Partiye yapılan suçlamaların temelsiz olduğunu vurgulayan Çiçek,
mahkemenin
HAK-PAR davasında aldığı kararın
kapatma davasını hukuken çökerttiğini belirtti.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek ile
AK Parti Grup
Başkanvekili Bekir
Bozdağ tarafından
Anayasa Mahkemesi'ne
kapatma davası hakkında sunulan sözlü savunmada, AK Parti'nin laikliğe aykırı
eylemlerin odağı haline gelmediği vurgulandı. Sözlü savunmasını yapmak üzere Devlet Bakanı Çiçek ile Grup Başkanvekili Bozdağ, dün sabah 09.50'de
Anayasa Mahkemesi'ne giriş yaptı.
Anayasa Mahkemesi heyeti, Çiçek ile Bozdağ'ın sözlü savunmalarını saat 10.00'dan itibaren dinlemeye başladı. Duruşmanın öğleden önceki oturumu yaklaşık 2 saat sürdü. Saat 12.00'de duruşmaya öğlen arası verildi. Öğleden sonra yeniden toplanan Mahkeme'de Çiçek ve Bozdağ, AK Parti'nin sözlü savunmasını sunmaya devam etti. Çiçek ve Bozdağ tarafından Anayasa Mahkemesi'ne sunulan sözlü savunmada, AK Parti'nin, demokratik düzen için tehdit olmadığının altı kalın çizgilerle çizildi. İşte AK Parti tarafından Anayasa Mahkemesi'ne sunulan sözlü savunmanın ana hatları:
KARARLILIK OLUŞMADI
AK Parti'nin
laiklik anlayışını sadece programına yazmakla kalmayıp aynı zamanda uygulayan bir parti olduğunun vurgulandığı sözlü savunmada, "AK Parti'nin laiklik anlayışı Anayasa ve
modern laiklik anlayışıyla uyumludur. AK Parti, laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmemiştir.
AK Parti, laikliğe aykırı fiillerin değil, kurulduğundan itibaren yaptığı çalışmalarla ülkemize ve milletimize hizmetin odağı haline geldi. AK Parti'nin yetkili organlarının açıkça veya zımnen benimsediği hiçbir eylem ve söylem yoktur. Bu anlamda
parti kapatmaya ilişkin Anayasa'nın parti kapatma davalarında aradığı 'yoğunluk' ve 'kararlılık' içinde işlenmesi olası koşulları gerçekleşmemiştir" denildi.
DİNİN BİRLEŞTİRİCİLİĞİ
Dinin birleştiriciliğine vurgu yapmanın laiklik ilkesine aykırı olmadığının vurgulandığı AK Parti'nin sözlü savunmasında,
"Başörtüsü sorunu ve çözümüne dair konuşmak ve öneriler getirmek laikliğe aykırı değildir. AK Parti'nin dış politikası ile laiklik ilkesi arasında ilişki kurulması yanlıştır. Laiklik konusunda değerlendirmeler yapmak laiklik ilkesine aykırı değildir" bilgilerine yer verildi.
HAK-PAR SAVUNMASI
Siyasi partilerin yasaklanmasında evrensel standartların ve Türkiye'de siyasi parti yasaklanmasına ilişkin davalardan örneklerin sunulduğu savunmada,
"Esasen Anayasa Mahkememizin 29.01.2008 tarihinde HAK-PAR kararı ile kurduğu içtihat, davayı hukuki temelden çökertmektedir. Parti kapatma davalarında yeni bir dönemi de başlatan içtihata göre, eylem kategorisi dışında kalan veriler hiçbir şekilde kapatmanın sebebi kılınamaz. Projelerin gerçekleşmesinde Anayasa dışı bir yöntem benimsenmedikçe, bu gibi veriler çoğulcu demokrasinin, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün dokunulamaz alanlarına girmektedir. Partimiz, hiçbir zaman ve hiçbir şekilde anayasaya aykırı veya anayasal yöntemleri dolanan bir eylemin içinde olmamıştır" denildi.
DELİLLER HUKUKİ DEĞİL
Sözlü savunmada, davada sunulan
delillerin ispat hakkı bakımından delil olma değeri bulunmadığı ve bazı iddialardan oluştuğu öne sürüldü. AK Parti kurulmadan önceki eylem ve beyanların delil olarak kullanıldığına dikkat çekilen savunmada, "Yine parti üyesi olmayanların eylem ve beyanı delil olarak kullanılmıştır.
Adli yargılama ve adli soruşturma sonucu verilmiş kararlar dikkate alınmamıştır. Hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunanlara yer verilmemiştir. Tekzip edilen haberler ve yorumlar delil olarak kullanılmıştır. AK Parti ve laiklikle irtibatı kurulmayan ilgisiz iddia ve eklerle iddianame ve eki kabartılmıştır" eleştirilerine yer verildi.
BAŞÖRTÜSÜ KANI OLAMAZ
"TBMM üyelerinin Meclis çalışmalarındaki oy ve sözleri ile Meclis'te ileri sürdükleri düşünceler yasama sorumsuzluğu kapsamındadır" sözlerine yer verilen sözlü savunmadan, dolayısıyla Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliğinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Değişikliğin iptal edilmesinin ardından davanın en önemli hukuki dayanaklarından birisinin ortadan kalktığına yer verildi.
BAŞKAN PARTİYİ BAĞLAMAZ
Sözlü savunmada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eylem ve beyanının delil olarak kullanılmasının hiçbir hukuki temelinin olmadığı ve Anayasa'ya açıkça aykırı olduğu vurgulanarak bu durum eleştirildi. Savunmada,
"Meclis Başkanı'nın eylem ve sözleri delil olarak kullanılmıştır. Meclis Başkanı'nın söz ve eylemi partiyi hiçbir şekilde bağlamaz. Yerel yöneticilerin icraatları laikliğe aykırı eylem değildir. Kişisel görüşler kapatma delili olarak kullanılamaz. Yürütme organının eylem ve söylemleri delil olarak kullanılmıştır" eleştirilerine yer verildi.
SAVCI HAYAL DÜNYASINDA
Sözlü savunmanın en ilginç noktalarından biri de iddiaların sahibi
Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya ile ilgili olan bölümdü.
AK Parti, Başsavcı'nın herşeye boyun eğen bir milletvekili tipi istediğini, ancak bunun ancak savcının hayalinde yaşayabileceği kaydedilerek, "Ancak gerçek dünyada böyle şeyler olmaz" denildi.