Demokrasi dışında çare olmadığını ifade eden Ağar, "Siyaset dışı hiçbir yol yoktur. Demokrasi dışı bir çözüme '
evet' dememiz mümkün değildir." dedi.
DYP lideri, bu tavrı sebebiyle '
AK Parti hükümetini destekliyor' şeklinde eleştirildiğini hatırlatarak, "Hükümeti değil,
demokrasiyi koruyoruz. Hükümetin nesini koruyacağız? Hükümete demokrasi dışı bir
baskı olduğunda, demokrasinin yanında durarak milletin hakkını arıyoruz." ifadelerini kullandı. Genelkurmay'ın siyasi açıklamalar yapmasını da eleştiren Ağar, askerin görevinin '
terörle mücadele etmek',
siyasetçilerin ise 'barış ve kardeşliği pekiştirmek' olduğunu anlattı.
Mehmet Ağar, DYP
İzmir İl Başkanlığı tarafından Balçova Termal Tesisleri'nde düzenlenen Ege 9. Olağan Bölge Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Ağar, terörle mücadele konusundaki değerlendirmelerini sürdürdü. Dökülen gözyaşları ve acıları en iyi kendilerinin bildiğini söyleyen Ağar, şöyle devam etti: "Dün bazıları yanlış yorum yapmış. Bir güvenlik görevlisi, vali,
emniyet genel müdürü veya bir komutanın, 'Son
terörist bizim olana kadar görevimi yaparım.' demesi doğrudur. Onun mantığı açısından doğru olan budur. Ama bizim gibi siyasetçi açısından doğru olan; hiç kimsenin teröre bulaşmaması için elinden geleni yapmaktır. Siyasetçi sevgi üretir,
şefkat, muhabbet, birliktelik, kardeşlik, demokrasi ve hukuk üretir."
İktidara gelmeleri halinde güvenlik güçlerinin terörle mücadele yapabilmesi için her türlü imkanı sağlayacaklarını kaydeden Ağar, "
Güvenlik güçlerine ihtiyaç olan noktada, demokrasi ve hukuk görevini yapacaktır. Onların görevlerini yapması için kolaylaştırıcı şartları da hazırlarız." dedi. Buna karşın siyasetçi olarak kendi işlerinin 'silahsız bir
Türkiye kurmak' olduğunu anlatan Ağar, "Bizim işimiz, terörsüz bir Türkiye'yi var edecek siyasi iklimi ve ortamı hazırlamaktır. İnsanlar arasındaki husumeti ortadan kaldırmaktır. Bunun yolu siyasettir." diye konuştu. Türkiye üzerine oynanan oyunları tek tek çözeceklerini iddia eden Mehmet Ağar, sözlerini şöyle tamamladı: "Hiç kimse Türkiye'nin güçlülüğünü tartışmaya kalkmamalıdır. Biz
iktidar olduğumuz zaman kimse sağda solda,
masa üstlerinde Türkiye'yi yok farz ederek
harita çizemez. Yırtar atarız o haritayı."
Mumcu da üniversite için benzer bir çıkış yapmıştı
Mehmet Ağar'ın, "Siyasetçi asker gibi konuşmamalı." şeklindeki tepkisi,
Erkan Mumcu'nun 2000 yılında
İstanbul Üniversitesi'nin açılışında yaptığı konuşmayı hatırlattı. Mumcu, 2 Ekim'deki törene turizm bakanı olarak katılmıştı. Ancak törende dönemin rektörü
Kemal Alemdaroğlu ile polemik yaşamıştı. Alemdaroğlu konuşmasında irticayı kastederek, "TSK ve üniversitelerimiz, ülkeyi aklı körleşmiş bir grubun emellerine terk etmeyeceğini göstermiştir." dedi. Bu sözlere kızan Mumcu kürsüye gelerek şunları kaydetti: "Üniversite kürsüsünden ve
bilim adamı hüviyetiyle de olsa, düşünce özgürlüğüne kısıtlama öneren hiçbir düşünceye katılmamız mümkün değildir. Cumhuriyetin korunması ve kollanması konusunda cumhuriyeti kuran kurumların tamamının görevleri, sorumlulukları vardır. Her kurum korumak ve kollamak konusundaki duyarlılığını birbiriyle aynı ifade etmek zorunda değildir. Cumhuriyetin değerleri,
Atatürk ilke ve devrimlerini korumak ve kollamak konusundaki üniversite duyarlılığı, sözgelimi TSK'nın duyarlılığı ile üslup olarak, biçim olarak bire bir aynı olamaz. Çünkü bu onların ontolojik varlıklarına aykırıdır. Korumak ve kollamak konusundaki abartılmış duyarlılığımız bizi taassuba, bizi bağnazlığa götürmemelidir."