Devlet Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı
Bülent Arınç,
Manisa Organize Sanayi Bölgesi Lojistik Merkezi'nde düzenlenen ilk yüklü
tren seferinin ardından, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin
Anayasa Mahkemesi'nin referandumla ilgili bu hafta içinde karar vermesinin beklendiği yönündeki sorusu üzerine Arınç, şu yanıtı verdi:
''
Anayasa Mahkemesi'nin bu hafta içinde referandumla ilgili iptal başvurusuna bir karar vermesini hepimiz bekliyoruz. Üzerinde çok şeyler söylendi, çok şeyler yazıldı. Bunları tekrarlamayacağım, ama biz Anayasa Mahkemesi'nin Anayasaya uygun bir karar vereceği beklentisi içerisindeyiz. Umuyorum ki halkımız 12 Eylül'de referandumla karşı karşıya kalacak ve Anayasa değişiklikleri konusunda 'Evet' ve '
Hayır' oyunu özgürce kullanacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin usule ve hukuka uygun bir karar vereceğini ve bunun kamuoyunu tatmin edeceğini söyleyebilirim. Şimdiden hayırlı olsun.''
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç önemli bir açıklamada bulundu.
''SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ, MESLEK KURULUŞLARI VE SİYASİ PARTİ YÖNETİCİLERİNİN YAPTIĞI AÇIKLAMALARIN BU ANLAMDA OLUMLU OLDUĞUNA İNANIYORUM''
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
terörle mücadelenin bir iç
politika meselesi değil,
Türkiye'nin ana gündemi olduğunu, bu sorunun ancak birliktelikle çözülebileceğini söyledi.
Arınç, Manisa
Organize Sanayi Bölgesi Lojistik Merkezi'nde düzenlenen ilk yüklü tren seferinin ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin terörün bitirilmesi konusunda yapılan çalışmalar ve demokratik açılımla ilgili sorusu üzerine Arınç, demokratik açılımın son bir yıldır Türkiye'de başarıyla devam ettiğini, bundan sonra da devam edeceğini bildirdi. Bu konuda hükümetin yaptığı, parlamentonun yerine getirdiği pek çok görevler olduğunu, yasal düzenlemeler yaptıklarını, idari tedbirler aldıklarını, bundan sonra da gerekli bütün uygulamaları yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Bakan Arınç, şöyle konuştu:
''Tabi bu konu sadece hükümetin, yasal düzenlemeler bakımından parlamentonun işi de değil. Her yurttaşımızın daha huzurlu, daha bütüncül, daha birlik ve bütünlük içinde yaşayabileceği bir Türkiye'nin, hepimizin gayretleriyle ancak olabileceği konusunda bir beraberliğimiz var. Son yaşadığımız
terör olayları elbette hepimizi çok üzmüştür. Bu terör olaylarının niçin son zamanlarda artış gösterdiğini, niçin Türkiye'de daha fazla şehit verecek bir noktaya geldiğini hepimiz üzüntüyle izliyoruz. Terörün de minimize edilmesi,
eylem yapamaz hale gelmesi,
terörle mücadelenin bundan sonra da devam edeceğini göstermesi bakımından elbette hepimize düşen görevler var.''
Son zamanlarda
sivil toplum kuruluşlarının bildiriler yayınlayarak, meslek kuruluşlarıyla birlikte PKK'nın silahını bırakması, eylem yapmaması, Türkiye'deki bütünlüğün korunması için el ele verilmesi gerektiği, parlamentonun öncülüğünde Türkiye'de terörü sona erdirecek eylemlerin daha güçlü hale gelmesi için çalışmaların yapıldığını dile getiren Arınç, şunları söyledi:
''Elbette bunlara da ihtiyacımız var. Çünkü topyekün mücadeledir terörle mücadele. Hatta bir ülkenin sadece kendisinin yapacağı bir şey değil, ortak bir mücadele alanıdır. Bu konuda Türkiye bugüne kadar örnek bir mücadele de vermiştir. Ama sonuca ulaşmamız bakımından hem milletimizin el ele, hem de terörle mücadele eden diğer ülkelerle de müştereken yapacağı çalışmalara ihtiyacımız var. Ben siyasi partileri de parlamento içinde ve dışında terörle mücadele konusunda ortak anlayışa sahip olduğuna inanıyorum. Bunun da gerçekleşmesi hükümetle de yasama organıyla da bu işbirliğinin yapılmasına bağlıdır. Terörle mücadele bir iç politika meselesi değildir. Türkiye'nin ana gündemidir ve bu ana gündemin, birlikte ancak başarıya ulaşması mümkündür diye düşünüyorum. Sivil toplum örgütleri meslek kuruluşları ve siyasi parti yöneticilerinin yaptığı açıklamaları bu anlamda olumlu olduğuna inanıyorum.''