İyimaya: ‘ Karşı çıkıyorlar, saygı duyarız; ama daire sayılarını arttıracağız ve seçimden önce bu işi yapacağız. ' dedi.
Tv8'de yayınlanan
Erkan Tan'ın hazırlayıp sunduğu
Erkan Tan ile Başkent'ten programında bugün Adalet Komisyonu Başkanı
Ahmet İyimaya konuk oldu ve yargılama sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“ Saygı duyarız; ama daire sayılarını arttıracağız!”
“İş yükünüz fazla ise daireleri arttıralım diyoruz. Karşı çıkıyorlar. Saygı duyarız; ama AKP uygun çözümü getirir, daire sayısını arttırırız. Seçimden önce bu işi yapacağız.
Yargıtay'ın karşı çıkmasına rağmen, içine girdikleri rahatlık ile teşekkür ederler.” dedi.
“Yargıtay Başkanı ‘yalan söylüyor' demem ama emsaller Yargıtay Başkanı'nın gerekçelerini geçersiz kılıyor.”
Vahim suçluların
tahliye edilmemesi gerektiğini savunan İyimaya, sorunun bağlamını anlattı:
“Emsaller Yargıtay Başkanı'nın gerekçelerini geçersiz kılıyor. Sorunun bağlamı şu;
dosya 10 yıldır biliniyor idi. Yargıtay ilgili
savcılık masasının, kendisine dosyaların giriş yaptığı sırada ön
eleme yapacak ve elenen dosyaların öncelikli incelenmesini Yargıtay sağlayacak. Bu mümkündür. Dairelerin oluşma sebebi de budur. Bu ayıklamalar yapılsa idi mazeretlere gerek kalmazdı. Dosya yükü; Yargıtay'da reform ihtiyacını açığa çıkartıyor.
“ Yargıtay elemeyi yapabilirdi. Kanun gereği salıverilmesini engelleyebilirdi. Bu kişiler dışarı çıktı diye
beraat etmiş değiller.
Hizbullah dosyasındakiler kararın sonucuna göre beraat edecekler ya da cezaevine girecekler. Toplam 1.801.060 dosya var. Bir ceza dairesi 19.000 dosyayı görüyor. Bir dosya için görüşmeye 1-5 dakika süre düşüyor. Nasıl incelenebilir? Yargıtayın, incelemesini değil, inceleme kalitesini yükseltmektir. Yargıtay'ı İçtihat Mahkemesine yükseltmek lazım, reform lazım” diyerek açıklamalarına devam etti:
“ Hangi partili cübbe giyip te yargılama faaliyetine dâhil olmuştur?”
İyimaya, AKP'nin
HSYK'yı ele geçirmesi haberlerine yönelik ve yargılama süreci ile ilgili şunları kaydetti:
“ Türkiye'de sorun aniden ortaya çıktığında kolaycı tahlil geliştirilir ve gerçek ile ilgisi olmayan senaryolar ortaya çıkar. AKP şuan da milletine
hizmet etmenin hazzını yaşıyor. Demokrasimiz gelişiyor.
Reformlar ile kuvvetler öz sınırlarına çekilmiş vaziyette. AKP
adalet organlarındaki sorunları en iyi bilen partidir. Alt yargıda yargılamayı hızlandırmıştır.
Tutukluluk süreleri ile ilgili sorunların siyasete aktarılması gibi bir çaba var. AKP yargılama faaliyeti yapmamaktadır. Bunlar yargı organlarına aittir.
“ Bir davanın açılması, görüşülmesi, sonuçlanması yargıca ve yargı organına bağlı bir süreçtir. Taze gündemi yakaladık diyerek
sanal yorumların yapılmaması gerekir.”
“ Yargı organları reformlara direnmiştir!”
“ Reformlara en başta yargı organları direnmiştir. İstinaf mahkemeleri istenmedi, 1994'te de direndiler. Önemli idi. Yargıtay Kanunu Tasarısı'nı görüştük 2007'de. Başkan ve kadro değişti. Yargıtay
kanunu geri çekti. Orada hükümet faaliyete geçireceği yerde daireleri düşürüyor. Yargıtay arttırmamız lazım dedi. Tez sundu. Şimdi de arttıralım diyoruz, ‘Yok efendim eritiriz biz diyorlar. 5 seneden önce eritmek mümkün değil” diye konuştu.
“Danıştay'ın referansı hukuk değil!”
Yargıtay AKP' ye hakim ve savcı aldırmıyor;amaç bu mu sorularına
yanıt olarak: Danıştay 1968'den beri tarihi bir misyon yüklenmiştir. Danıştay'ın süreç içinde kararları değerlendirildiğinde siyasetle çatışan ve referansı hukuk olmayan bir tavrı var” dedi.
“Görünen o ki : Danıştay iktidar mücadelesi yapmıştır.”
Hakim ve savcı alımlarında AKP'ye yönelik eleştirileri ve Danıştay'ın kararını İyimaya şöyle değerlendirdi : “2006 yılına gelindiğinde ‘yüksek tepelerden' ‘biz bunlara hakim ve savcı aldırmayalım HSYK alsın' deniliyor. Hakim ve savcı alımına ilişkin yürütmeyi durduruyor. Bu yönetmeliğe bağlı kanun Anayasa'da bulunuyor. 1934'ten bu sınav uygulaması değişmemiştir.”
“1934'ten beri en şeffaf alımlar, AKP döneminde olmuştur.”
Hakim ve savcılık sınavlarında şeffaflık tartışmaları için İyimaya:
“Bakanlığımız sınavı objektifleştirmek için öncelikle yazılı sınavın
ÖSYM tarafından yapılmasını uygun buldu. Mülakat için belirlenen sınav kurulu
Adalet Bakanlığı üyelerinden oluşmuyor; Danıştay'dan, Yargıtay'dan belirlenen üyelerle bir kurul belirleniyor. Ve
mülakatta sorulan sorular belirlendi. Sorular Hakim ve
Savcı adaylarının muhakeme yetkinliğini ölçmeye yönelik sorular olarak belirlendi.”
“Bir Avrupalı, bir Amerikan hakim olsaydı…!”
Danıştay'ın bu kararlarının temelinde ‘hukuk eğitimin yetersizliği' olarak belirleyen İyimaya, şunları söyledi: “Demokrasi felsefesi, ideolojik felsefenin üzerinde verilmeli. Hakimler böyle bir eğitim almadığından ideolojik kararlar veriyor. Hukukçu
hukukçu gibi yetişmeli. Bir Avrupalı, bir Amerikan hakim olsaydı bu talimatları elinin tersi ile iterdi. ”