Bunlardan dikkatimi çekenleri, notlarımla birlikte sizinle paylaşmak istiyorum:
-
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif Şener'in elindeki taze ankette, vatandaşlara, "Size göre cumhurbaşkanlığı secim süreci en çok hangi partinin oyunu artırmıştır" diye sorulmuş. Cevaplar: Yüzde 46 AKP ve yüzde 17
CHP şeklinde. Diğer partiler yüzde 5'i dahi bulmuyor. (
Milliyet, 7
Mayıs )
Ben bu tip bir soruyu pek anlamlı bulmuyorum. Tahmin başka, somut davranış başka. Önemli olan o cevabı verenlerin,
sandık başında kime oy atacağı...
- Sosyal
psikolog Prof. Çiğdem Kağıtbaşı, "Aslında biz bu iktidara ve onların türbanlı eşlerine alışmadık" diyor: "Dört yıldır bunlara içerleyip hep içlerine attılar. Şimdi
bıçak kemiğe dayandı." ( Akşam, 7 Mayıs ) '
Bürokratik elit' dediğim zümrenin, toplumsal gelişimi algılayamadığına ilişkin yazılar çıkıyor. Ben onlara katılmıyorum. Tersine, cumhuriyet mitinglerini organize edenler toplumda rahatsız kesimler olduğunu saptadı ve onları gayet etkin biçimde harekete geçirdi.
Cumhuriyet mitinglerinin, iki farklı açıdan ' mastır tezi' düzeyinde araştırılması gerekiyor: 1) Kim, nasıl organize etti? 2) Kimler hangi kaygılarla, taleplerle katıldı?
- Mitinglerden laf açılmışken... Ay yıldızlığı bayrağı en çok kullanan parti şimdiye kadar MHP'ydi. Şimdi
bayrak milliyetçilerden,
ulusalcılara geçmiş durumda.
Mitingler AKP'yi
hedef aldığı için ve " Katılanlardan sağcı olanlar MHP'ye, solcu olanlar CHP'ye oy versin " çağrıları yapıldığı için MHP yöneticileri herhalde seviniyordur. Ama bu arada bayrak gitti. Bakalım nasıl geri alacaklar?
- Cumhuriyet gazetesine Londra'dan yazan
Ergin Yıldızoğlu,
İngiltere Savunma Bakanlığı'nın '
Küresel Stratejik Trendler 2007-2036' başlıklı raporundan söz ediyor. ( 7 Mayıs ) Buradaki saptamalardan biri de şöyle:
Küreselleşen ekonomi
beyin gücünü (bilgi, yetenek vs.) satarak geçinen, iyi eğitimli, ileri teknolojileri kullanan, kişisel inisiyatifini kullanan, çoğunluğu gençlerden oluşan bir orta
sınıfı meydana çıkardı.
Ancak bu yeni sınıfın taleplerini, gelecek kaygılarını tatmin edemedi. Bu sınıf, dünyanın dört bir yanındaki gösterilerin, protestoların motoru durumunda.
Peki bizdeki mitinglerde de rol oynayan bu kesimin oyları kime gidecek? Yıldızoğlu, ' eski tipte', ' merkezi', ' otoriter' söylemler kullanan CHP'nin, yeni sınıfın gönlünü çelemeyeceğini öne sürüyor ki ben de katılıyorum.
- 1953'ten 2001'e kadar CHP içinde
siyaset yapan, araştırmacı Tarhan
Erdem, " Anavatan ile DYP'yi birleştirmek barajı geçmeye yetmez...
Halk; eğitimden sağlığa, tarımdan ulaştırmaya, somut meseleler hakkında siyasetçinin ne düşündüğünü bilmek istiyor" diyor (
Aksiyon ).
Sahi, muhalefetin çeşitli sorunlar hakkındaki fikirlerini bilen var mı? Beğenirsin, beğenmezsin ama AKP'nin yaptığı ve yapacağı belli. Bir de Cem
Uzan net, kesin ve hatta keskin vaatlerde bulunuyor. Gerisi " onurlu politikalar izleyecek ".
- Şu anda AKP oylarında ciddi bir düşüş beklenmiyor. Hatta 2002'de aldığı yüzde 34'ü geçeceği dahi iddia ediliyor. Eğer benzeri bir tablo oluşacaktıysa bunca şamataya ne gerek vardı? Ben bürokratik elitin şapkadan yeni bir tavşan daha çıkarmaya çalışacağını tahmin ediyorum.
Peki bu ne olabilir? Sosyalist kesimin ünlü
analiz dergisi Birikim'in yayın yönetmeni
Ömer Laçiner, "Siyasetin acımasız bir oyun olduğunu bilin.
Bir Kuzey Irak operasyonu AKP'yi yeni krizle karşı karşıya bırakabilir" diyor.
Tüyler ürperten bir olasılık!
EMRE AKÖZ - SABAH