CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal,
cumhurbaşkanı halkın seçmesine yönelik anayasa değişikliğini eleştirerek, ''
Millet TBMM'yi seçtiği gibi bir de cumhurbaşkanını seçecek. Milletin egemenliği parçalanmaya başlamış olacak. Bu, Türkiye'nin başına büyük dert açar'' dedi.
Baykal, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ''bu sorumsuzluğa
evet demeyeceğini ve düzenlemeyi iade edeceğini'' savundu.
CNN Türk'te katıldığı Parametre programında, TBMM'de kabul edilen anayasa değişikliği paketine ilişkin eleştirilerde bulunan Baykal, TBMM'nin cumhurbaşkanını seçemediği için derhal
seçime gitmesi gereken bir meclis konumunda bulunduğunu söyledi. Baykal, ''Bu konumdaki bir
Meclisin, konuşulmamış, tartışılmamış, yaratacağı sonuçlar irdelenmemiş bir büyük anayasa değişikliği projesini ham hum şaralop gündeme alıp gerçekleştirmeye kalkması ciddi bir iş değildir. Bu göstermelik bir olaydır'' dedi.
Türkiye'nin temelleriyle ilgili bu kadar önemli bir konuda, ''siyasi cambazlık yapma ve oyun oynamanın çok üzüntü verici olduğunu'' anlatan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ciddiye alınacak bir tarafı yok. Sorumsuzluğun daniskası. Yapılan anayasa değişikliğinin yansımalarının hesabı yapılmamıştır. Türkiye'nin 84 yılık cumhuriyetinin bir temel dayanağı var:
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin egemenliği de TBMM'de temsil edilir. Şimdi ne yapacağız, millet TBMM'yi seçtiği gibi bir de cumhurbaşkanını seçecek. Böylece egemenliği temsil eden iki
organ çıkarılacak. Milletin egemenliği parçalanmaya başlamış olacak. Bunun öyle önemli sonuçları olur ki bunu kabul etmek gerekir. Bu, Türkiye'nin başına büyük dert açar.''
-''EZİKLİK DUYGUSU İÇİNDELER''-
Bu düzenlemeyi gündeme getirenlerin, ''ne konuştuklarını bilmediklerini'' savunan Baykal, şöyle devam etti:
''Meclis'te eller kaldırılıyor, indiriliyor. Bu ne biliyor musunuz? Bir ezikliği telafi etmek için yapılan bir şov. Üçte iki çoğunlukları olduğu halde cumhurbaşkanını seçemediler. Kendi kafalarındakini dayatmayla cumhurbaşkanı olarak empoze etmeyi başaramadılar, ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Bunun yarattığı mağlubiyet, eziklik duygusu içinde, hırsı ve kızgınlık içinde 'biz size gösteririz' duygusuyla ayağa kalktılar. Şimdi ortalığı, masayı dağıtıyorlar...''
Milletin seçtiği bir cumhurbaşkanının ''sembolik, parlamenter rejimin cumhurbaşkanı olarak kayamayacağını'' kaydeden Baykal, ''Biz millet olarak kaderimizi bir tek kişiyi emanet etmeye hazır mıyız? Tek kişi böyle bir halk desteğini arkasına aldığını düşünerek Türkiye'nin devlet düzenini allak bullak eder'' dedi.
-''CUMHURBAŞKANI İADE EDECEKTİR''
Bu aşamadan sonra ne yapılacağına ilişkin bir soru üzerine Baykal, ''Kendileri vazgeçecektir. Türkiye'yi bununla allak bullak etmek kimsenin göze alacağı bir iş değildir. Şimdi bu teklifin cumhurbaşkanı tarafından reddedileceği umut ediliyor. Çünkü orada güvenilen bir cumhurbaşkanı var, bu sorumsuzluğa 'evet' demez, çok açık. Bunu iade edecektir.'' diye konuştu.
Baykal, Cumhurbaşkanının iade etmesi durumunda TBMM'de yapılacak görüşmelerde, ''Sağduyunun hakim olacağını, bazı AKP'lilerin yurtdışında bulunduğu için oylamaya katılamayacağı gibi durumlar yaşanabileceğini'' savundu.
İsim vermeden düzenlemeye
destek veren Anavatan Partisi'ni de eleştiren Baykal, ''Muhalefet partilerinden birisi de bu konuda bir iddialaşma içinde. Asıl mesele konuyu çözmek değil, kim engelliyor bunu birbirlerine kanıtlamaya çalışıyorlar'' dedi.
-''DEŞİFRE OLDULAR''-
Baykal, bir soru üzerine, genel seçimlerin Türkiye'nin geleceği açısından tarihi bir önem taşıdığını belirterek, ''Türkiye'nin tarihi rotası ile ilgili bir kırılmanın yaşanıp yaşanmayacağının ortaya çıkacağı bir seçim olacak'' dedi.
Özellikle son 6 aylık dönemde, ''AK Parti'nin Türkiye'yi çok tehlikeli çatışmaya sürükleyeceğinin ortaya çıktığını'' kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''
Deşifre oldular. Böyle bir tablo içinde laik, demokratik cumhuriyet anlayışı ve ulusal bütünlük konusundaki duyarlılığımızın yansımasını sağlamaya ihtiyaç var. Bir süre önce pek çok çevrede AKP iktidarının, istikrarın sigortası olduğu gözlemi vardı. Son 6 ayda yaşananlar bunun geçersizliğini kanıtlamıştır. Şimdi, 'AKP işbaşında kalırsa Türkiye'de istikrar kalmaz' tespiti hakimdir. AKP'nin devam etmesi rejimi tehlikeye sokar.''
Baykal, bu seçimde Türkiye'deki tehlikeleri algılayan bütün insanların, liberal, muhafazakar, sosyal demokrat ayrımı yapmadan el ele vermesi gerektiğini söyledi.
''Ülkenin çok tehlikeli bir çatışmaya doğru gittiğini'' öne süren Baykal, ''Bunu önleminin yolu
demokrasi içinde, merkezin sağındaki, solundaki bütün insanların
Atatürk cumhuriyetine inanan insanların el ele vermesi'' dedi.
-CHP'NİN EKONOMİDEKİ HEDEFLERİ-
Baykal, partisinin
ekonomik hedeflerine yönelik soruları yanıtlarken de piyasa
kurallarının işlemesinin, kamunun sorumluluğunu daha da artırdığını ifade ederek, ''
Kamu yönlendirici, denetleyici, kural koyucu olabilir. Kurallar öngörülebilir olacaktır. Maç başladıktan sora kalenin değişmesi söz konusu olmayacaktır'' diye konuştu.
Kamuyu, devleti kullanarak bir ekonomik hedeflere ulaşılmasının mümkün olmadığını anlatan Baykal, ''
Piyasa kuralları içinde, iç ve dış sermayenin
ülke yararına hedeflere yönlendirilmesi gerektiğini'' belirtti.
Türkiye'de ciddi bir sanayileşme politikası bulunmadığını,
teşvik konusuna yanlış yaklaşıldığını anlatan Baykal, bölgesel teşviklerin yanı sıra sanayide
rekabet gücünü artırmaya yönelik teşviklere ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Baykal, ciddi bir sanayileşme politikasına ihtiyaç bulunduğunu, Türkiye'nin yatırım gücünün ülkede ekonominin güçlenmesini sağlayacak şekilde kullanılması gerektiğini kaydetti.
CHP'nin
yoksulluk ve işsizlikle mücadeleye özel önem verdiğini ifade eden Baykal, ''bu sorunun sadece
Ramazan ayında
yiyecek poşetleri dağıtarak ya da kömür yardımıyla çözülmeyeceğini ciddi bir politikaya ihtiyaç bulunduğunu'' söyledi.