TBMM'de gazetecilerin sorularını cevaplayan
Bülent Arınç,
referanduma sunulan ana
yasa paketinde yer alan geçici 19. maddeyle ilgili tartışmaları değerlendirdi. Referandumda
evet oyu çıkması durumunda 11. mi yoksa 12. Cumhurbaşkanının mı seçileceği konusunda hukukçuların çok değişik görüşleri dile getirdiğini, her kafadan bir ses çıktığını dile getiren Bülent Arınç, "Önce bir referandumu yapalım, sonra geçici 19. maddenin ne getireceği konusunu tartışırız" dedi.
Bülent Arınç, bu konuda peşin hükümlü olmayan, yalnızca hukuk içerisinde görüş açıklayan sağduyulu hukukçulara ihtiyaç olduğunu ifade ederek, her şeyin
demokrasi içinde çözüleceğini kaydetti. Geçici 19. maddenin, 22 Temmuz seçimleri yapılırken, ikinci bir sandıkta 11. Cumhurbaşkanının seçilmesi amacıyla pakete konulduğunu bildiğini anlatan Bülent Arınç, referandum süresini kısaltan yasanın dönemin Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer tarafından geciktirilmesi nedeniyle bu düşüncenin hayata geçirilemediğini dile getirdi.
Sezer'in referandum yasasını geciktirmesi nedeniyle iki seçimin bir arada yapılamadığını ifade eden Arınç, şöyle konuştu: "Bunun sorumlusu; TBMM içinde siyasi parti olarak CHP'dir, Cumhurbaşkanı olarak da Sayın Sezer'dir. Eğer referandum sürecisini 120 günden 45 güne indiren yasa zamanında onaylanmış ve yürürlüğe girmiş olsaydı, 22 Temmuz'da ikinci bir sandıkta 11. Cumhurbaşkanını da seçmiş olacaktık. Böylece iki işi birden yapmış olacaktık. 108 trilyon da hazinenin içinde kalmış olacaktı. Yeni bir süreci başlatmamış, yeni bir tartışmayı başlatmamış olacaktık. Ama şimdi bu olayın sorumluları, üzerlerine hiçbir yük almadan, '11. Cumhurbaşkanı seçilecek' diye kafaları karıştırmaya devam ediyorlar" dedi.
Bu tartışmalar ihtiyaç olup olmadığının sorulması üzerine Arınç, "Bu Türkiye'de bir gerçek artık. İş yapmaktansa kafa karıştırmayı
tercih edenler, bu ve benzeri olayları kullanacaklardır" dedi.
CİHAN