Çıkartılması düşünülen yasa ile temizlenecek arazinin sanki İsrail'e verileceği şeklinde bir hava oluşturulduğunu kaydeden Erdem, "Muhalefet ortaya bir yalan attı. Bizim arkadaşlarımızdan bile inananlar oldu. Böyle bir şey yok." dedi. Konunun çözümsüzlüğe itilmeye çalışıldığını iddia eden Erdem'e göre, mayınların temizlenmesi için yeni bir yasaya bile gerek. Çünkü mevcut bunun için yeterli. TBMM'de sert tartışmalara sahne olduktan sonra değişiklik yapılmak üzere geri çekilen yasa tasarısı önümüzdeki salı günü Meclis'te tekrar görüşülecek. Yapılacak taslak değişikliği ile daha önce temizleme işi karşılığında en fazla 44 yıllığına verilmesi düşünülen taslakta yapılacak değişiklikle doğrudan ihale ve NATO'ya bağlı NAMSA'ya verilmesi seçeneği de eklenecek. YASAYI ENGELLEMEK İÇİN BU YOLA BAŞVURULDU AK Parti Kırıkkale Milletvekili ve Türkiye'nin ilk Savunma Müsteşarı Vahit Erdem, mayın konusunda günlerdir yapılan tartışmalarla ilgili CİHAN'a çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Konu ile ilgili yoğun bir bilgi kirliliği ve manipülasyon olduğuna işaret eden Erdem, bunda hükümetin yeterli açıklamada bulunmamasının da etkili olduğunu söyledi. Erdem, muhalefetin yasanın çıkmasını engellemek için konuyu İsrail'e bağladığını belirterek, "Temizlenecek mayınlı alanla ilgili ortada henüz bir ihale tarihi bile yokken, İsrail'e verileceği tartışması yapıldı. Suriye ile ilişkilerini geliştiren Türkiye, bu ülke ile karşı karşıya gelecek şekilde bir ülkeye burayı verir mi? İsrail'e verileceği meselesi tamamen yalan. Muhalefet yasa çıkmasın diye böyle bir yola başvurdu. Yani muhalefetin çıkardığı bir dedi koduydu." şeklinde konuştu. Vahit Erdem, kamuoyunun İsrail konusunda hassa bir algıya sahip olduğunu hatırlattı. Toplumda oluşturulan bu hassasiyeti göz önünde bulundurarak yasayı geri çektiklerini belirten Erdem, " Toplumda sanki bu topraklar 44 yıllığına İsrail'e verilecekmiş gibi bir algı oluştu sonuçta. Hatta partimizin bazı milletvekilleri bile bunu bu şekilde algıladı. Bunun da partimizi yıpratacağını düşündüğümüz için yasayı geri çektik." diye konuştu. MEVCUT MEVZUAT MAYIN TEMİZLİĞİNE YETİYOR Mayın temizliği konusunda yeni bir yasaya gerek olmadığını ifade eden Erdem, "Çünkü bizim yasalarımızda bir işin nasıl yapılacağı hangi şartlarda ihale edileceği bellidir. İhale edilir. Bu şartlara uyan varsa yaptırılır. Ama burada öyle herkese de yaptıramazsınız. Çünkü buraların çok iyi temizlenmesi lazım. İyi temizlenmezse daha sonra can ve mal kayıplarına yol açabilir. Onun için de bu işi en iyi yapan profesyonel şirketlere vermek gerekiyor. Bu konu da ihale şartnamesine göre hazırlanır, olur biter. " şeklinde konuştu. MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI'NIN 6.5 MİLYARI VAR Erdem, mayınların nasıl temizleneceği konusunun ise gereksiz olarak tartışıldığını söyledi. Bu işi yapacak teknik imkanların Türkiye'de bulunmadığını ifade eden Erdem, bunun doğrudan ihale yolu ile verilebileceğini kaydetti. Bu iş için NAMSA'ya da gerek olmadığını belirten Erdem, "Milli Savunma Müsteşarlığı bu işi yapabilir. Elinde yeterince para var. NAMSA'ya verilse bile uzman bir şirkete yaptıracak. NAMSA yapacağına Türkiye bu işin ihalesini yapsın. Bunun için bir yasaya da gerek yok. Mevcut mevzuatımız bunun için yeterli. Genelkurmay, Başbakanlık ve Milli Savunma Müsteşarlığı'nın koordinesinde bu iş yapılabilir. Bunun için ne kadar para lazım henüz tam net değil. Ama, Savunma Müsteşarlığı'nın bütçesinde daha önce tahsis edilen ancak kullanılmayan 6.5 milyar dolar var. Bununla rahatlıkla yapılabilir." dedi. SABİHA GÖKÇEN'İ DE MİLLE SAVUNMA MÜSTEŞARLIĞI ÇÖZDÜ Turgut Özal hükümetinde kurulan ilk Milli Savunma Müsteşarlığı yapan Erdem, o dönemde Sabiha Gökçen Havaalanı ile ilgili yaşanan benzer bir tartışmayı ise şöyle anlattı: "Özal döneminde benzer bir çalışma oldu. Sabiha Gökçen Havaalanı'nın yapılması ile ilgili tartışmalar uzayıp gitti. O bölgede arazi kalmıyordu. Önce tek tek arazi sahiplerinden izin alınması için yasa hazırlanması istendi. Ancak tartışmalar uzayınca Turgut Özal, 'önce başlayalım gerisi gelir' dedi. Biz de hemen çalışmalara başladık. Daha sonra bazı hak sahipleri işi mahkemeye götürdü. Ama sonuçta bu işi Milli Savunma Müsteşarlığı olarak kısa sürede çözdük." (CİHAN)