Taraf Gazetesi'nin haberine göre, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Adalet Bakanlığı’na bağlanmasını öngören yasa teklifine AK Parti içinden itiraz geldi. İktidar partisinin hukukçu vekillerinden biri olan TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü, HSYK üyeleri hakkındaki soruşturmaların Adalet Bakanı tarafından sonuçlandırılmasını doğru bulmadığını ifade etti. HSYK’nın yapısı ve çalışma usullerinde değişiklik öngören yasa teklifindeki bazı hükümleri doğru bulmadığını ifade eden Köylü, “HSYK üyeleri hakkındaki disiplin soruşturmalarının Adalet Bakanı tarafından sonuçlandırılmaması gerek” dedi.
Teklifin bazı maddelerinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin iddialar bulunduğunu dile getiren AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, konu hakkında şu ifadeleri kullandı: “Kurul üyeleri hakkındaki soruşturmaların Adalet Bakanı tarafından sonuçlandırılmasını doğru bulmuyorum. Adalet Bakanı’nın disiplin soruşturmasını başlatması doğrudur. Kurul içinden komisyon kurarak inceletir, rapor düzenletir. Rapor Genel Kurul’a sunulur, Genel Kurul rapora göre karar verebilir.”
Hakkı Köylü, HSYK daire başkanlarının ve tetkik hâkimlerinin de Adalet Bakanı tarafından atanacak olmasının yanlış olduğunu ifade ederek, diğer itirazlarını da maddelerin görüşülmesi sırasında belirteceğini söyledi.
ÜSTÜN DE YENİDEN YARGILAMAYA İTİRAZ ETMİŞTİ
AK Parti’nin diğer bir hukukçu vekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün de geçtiğimiz günlerde Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili yeniden yargılama tartışmalarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan farklı bir noktada durduğunu ortaya koymuştu. Erdoğan’ın yeniden yargılamaya olumlu baktığını açıklamasının ardından konuşan Üstün, Türkiye Barolar Birliği’nin yeniden yargılama önerisinin “örtülü af” doğuracağına işaret etmiş ve “Silivri’nin tamamen boşalır. Küçük, büyük herkes çıkar. Veli Küçük de tahliye olur. Bu davalar kurşun gibi ağır davalardır. Alacak - verecek davası değildir. Demokrasiye, özgürlüklere kasteden darbe suçunun cezasız kalma ihtimali unutulmasın” demişti.