NTV
Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını yanıtlayan
RTÜK Başkanı Akman ekrandan
canlı yayın daveti yaptı. Zahit Akman "Elimde benim 11 tane tekzip kararı var.
Hürriyet Gazetesi için alınmış tekzip kararları var. İzleyiciler tekzip kararları yayınlanmağı için bilmiyorlar" dedi. İşte Akman'ın "Eğer yüreğiniz yetiyorsa..." diyerek başladığı o
çağrı...
Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı
Zahid Akman, ''İstifa etmemi gerektirecek en ufak bir şey olsaydı, her bürokrat gibi ben de
istifamı verir, ayrılır ve gerçeklerin ortaya çıkmasını beklerdim'' dedi.
NTV'de, hakkındaki iddiaları yanıtlayan Akman, istifa etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Akman, ''İstifa etmemi gerektirecek en ufak bir şey olsaydı, her bürokrat gibi ben de istifamı verir, ayrılırım ve gerçeklerin ortaya çıkmasını beklerdim. Ancak şu anda tamamen spekülatif, hiçbir
belge ve gerçeğe dayanmayan iddialarla, belli bir yayın grubunun ve siyasi partinin adeta medya terörü estirerek bana yapmış olduğu saldırılar sonucunda istifam isteniyor. Bu onursuzca yapılan bir saldırıya karşı verilecek en önemli
cevap onurlu bir duruşla görevde kalmaktır'' diye konuştu.
Almanya'daki
Deniz Feneri davasına ilişkin haberlerle ilgili 11'in üzerinde tekzip kararı, 10'larca
ihtarname olduğunu, ancak bunların yayınlanmadığını savunan Akman, ''Hakikaten neyle suçlandığımı bilmiyorum, bilsem, yapılması gereken o onurlu işi yaparım, geriye çekilirim ve gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlarım'' dedi.
Akman,
TBMM Başkanı Köksal Toptan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin görüşlerine saygı duyduğunu belirterek, ''Bana soru sorup cevabını aldıktan sonra o açıklamaları yapmış olsalardı, herhalde bunları söylemezlerdi'' şeklinde konuştu.
ŞU ANDA İKİ ORTAKLIĞIM VAR
RTÜK Üyesi ve Başkanı olduktan sonra ortak veya
yönetici olduğu bir kısım şirketlerden hemen ayrıldığını, bir kısmının da zaman aldığını ifade eden Akman, ''2005 yılında seçildiğimden sonra benim herhangi bir kararda, faturada,
banka dekontumda imzamı görsünler, ben yine gereğini yaparım'' dedi.
Akman, ''herhangi bir
üretim, alım satım yapan şirketle ortaklığı bulunmadığını'' söyleyerek, ''Şu anda iki ortaklığım var, ikisi de yatırım ortaklığıdır. Birlikte bir
gayrimenkul alınmıştır, gayrimenkul adına yapılan şirket faaliyetidir ve limited şirketidir. Bu zaten benim mal beyanımda da ilk günden belirtilmiştir'' açıklamasında bulundu.
Armada'da ''7 milyon dolarlık hisse''si olduğuyla ilgili haberlerin hatırlatılması üzerine Akman, tapuyu göstererek, hissenin 2003 yılında alındığını, değer olarak ''41 milyar lira'' göründüğünü ifade etti. Akman,
Hayat şirketindeki hissesinin de yüzde 1'e denk geldiğini bildirdi.
Gayrimenkulden kira almanın ticari faaliyet olmadığını belirten Akman, ''5 çocuk babasıyım, haysiyetli, şerefli bir insanım, alnımın teriyle, bileğimin hakkıyla, kuruşu kuruşuna hesabını vererek bu parayı kazandım.
Çocuklarımın geleceğini hazırlıyorum'' dedi.
ALMANYA'YA GİDEMEME DURUM YOK
Almanya'daki Deniz Feneri Derneğinin yöneticisi veya içinden bir şahıs olmadığını belirten Akman, eskiden
Kanal 7'de çalıştığını, Ankara ve
Washington temsilciliği yaptığını ifade ederek, ''Bunlar benim arkadaşım. Birlikte olduğum insanlar, ben bunu inkar etmiyorum, ama benim bir ticari faaliyetim yok'' diye konuştu.
Akman, kuryelik yaptığı iddiasını ''ahlaksıza bir
iftira'' olarak gördüğünü, mahkemede savcının davayla ilgili olmadığını açıkladığını söyledi.
İtirafçı sanığın ''suçlamadığı kimse olmadığını'' savunan Akman,
Türkiye'deki Deniz Fenerinin da Almanya'dakiyle bağlantısını olmadığını
İçişleri Bakanlığı ve mahkemenin belirttiğini hatırlattı.
Kooperatife de 2003 yılında üye olduğunu,
yönetim kuruluna alındığını, ama 2005'e doğru, RTÜK üyeliği söz konusu olmadan önce buradan ayrıldığını kaydeden Akman, ''Kooperatifin ne herhangi bir toplantısına katıldım ne de bir belgede imzam var'' dedi.
Akman, Almanya'ya gidememek gibi bir durumunun da söz konusu olmadığını ifade ederek, avukatının iddiaları incelediğini, ''gidip Almanya'ya bu işleri temizleyeceğini'' söyledi.
YABANCI İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ...
Bunlarla ilgili yargıda ''hesaplaşacaklarını'' belirten Akman, konuyu her türlü ortamda tartışmaya açık olduğunu söyledi.
RTÜK Başkanlığındaki 4 yıllık dönemde, ''RTÜK tarihinde olmayan'' hizmetler geliştirdiklerini anlatan Akman, hepsinin temel noktasının çocuklar ve gençleri korumak olduğunu söyledi.
''İnanın benim aklıma şu geliyor; yalnız Türkiye merkezli bir hareket gibi de gelmiyor,
yabancı bir
takım istihbarat örgütlerinin de içinde olduğu bir faaliyet gibi geliyor'' diyen Akman, gençlere ve çocuklara sahip çıkma çabalarının ''birilerini rahatsız ettiğini'' öne sürdü.
Akman, kararlarıyla bazı kişilerin ticari faaliyetleri etkilediklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
''Biz, yayın tekeli olmasın, yayın gücü belli bir sermayeye gitmesin diye bazı konularda daha sıhhatli ve derin araştırmalar yaptık. Bazı konularla ilgili tam karar safhasına gelmişken, özellikle benle ilgili böyle bir kampanyanın başlatılıyor olmasını çok anlamlı buluyorum.
(Benim yayın grubumun daha fazla karasal yayınını olsun) deyip, bize müracaat eden bir bir yayın grubu, bu işle ilgili bir karar verme arifesindeyken, beni bu kadar
hedef alıp, istifaya zorlamasını çok anlamlı buluyorum. Bir de bu yayın grubu platformunda yayına başladığı anda bizden izin almadığı kanallarıyla ilgili karar verme aşamasında olduğumuz şu zaman dilim içerisinde beni RTÜK Başkanlığından uzaklaştırma çabalarını çok anlamlı buluyorum.''
Akman, TV 5'le ilgili çıkan haberin haksız ve yalan olduğunu söyledi.
BAŞBAKAN DESTEK VERDİ
''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine
destek verdiğini'' söyleyen Akman, ''Bu konuda, bunların geçecek olduğunu, bunlara inanmadıklarını ve görevimin başında kalmam gerektiğini ifade ettiler çok açık ve net'' dedi.
Akman, Toptan, Bahçeli ve Baykal'a isterlerse, geniş bilgi verebileceğini bildirdi.