AK Parti neden kapatılmaz?
Bence AK Parti'nin kapatılması ihtimali yüzde 99'dur. Çünkü devlet kurumlarının, kendilerini bugüne kadar görülmemiş ölçüde yıpratacak bu süreci iyi
hesaplamış olmaları gerekir.
Hukukun dışına böylesine aleni çıkma,
Anayasa'yı bizzat
Anayasa Mahkemesi'nin ayaklar altına alması, gözler kararmadan, kendinden geçme hali gerçekleşmeden mümkün olmaz. Dünyanın gözü önünde, Meclis'in iradesini göstere göstere ipotek altına alma teşebbüsü, bayağı bir kararlılık gerektirir. Kapatma kararı çoktan verilmiş de, kâğıt üzerindeki işlemlerin yürütüldüğü bir süreç bu... Yola çıkılmıştır ve bu arada Ergenekon'un hesabı da görülmek istenmektedir. Halkın iradesi bir yanda, bürokratik elitin, otoriter bir
yönetim arzusu ve hamlesi bir yandadır.
Böyle kritik süreçlerde
halk acı çeker ama yenilmez. Hele bizim milletimiz gibi elli defa düştüğü yerden kalkmasını bilen bir millet vakarını, olgunluğunu hiç bozmaz. Sonunda kaybeden, millete yaslanmayanlar olur. Bu bir... İkincisi
demokrasinin geldiği seviye itibarıyla Türkiye'yi hiçbir güç geriye götüremez. Götürdüğünü zannedebilir, biraz yol da alabilir ama takati yetmez. Ayaklarında derman kalmaz. Mecalsiz düşer. Buna dünya da
seyirci kalmaz. Yanlış hesap Türkiye'nin ve dünyanın gerçeklerine çarpar ve geri
döner.
Laiklik ve demokrasi konusu tamam bir kırılma noktasıdır, fakat çözüm zıtlaşmada değildir. Zıtlaşma devam eder, kutuplaşma şiddetlenir ise hepimiz kaybederiz. O halde toplumsal mutabakatı acı çeksek de, içimiz kan ağlasa da denemek ve başarmak zorundayız.
Bunun yolu var mı? Tek bir yolu var; AK Parti'yi
kapatmamak.
Kutuplaşmayı sadece ve sadece AK Parti'nin kapatılmaması önler. Yeniden bir uzlaşma zemini, ancak AK Parti kapatılmazsa doğar. Yaralanan demokrasinin tedavisi, ancak bundan sonra mümkün olabilir.
Evet, AK Parti'nin kapatılmama ihtimali yüzde 1 olsa da vardır.
AK Parti neden kapatılmaz?
Bunun iki sebebi var.
Birincisi, baştan beri asıl niyet, kapatma değil AK Parti'ye bir
mesaj vermek olabilir. Bu; "Yüzde 47 ile de gelsen, istediğini yapamazsın. Nasihat ettik anlamadın, ne kadar ciddi olduğumuzu artık anlamış olmalısın" mesajıdır. Bu mesaj, Anayasa Mahkemesi'nin
başörtüsü kararı ile net olarak verilmiştir. Denen şudur: "Kurucu irade olarak bizim için iki husus çok önemli:
İmam hatip liseleri ve başörtüsü. Bu iki husus bizim nasırımız. Bir daha bu nasıra basma..."
AK Parti'yi kapatmamanın ikinci sebebi,
ekonomik enkazın altında kalmak korkusudur. AK Parti kapatılırsa, işaretleri şimdiden ortaya çıkan ekonomik krizin
faturası, bu süreci başlatanlara kesilecektir. Bu fatura
CHP'yi bitirir. Er ya da geç,
sandık milletin önüne konacaktır. CHP, bir daha çıkmamacasına o sandığa gömülür. Ayrıca süreci planladıkları malûm kurumlar, millet nezdinde bir daha itibar kazanamaz.
Hepimiz farkındayız ki, AK Parti'yi kapatma süreci, herkesi, her kurumu savurmaktadır. Silahlı Kuvvetler 27
Nisan muhtırası ile hatırlanıyor, Anayasa Mahkemesi yara üzerine yara alıyor,
Yargıtay ve
Danıştay, mahkemeyi etkileyen bildirilerin ezikliği altında... İnsanlar savruluyor, nice eski
bakan savruluyor, demokrat bilinen yazarlar, akademisyenler, anlı şanlı işadamları savruluyor. Savrulan savrulana... Buna bir yönüyle sevinebilirsiniz. "Demokrasi gerçek savunucularına kavuşuyor" diyebilirsiniz. Belki böyle bir süreci yaşamamız da gerekiyordu. Ancak bu savrulmanın, kutuplaşmanın bir yerde durması gerekiyor.
Avrupa Birliği üyeliği olur ya da olmaz. Ama kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi gerekiyor. Toplumsal bir mutabakata varmak zorundayız.
AK Parti kapatılırsa, ihtiyaç duyacağımız uzlaşma zeminlerini uzun bir süre bulamayabiliriz.
Ümidimizi korumalıyız. İhtimali yüzde 1 de olsa...
HÜSEYİN GÜLERCE/ZAMAN