AA13R DISBTtur
-DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU (1):
-"EKSEN ANKARA'DA"
-"BURADA İYİ NİYET GÖRMÜYORUM, OBJEKTİF BULMUYORUM"
-"ASIL EKSEN DEĞİŞTİREN AVRUPA. OYUNUN KURALLARINI,
AVRUPA'NIN KURALLARININ EKSENİNİ, ADALET KONSEPTİNİN
EKSENİNİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORLAR"
(FOTOĞRAFLI - GÖRÜNTÜLÜ)
Davutoğlu, bu iddialarda bulunanların Türkiye'nin AB ve NATO'yu görmezden geldiğine dair nesnel, akademik, bilimsel veriler sunması gerektiğini ifade ederek, "Asıl eksen değiştiren
Avrupa. Oyunun kurallarını, Avrupa'nın kurallarının eksenini,
adalet konseptinin eksenini değiştirmeye çalışıyorlar" diye konuştu.
Davutoğlu, Mayflower Otel'de, Siyaset
Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (
SETA) düzenlediği "Türk Siyasetinin İlkeleri" konulu konferansta konuştu.
Türkiye'nin dış
politikası için "eksen değişikliği" ya da "Yeni Osmanlıcılık" gibi nitelemelerin kullanılmasını eleştiren Davutoğlu, ülkelerin dış politikalarının, uluslararası alanda değişen koşullara ayak uydurulması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin NATO'daki rolünün
AK Parti döneminde genişlediğine ve geliştiğine, AB sürecinde de önemli mesafe alındığına dikkati çeken Davutoğlu, AB ile ilişkilerde son 1963-2003 yılları arası ve 2003'ten günümüze kadar gelen dönemin karşılaştırılması gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, "AB sürecinde 6 yılda, 40 yılda yapılamayan birçok şey yaptık" dedi.
Türkiye'nin NATO'ya son 6 yılda, Soğuk
Savaş döneminde olduğundan daha fazla katkı sağladığını ifade eden Davutoğlu, "Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini sosyalist
aday kazansaydı, Kıbrıs'ta
Annan planı kabul edilseydi ve planı kabul etmeyen
Rumlar cezalandırılsaydı şu anda Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin çok daha farklı olacağını" bildirdi.
Davutoğlu,
"Asıl eksen değiştiren Avrupa. Oyunun kurallarını, Avrupa'nın kurallarının eksenini, adalet konseptinin eksenini değiştirmeye çalışıyorlar. Barışa 'evet' deyip de cezalandırılan Kıbrıslı Türkler dışında başka bir toplum var mı? Nerede adalet ekseni?" dedi.
Davutoğlu, Türkiye'deki gelişmeler görülmeden suçlamalar yapıldığını ve yanlış algılamalar yaratılmaya çalışıldığını belirterek, "Burada
siyaset ekseni değişikliği tartışmaları konusunda iyi niyet görmüyorum, objektif bulmuyorum. Türkiye'nin AB ve NATO'yu görmezden geldiğine dair nesnel, akademik, bilimsel veriler sunmalılar, mevcut Türk dış politikasının AB ve transatlantik hedeflerle uyumlu olmadığını göstermeliler" diye konuştu.
-"KOMŞULARLA SIFIR SORUN"-
Türkiye'nin dış politikasının 3 temel ilkesini,
krize yönelik olmayan vizyoner yaklaşım, tutarlı sistematik çerçeve ve "yumuşak güç" olarak sıralayan Davutoğlu, vizyoner yaklaşım sayesinde Türkiye'nin Balkanlar'dan Orta Doğu'ya ve Afrika'ya kadar uzanan
bölgede etkin olduğunu kaydetti.
Davutoğlu, Tac Mahal'deki birçok rengin yarattığı bütünlüğün dış politikada da uygulanması gerektiğini ifade ederek, Türkiye'nin geçmişle kıyaslandığında bugün çok daha "yumuşak güç" olduğunu belirtti.
Davutoğlu, Türk dış politikasının "işleyen ilkelerine" de değinerek, bunları "güvenlikle
özgürlük arasında dengenin sağlanması", "komşularla sıfır sorun", "sadece komşularla değil, tüm bölgede aktif diplomasi", "küresel ilişkilerde uyumluluk" ve "uluslararası örgütlere aktif
katılım" olarak sıraladı.
"Komşularla sıfır sorun" ilkesinden bahsederken, Atatürk'ün "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözünü hatırlatan Davutoğlu, "aynı kaderi paylaştıkları" komşularla entegrasyon politikasının önemine işaret ederek, bu ülkelerle ilişkilerde sağlanan ilerlemelerden örnekler verdi.
-"İSLAMCI POLİTİKA" İDDİASI-
Davutoğlu, ABD'deki bazı çevrelerin "Türk dış politikasının İslamcı bir politika yürüttüğü, komşularla sıfır sorun ilkesini de bu politikayı gizlemek için kullandığı" şeklinde yaklaşım üretenlerin "coğrafya bilmediğini" belirterek, Türkiye'nin komşularından sadece 4'ünün
Müslüman olduğuna dikkati çekti. Davutoğlu, "
Suriye ve
İran ile ilişkilerimiz gelişiyor,
Yunanistan ve Gürcistan'la azalıyorsa, o zaman bir gerekçeniz olabilir. Tutarlılık ilkesini dini ve etnik kökenlerine bakmadan tüm komşularımıza uyguluyorsak, o zaman kimse bizi eleştiremez" dedi.
Türkiye'nin riskli ve krizlerle dolu bir coğrafyada yaşadığına değinen Davutoğlu, ABD'deyken bile bölgedeki krizlerle uğraştıklarını, bölge liderlerinden telefonlar aldıklarını anlatarak, "Cep telefonunuzun neredeyse ofisiniz de orada. Krizlerden kaçamazsınız. Sizi nerede olursanız olun bulurlar. Uzaktan komşularınızla ilişkilerinizi kesin demesi kolay. Kusura bakmayın, bu bizim komşularımızla olan geleceğimiz, bu dış politikaya devam edeceğiz" diye konuştu.
-ERMENİSTAN İLE PROTOKOL-
Konuşmasında, Türkiye'nin bölgesindeki ağırlığını, sahip olduğu
ekonomik gücü, barışı sağlama gayretlerinde oynadığı rolü anlatan Davutoğlu,
Ermenistan ile imzalanan protokollerden de bahsederek, "3-4 yıl önce böyle bir şey olabileceğini düşünür müydünüz? Bu AB'ye uyumlu mu değil mi? Bu bir eksen değişikliği mi?" ifadesini kullandı. Ermenistan'ın Azeri topraklarını işgalinin "uluslararası kriterlere aykırı" olduğunu belirten Davutoğlu, "hiçbir sınırın kapalı olmadığı yeni bir
Kafkasya istiyoruz" dedi.
Davutoğlu,
Gümrük Birliği gereği AB'nin Türk iş adamlarına pazarlarını açması gerektiğini belirterek,
Sırbistan,
Hırvatistan ve
Makedonya ile vize serbestliği getirirken, katılım müzakerelerini yürüten, dinamik bir ekonomiye sahip Türkiye'ye bu hakkın tanınmamış olmasını eleştirdi.
Vizyonlarının, "herkes için güvenlik, ekonomik entegrasyon ve çok kültürlülük" yönünde olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Eğer bir kriz varsa, bu kriz artık kaçınılamaz hale gelene kadar beklememeliyiz" dedi.
Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin "vizyona, yumuşak güce, tutarlı bir dış politikaya, evrensel bir dili temel alan ve hem
doğu, hem
batı, hem kuzey, hem güneyde bölgesel ve küresel barış ekseni yaratmaya çalışan bir anlayışı geliştirme çabası içinde olduğuna" işaret ederek, "Eksen nerede. Eksen Ankara'da" dedi.