabancı hastalar Türkiye'de organ nakli oluyor." diyen Polat, Türkiye'de görev yapan organ nakli cerrahları son derece deneyimli olduğu için ABD başta olmak üzere dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinden cerrahlar Türkiye'ye geldiğini kaydetti. Polat, özellikle canlıdan nakiller konusunda önemli başarılara imza atmış olan Türk cerrahların konuk doktorlara kapsamlı bir eğitim verdiklerini aktardı.

'SON 10 YILDA ORGAN NAKLİ İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI'

Kamu ya da özel hastane fark etmeksizin organ naklinde tüm giderlerin devlet tarafından karşılanarak nakillerin gerçekleştirildiğini kaydeden Polat, "Türkiye'de diyalize giren 55 bin kayıtlı hasta bulunuyor. Bunun yanı sıra karaciğer nakli olmayı bekleyen 8-10 bin hasta var. Bundan 15-20 yıl önce bu hastaların birçoğu tedavi olamadığı için hayatını kaybederken, şimdi organ nakli ile eski sağlıklı günlerine tekrar kavuşabiliyorlar." diye konuştu.

'22 BİN BÖBREK, 2 BİN 200 KARACİĞER HASTASI NAKİL OLMAK İÇİN BEKLİYOR'

Polat, Sağlık Bakanlığı'nın 2015 verilerine göre şu anda 22 bin böbrek, 2 bin 200 karaciğer, 600 kalp, 260 pankreas, 50 akciğer, 4 kalp kapağı, 5 ince bağırsak hastası kadavradan nakil olabilmek için beklediğini açıkladı. Polat, "Organ bağışının istenilen düzeyde olmaması sebebiyle birçok kişi bu bekleyiş esnasında yaşamını yitirebiliyor. Birçok kişi de kadavradan organ bağışı olmadığı için aile ya da yakınlarından alınan organlar ile sağlığına kavuşabiliyor." dedi.

'ORGAN NAKLİ SONRASI HASTALARI SAĞLIKLI BİR YAŞAM BEKLİYOR'

Organ nakli olan kişilerin nakilden sonra en çok merak ettiklerinin konunun normal hayatlarına ne zaman dönebilecekleri olduğunu aktaran Polat, konuşmasına şöyle devam etti: "Hatta bazı hastalar eski yaşamlarına geri dönemeyeceklerini, eskisi gibi olamayacaklarını düşünerek endişeye kapılabiliyorlar. Nakil olan hastalarının bu konudaki endişeleri yersizdir. Tam tersi nakil olan kişileri zor günler değil, sağlıklı bir hayat bekliyor. Organ nakli ile yeniden hayata kazandırılan kişiler ortalama 3 ay sonra sosyal, iş yaşantılarına geri dönüp yeniden çalışan üreten insan olabiliyor. Bu süreçte çocuk sahibi olunabiliyor, kişi yaşantısına eskisi gibi sürdürebiliyor. Organ nakli, hastalığı sebebi ile son evrede olan hastalara yönelik multidisipliner bir tedavi şeklidir. Başarılı bir şekilde gerçekleşen nakilden sonra insanlar doktorlarının önerileri çerçevesinde hareket etmeliler. Düzenli ilaç alımı ve doktor kontrolleri ihmal edilmemeli. Nakil kadar nakil sonrası yaşam da önemlidir. Bu konuda hastaların bilinçlenmesi çok önemli."

'ORGAN BAĞIŞI KONUSUNDA TOPLUMSAL DUYARLILIK OLUŞMALI'

Polat, Türkiye'nin yıllık istatistiklerine bakıldığında böbrek nakli sayısı yılda ortalama 3 bin civarında olduğunu belirtti. Bu rakamın az olmadığını ancak yeterli sayıda da olmadığını ifade eden Polat, bu nakillerin çoğunun canlıdan canlıya yapıldığını söyledi. Polat, Türkiye'de kadavra bağışı çok az olduğu için canlı vericili nakillerin ön plana çıktığını vurguladı. Polat, "Ülkemizde hala kadavra bağışı yeterli düzeyde değil. Organ bağışı konusunda toplumda yeterli duyarlılığın oluşmaması hala bilgi eksikliğinin, ön yargıların hatta yanlış inanışların olduğunu göstermekte. İnsanlar hayattayken organlarının bir parçasını yakınlarına verebiliyor; ancak öldükten sonra vermek istemiyorlar. Öldükten sonra organın bir işe yaramayacağı unutuluyor. Bu, organ bağışı konusunda bir paradoksun olduğunun en güzel kanıtıdır. Organ bağışı algısında bir yanlışlık var ve bunun aşılması gerekiyor." önerisinde bulundu.

'HAYATTAYKEN ORGANLARINIZI BAĞIŞLADIĞINIZI AİLENİZE SÖYLEYİN'

Organ bağışının azlığına dikkat çeken Polat, kişilere organlarını bağışlamaları noktasında çağrıda bulundu. Polat, "Avrupa ülkelerinde milyon nüfus başına yıllık kadavra sayısı 25-30'ken, Türkiye'de bu rakam 4.7'dir. Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin ailelerinden çoğunlukla 'ret' cevabı alınmakta. Ortalamaya bakıldığında beyin ölümü gerçekleşenlerin sadece yüzde 26'sının organları alınabildiği görülüyor. Kadavradan gerçekleştirilebilecek nakiller için toplumun bilinçlenmesi gerekiyor. Organ bağışı konusunda doğru bilginin aktarılması çok önemli. Toplum olarak bilinçlenme sağlandıkça organ bağışına yaklaşım daha pozitif hale gelecek." CİHAN
<< Önceki Haber Polat: Türkiye organ naklinde dünyada ilk 5 içinde yer alıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER