Ankara'nın kilidi nasıl çözülür?

Yazarımız Abdullah Abdulkadiroğlu, iktidar ile muhalefet arasında iplerin kopmasına sebep olan ve siyaseti yeniden kilitlenme noktasına getiren yargıda reform krizinin çözüm yolunu yazdı. İşte o yazı:

Ankara'nın kilidi nasıl çözülür?

Ankara bir kez daha kilitlenme noktasına geldi. Açık söylemek gerekirse hükümet aslında Anayasa değişikliği konusunda bir adım atma niyetinde değildi. Yani seçime kadar vaziyeti bu şekilde idare edip seçim öncesi bir girişimle o atmosfer içerisinde sandığa gitmek niyetindeydi. Bunun sebebi de geçmiş yılların maalesef heba edilmesi oldu ve şimdi büyüyen sorun sıkışık zamanda çözülemez hale geldi. Ancak HSYK krizi işleri bir anda içinden çıkılmaz ve geri dönülmez noktaya getirdi. Hükümet; Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in HSYK sürecinde izlediği yanlış strateji sonucu bir anda yargı reformunu kucağında buldu ve meşakkatli bu yola girmek zorunda kaldı. Bu ay sonuna kadar paket meclis gündemine gelecek. Asıl gürültü ondan sonra başlayacak. Ve asıl krizler o zaman patlak verecek. Çünkü CHP daha paketi görmeden ayağa kalktı. İki önemli konu CHP'yi harekete geçirdi. Bunlardan biri HSYK'nın, diğeri Anayasa Mahkemesinin yapısının yeniden düzenlenmesi ve buralara parlamentonun da üye seçecek olması. Bir diğeri de referandum süresini 120 günden 60 güne indiren değişikliğin mecliste kabul edilmesi. CHP ne diyor ? Bir; referandum süresini düzenleyen değişiklik seçim kanununa girer ve dolayısıyla Anayasanın 67. maddesine göre seçim kanununda yapılan değişiklik en az bir yıl sonra uygulanabilir. Dolayısıyla süre 120'den 60 güne indikten en az bir yıl sonra bir referandum yapılabilir. İki; CHP'liler, anayasa paketinde yer alan HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilmesi, anayasanın değiştirilemez ilk üç maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesine aykırı olacağından bunu Anayasa Mahkemesine götürürüz diyor. Yani yargı kurumlarının yapısına dokunan bir referandumu yaptırmayız diyorlar. Hükümet şu gelinen noktada istediği gibi bir anayasa değişikliğini yapamaz. Çünkü yargı kurumlarının yapısına dokunduğunuzda CHP mahkemeye gidecek ve hukuk devletini değiştirmeye kalkmaktan Anayasa Mahkemesinin vereceği referandumu iptal kararı, Ak Parti hakkında açılabilecek kapatma davasının en büyük delili olabilecektir. Maalesef hükümet geride bıraktığımız yıllarda en azından HSYK kararlarının yargıya açılması ve parti kapatmalar konusunu içeren bir anayasa değişikliğini uzlaşıyla parlamentoda yapsaydı (ki bu olabilirdi) şu anda eli çok rahat olurdu. Referandum süresi de geçen yıl 60 güne indirilseydi bugün CHP ile uğraşmak zorunda kalmadan halkın önüne sandık getirilebilirdi. Sonuç itibariyle olmuşla ölmüşe çare yok önümüze bakalım. Peki Ankara'nın bu kilidi şimdi nasıl açılır ? İşte çözüm: Referandum süresini 120'den 60 güne indiren yasa meclisten geçti Cumhurbaşkanına gönderildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kendisine gelen bu yasayı meclise geri gönderirse CHP'nin 67. maddeye dayandırdığı “referandumun bir yıldan önce yapılamayacağı” kozu boşa düşmüş olur. Böylece referandum süresi değişmediğinden bir yıl beklemek gerekmez, eski sisteme göre yani 120 gün sonra referanduma gidilebilir. Sonra ? Hükümet Anayasa Mahkemesiyle muhatap olmak istemiyorsa yargı reformu konusunda kısıtlı bir değişikliğe gidebilir. Paketten HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilmesi çıkarılır. Ama HSYK kararlarının yargıya açılması pakette kalır ki buna HSYK üyeleri de destek veriyor. Bir diğeri; parti kapatmalar zorlaştırılır. Mesela bir partinin kapatılması sadece terör ve şiddete bulaşmasıyla sınırlı olabilir. Ve bir partinin kapatılmasına TBMM onayı şartı getirilir. Ancak TBMM onay verirse Anayasa Mahkemesine bir partinin kapatılması için dava açılabilecek bir düzenleme yapılır. Türkiye'nin CHP sebebiyle karşı karşıya kaldığı bu kriz ancak ve ancak bu adımlarla aşılabilir. İşte CHP'nin bütün bu oyunları yukarıda anlattığımız yöntemle bozulabilir. Hukuk devletine dokunma kozu da ortadan kalktığından CHP böyle bir pakete destek verebilir, vermezse de kendi bilir, hiçbir şey yapamaz. Böylelikle Anayasa Mahkemesi tehdidi ortadan kalkacağından hükümet en kötü ihtimalle 120 gün sonra referanduma gider ve dar kapsamlı bir anayasa değişikliği yapabilir. Bunun içinde HSYK kararlarının yargıya açılması, parti kapatmanın zorlaştırılması, YAŞ'taki ihraçlara yargı yolunun açılması gibi konular olur. Cumhurbaşkanı Gül de zaten siyasetteki gerginlikten rahatsız. Şimdi siyasetin kilitlenme noktasına getirdiği Ankara'yı, Cumhurbaşkanı Gül devreye girip işleri en başa döndürerek çözebilir. Çünkü maalesef Türkiye'de Baykal gibi “yargının başbakanı” bir lider var. Böylelikle Ak Parti başını yargıyla derde sokmadan en azından halkın beklentisinin bir bölümünü yerine getirmiş olur. Gerisi seçimden sonraya kalır. Bu da Ak Parti'ye ders olur seçim sonrası bu kez elini çabuk tutar. ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
<< Önceki Haber Ankara'nın kilidi nasıl çözülür? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER