- Arınç: Kendisini alıkoyamıyor ağzına biber sürülse caizdir
- Elitaş: Bize sordular bizde sakınca olmadığını söyledik
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'la ilgili sözlerine tepki gösteren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kendini tutamıyor. Aklına her Tayyip Erdoğan ve AK Parti geldiğinde küfür etmekten uluorta konuşmaktan kendisini alıkoyamıyor ağzına biber sürülse caizdir." dedi. Bu arada AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş, TBMM’de yaptığı açıklamada, partisindeki bazı kadın vekillerin Meclis çalışmalarına başörtülü katılma kararı için, “Başörtüsüyle Meclis’e gelmelerinde sakınca olup olmadığını bize sordular, biz de grup olarak sakınca olmadığını kendilerine söyledik” dedi.
Türk Tarih Kurumu Şeref Üyeliği Töreni Çırağan Saray'ında yapıldı. Törene, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı İbrahim Kalın, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr Derya Örs, yabancı ülkelerden çok sayıda tarihçi ve akademisyen katıldı.
Tören sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Arınç, Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için dün Ankara Tandoğan'da sarf ettiği "Dolmabahçe'de oturup Kadıköy'den gelen vapurlardaki kadınları dikizliyor." sözlerini eleştirdi.
Dünkü söylenen sözlerde kendilerini utandıran ifadelerin olduğunu belirten Arınç, "Karşıdan baktığınız zaman veya yanına yaklaştığınız zaman çelebi bir zat gibi görünen, dışardan baktığınızda saygıda uyandırabilen, ikili ilişkilerine baktığınızda kibarlığı noktasında sizin de beğeneceğiniz bir insan tipi ama ağzını açtığı zaman ağzından küfürler çıkıyor. Ne demektir bir başbakan için 'gemiden çıkan kadınları dikizliyor' iddiası bunu bir ana muhalefet lideri nasıl söyleyebilir." ifadelerini kullandı.
Allah'tan korkulması ve utanılması gerektiğini söyleyen Arınç, "Bir genel başkan nasıl böyle konuşur. Bir insana hakaret etmek çok çirkin ve aşağılayıcı bir şeydir ama Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kendini tutamıyor. Aklına her Tayyip Erdoğan ve AK Parti geldiğinde küfür etmekten uluorta konuşmaktan kendisini alıkoyamıyor ağzına biber sürülse caizdir." diye konuştu.
MARMARAY CUMHURİYETİ TAÇLANDIRAN ABİDELERDEN
Arınç, Marmaray ile ilgili sorulan soru üzerine Marmaray'ın çok başarılı bir proje olduğunu söyledi. Arınç, "Burada emeği geçen herkesi kutlamak istiyorum. Gerçekten Cumhuriyeti taçlandıran abidelerden birisi olarak da sayabiliriz. Artık Boğaz'ın üstünden köprülerle, altından Marmarayla, otoyollarla Türkiye büyük işler başarıyor. Sadece ulaşımda değil, Türkiye'nin bugünkü ekonomik gücüyle neler yapabileceğini de ortaya koyuyor. Benim şu ana kadar gördüğüm şudur. Büyük bir tebrik ve taktirle karşılanmıştır. Eleştirilecek hiçbir yönü yoktur." ifadelerini kullandı.
Marmaray'ın Türkiye'nin büyük kazanımlarından biri olarak kabul edilecek bir gelişme olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti: "Sadece temeli atıldığından bugüne kadar olan süre değil, aslında Marmaray projesi 100 yılı aşkın Abdülmecit'in de Abdülhamit'in de üzerinde çalıştığı, Boğaz'ın iki kenarını Boğaz'ın altından birbirine bağlayan bir tünelin inşasıdır. Dolayısıyla arkadaşımızın ifadesini belki 100 yıllık bir proje olarak değerlendirmek doğrudur." şeklinde konuştu.
"İÇ TÜZÜKTE BUNUNLA İLGİLİ YASAKLAMA YOK"
TBMM’nin kendi düzenini ortaya koyan iç tüzüğünü hatırlatan Arınç, “Bütün milletvekillerimiz iç tüzüğe uygun hareket etmek zorundadır. Maalesef uygulamada iç tüzüğün bir çok maddesi ihlal edilmekte ama bunlar hoşgörü ile karşılanmaktadır. Kaldı ki kılık kıyafeti düzenleyen sanıyorum iç tüzüğün 56. maddesi burada kadın ve erkeklerin ne şekilde giyineceklerine dair hüküm vardır. Başının kapalı ya da açık olmamasıyla ilgili bir cümle bulunmamaktadır. Bu da çok doğaldır. Çünkü bütün dünyada evrensel kural şudur: Hürriyetler, özgürlükler asıldır yasaklar istisnaidir. Eğer bir yasak olsaydı bunun iç tüzükte açıkça belirtilmesi gerekirdi. Başı açık olması mecburidir diye bir hüküm olmadığına göre başı açık olmakla başı kapalı olmanın tercihlere bırakılabileceğini anlayabiliriz. Buna doğal olarak CHP geçmişten bu yana muhalefet etmektedir. Ama muhalefet ettikleri argümanların hiçbirisi gerçekçi değildir, hukuki değildir, meşru değildir, haklı değildir. Geçmişte bunlar çok tartışıldı ve bu tartışmayı yapanların hepsi millet nazarında da kaybetti, düşünceleri de partileri de bundan hiçbir zaman kazançlı çıkmadı" şeklinde konuştu.
Başörtülü 3 kadın vekil Meclis’e yarın gelecek
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, çarşaflı kadınlara rozet takan CHP’nin başörtülü milletvekilini içine sindirememesinin ikiyüzlülük olacağını savundu. Elitaş, TBMM’de yaptığı açıklamada, partisindeki bazı kadın vekillerin Meclis çalışmalarına başörtülü katılma kararı için, “Başörtüsüyle Meclis’e gelmelerinde sakınca olup olmadığını bize sordular, biz de grup olarak sakınca olmadığını kendilerine söyledik” dedi. 3 kadın vekilin Meclis Genel Kurulu’na yarın geleceklerini belirten Elitaş şöyle dedi:
SALDIRIYI PÜSKÜRTÜRÜZ
“Genel Kurul’da bizden yana bir gerginlik olmaz. Usul tartışması açılırsa yanıtını veririz. Eğer saldırıya geçerlerse biz de saldırıyı püskürtürüz. Esasında partilerin bu konuda mutabakatı var. Üç parti de bu konuda sorun olmadığını ifade ediyor. Çarşaflı kadınlara rozet takan CHP, başörtülü milletvekilinin Meclis’e girmesini içine sindiremiyorsa ikiyüzlülük yapıyor demektir.”
CHP’li İnce: AKP’nin oyununa alet olmayacağız
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, AK Parti'yi seçim öncesi mağdur politikası izlemekle suçladı. Kişisel yaşam tarzına saygılı olduklarını ifade eden İnce, "Onu takar ya da takmaz onun yaşam biçimidir o. AKP'nin bu oyununa alet olmayacağız. Mağrur olmalarına rağmen mağdur görüntüsü çizmelerine engel olacağız." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, partisinin kapalı grup toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin toplumu bölen politikalarının olduğunu savunan İnce, "AKP'nin 11 yıldır yaptığı toplumu kamplaştıran toplumu bölen politikalarına alet olmayacağız. 2005 yılında, 'Boynunda haç taşıyan bir kamu görevlisi Hristiyanlığı sembolize ederse bir Musevi başındaki takkesi ile veya bir Müslüman başörtüsü ile karşısındakine mesaj vermeye çalışan kamu görevlisi kendisinden eşit hizmet almaya çalışanlara bir korku verebilir. Tarafsız davranmayacağı konusunda bir endişe verebilir. Kamu görevlilerinin bu sebeple dini sembol takmaları yasaklanmıştır.' Bunu diyen Bülent Arınç. 14 Kasım 2005'te bunu diyen Bülent Arınç. 2008'de 'kamuda başörtüsü türban serbest olmalıdır' diyen Konya Milletvekili Hüsnü Tuna'yı Başbakan yalanladı. Grup Başkanvekili Canikli yalanladı. Bunu söyleyen Hüsnü Tuna'yı disipline sevk ettiler. Ona ceza verdiler. Bu AKP'nin iki yüzlü toplumu kandıran topluma yalan söyleyen halk tabiri ile söyleyeyim, 'Erken öttü diye' arkadaşlarına ceza verdiler. Şimdi sorum şu; siz asıl niyetinizi söyleyin. Herkesin başını kapatmaya zorunlu ne zaman yapacaksınız. Hakim polis savcı takmayacak diyorsunuz ya, acaba şunlar zorunlu takacak noktasına gelecekler mi?" ifadelerini kullandı.
"KİŞİSEL YAŞAMA SAYGILIYIZ"
Kişisel yaşama saygılı olduklarını ifade eden İnce, "Bizim kişisel yaşama saygımız sonsuzdur. Onu takar ya da takmaz onun yaşam biçimidir o. Bu özgürlük değil özgürlükten vazgeçmektir. Saçını açma özgürlüğünden vazgeçmektir. Bu konuda genel başkan yardımcımız Şafak Pavey zamanı gelince genel kurulda açıklama yapacak. AKP'nin bu oyununa alet olmayacağız. Mağrur olmalarına rağmen mağdur görüntüsü çizmelerine engel olacağız. Onların toplumu kandırmalarına millete yalan söylemelerine engel olacağız. Bunların İslam anlayışı siyasetle iç içedir. Hiçbir dertleri yoktur. Dertleri seçim öncesinde türban mağduriyeti yaratmalarıdır. Sanki başörtülü bacılar sadece onun bacısı. Tayyip Erdoğan'ın elinden bu silahı alacağız. Hayatında başını hiç örtmemiş arkadaşlar bugün Tayyip Erdoğan'ın gözüne girmek için ilginç açıklamalar yapıyorlar. Bunlar Müslümanları da ikiye böldü. Bir bizim gibi galubeladan beri Müslüman olanlar bir de Tayyip Erdoğan'dan beri Müslüman olanlar çıktı başımıza." şeklinde konuştu.