Ali
Babacan, yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla, hükümetin yaptığı tüm çalışmaların
Türkiye'ye sağladığı katkıların artık net bir şekilde herkes tarafından görülmeye başlandığını söyledi.
Gerek ulusal, gerekse uluslararası yatırımlarda kayda değer artışlar sağlandığının tüm kesimlerin malumu olduğunu ifade eden Babacan, 2006 yılı
Kasım sonu itibariyle Türkiye'de 14 bin 782 adet uluslararası
sermayeli
firma faaliyette bulunduğunu kaydetti.
Babacan, ''bu cumhuriyet tarihinden 2003 ortalarına kadar toplam 6 bin civarında olan sayının üzerine 9 bin daha eklendiği, 4 yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşti'' dedi.
Ali Babacan, Haziran 2003 öncesindeki 10 yılda bazı istisnalar dışında 1 milyar ABD doları seviyesini aşamayan uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin 2003 yılı sonunda 1 milyar 752 milyon
ABD Doları, 2004 yılı sonunda 2 milyar 883 milyon ABD Doları ve 2005 yılı sonunda da 9 milyar 786 milyon ABD Doları seviyesine ulaştığını bildirdi. Bakan Babacan, ''2006 yılı Ocak Kasım döneminde fiili giriş 18 milyar 135 milyon dolara ulaşmıştır'' diye konuştu.
2006 yılı Ocak-Kasım döneminde uluslararası doğrudan yatırımlara istinaden gerçekleşen sermaye girişinin yüzde 83'ünün AB
ülkeleri kaynaklı olduğuna işaret eden Babacan, bu oranın 2005 yılının aynı döneminde yüzde 46 düzeyinde gerçekleştiğini bildirdi.
Bakan Babacan, son yıllarda yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda atılan adımların olumlu sonuçlarının uluslararası kuruluşlarca yapılan çalışmalara da yansıdığını hatırlatarak bunlardan bazılarını örnekleyerek anlattı.
KÜRESEL REKABET ENDEKSİ
Dünya Ekonomik Forumu'nun 2006-2007 küresel
rekabet endeksine göre Türkiye'nin 125 ülke içerisinde 59. sırada yer aldığını hatırlatan Babacan, aynı endekste Türkiye'nin geçen sene 117 ülke arasında 71. sırada yer aldığını söyledi.
Bu yüksek sıçramada AB üyelik sürecine girilmesiyle birlikte yapılan reformların da katkısı olduğunu vurgulamakta fayda gördüğünü belirten Babacan, geçen yılki endekste AB üyeleri ve
aday ülkeler arasında en sonda bulunan Türkiye'nin bu yılki sıralamada AB'ye yeni katılmış
Romanya ve Bulgaristan'ın önünde yer aldığını vurguladı.
The
Economist dergisi ve ona bağlı
ekonomik araştırmalar yapan
The Economist Inteligence Unit tarafından yayınlanan çalışmaya göre de Türkiye'nin AB üyesi olan
Polonya, Çek
Cumhuriyeti ve Macaristan'dan daha fazla
yabancı sermaye çekerek 2006 yılında yükselen piyasalar arasında en çok doğrudan yabancı sermaye çeken 7. ülke konumunda bulunduğunu söyleyen Babacan, UNCTAD'ın açıkladığı 2006 yılı Dünya
Yatırım Raporuna göre de Türkiye'nin 35. sıradan 22. sıraya yükselerek bu anlamda gelecek vadeden ülkeler arasında yer aldığını bildirdi.
Babacan, şunları söyledi:
''Gerek
yurt içi yatırımlarda, gerekse uluslararası doğrudan yatırım girişindeki bu gelişmeler ve değerlendirmeler, Türkiye'nin artık yatırımlar için cazip bir ülke haline geldiğine, bu hedefte çok hızlı ilerleme kaydettiğine ve dünya ekonomisinin güçlü bir aktörü olma iddiasını açıkça sergilemeye başladığına işaret etmektedir.
Burada önemli bir nokta, Türkiye'nin kısa süre içinde kaydettiği bu başarının korunması ve daha ileriye götürülmesidir. Her zaman belirttiğimiz gibi yatırım ortamının iyileştirilmesi uzun soluklu bir süreçtir. Bu süreç içinde ve sonunda kazançlı çıkacak olan ise tartışmasız Türkiye'dir, vatandaşlarımızdır.
Uluslararası yatırımların artması, hem bizim kendi yatırımcılarımızı destekleyecek hem işsizlerimize iş sahası oluşturacak, hem de çalışanlarımızın
yaşam kalitelerini daha yükseğe çekecektir.''
2007 BAŞARI YILI OLACAK
Babacan, şöyle dedi:
''Onun için ben inanıyorum ki 2007 yılının bir başarı yılı olacağına hep beraber şahit olacağız ve AB ile ilişkilerimiz,
Dünya Bankası, IMF gibi uluslararası kuruluşlarla ilişkilerimizdeki ivme aynen devam edecek.
Büyüme hedefimiz yüzde 5. İlk 5 yıl hedefimizin üzerindeydik. Biz 2007'yi enflasyonunun düşüş trendinin yine devam edeceği bir yıl olarak görüyoruz.
Onun için biz hükümet olarak kararlıyız. Ancak
iş dünyası temsilcilerimizin de özellikle kurumlarımızın başkanlarının ve yöneticilerinin bu dönemde 2007 yılı içerisinde alacağı tutum, takınacağı tavır çok çok önemli.
Eğer biz hep beraber 2007 yılında da iş dünyasının moralini yüksek tutarsak, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili iyimser bakışını güçlü tutarsak 2007 yılı da başarılı bir yıl olur.''
Türkiye'ye dışarıdan
bakan finans sektörünün Türkiye ile ilgili içeridekilerden daha iyimser bir bakışa sahip olduğuna vurgu yapan Babacan, bütün sektör temsilcileriyle görüştüklerini, bu temsilcilerin yaklaşık 50 ülkede yatırımları bulunduğunu ve yatırımları bulunan bu ülkelerin her yıl 10-15 tanesinde
seçim gerçekleştiğini, sektör temsilcilerinin kendilerini anlattığını söyledi.
Babacan, Türkiye'de seçimlerin bu kadar niye büyütüldüğünü, yabancıların anlamadığını da belirterek, yabancıların yerlilerden çok daha iyimser bir pozisyon aldıklarını söyledi.
Bu konuda iş dünyası temsilcilerinin üyelerine verecekleri mesajların önemli olduğunu da belirten Babacan, ''eğer bizler hep beraber 2007'ye güvenirsek, Türkiye'nin geleceğine güvenirsek, 2007 bir başarı yılı olur. Ama Türk iş dünyası olarak 'bu yıl zaten kötü olacak, kötü şeyler bekliyoruz' diye sürekli bir karamsarlık, olumsuzlukla konuşursak biliyorsunuz ekonomide beklentiler, moral bozulursa gerçekten arkasından olumsuz sonuçlar gelir'' diye konuştu.
KİM GÜVENİRSE O KARLI ÇIKAR
Önemli olanın Türkiye'de uzun vadede
demokrasinin iyi işlemesi olduğunu, demokratik sistemin bundan daha iyi işlediğinin bütün dünyaya ispat edilmesi olduğunu belirten Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''2007 yılında biz bütün dünyaya gösterirsek, demokratik takvim istiyor, demokrasi Türkiye'de gayet güzel çalışıyor. Üstelik daha da iyi işliyor. İşte bu Türkiye'nin ileride daha parlak bir ekonomik geleceğe sahip olmasının güvencesidir.
Ama farklı yaklaşımlar, endişeler, mülahazalarla yaklaşırsak, bu gerçekten farklı sonuçları getirebilir, bunu da açıkça söylüyorum. Kim güvenirse o karlı çıkar. Çünkü ona göre adımlarını atar, kararlarını verir ve ondan sonra 2008 geldiğinde güvenenler pişman olmayacaktır.''
HRANT DİNK'İN ÖLDÜRÜLMESİ
Devlet Bakanı Ali Babacan, konuşmasında, önceki gün uğradığı
silah saldırı sonucu öldürülen
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in ailesine
başsağlığı dilerken, cinayetin aydınlatılmasıyla ilgili devletin her türlü çabayı göstermekten kaçınmayacağını söyledi.
Babacan, konuşmasında Dink'in öldürülmesiyle ilgili güvenlik güçlerine gösterdikleri çaba ve başarıdan ötürü de takdirlerini dile getirdi.