Finlandiya dönüşünde,
Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında
gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, son günlerde yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili bir soru üzerine, konunun parlamentoda görüşülmesinin büyük önem taşıdığını söyledi.
Yaşanan bu olayların tedirginliğe yol açtığını ve bazı gazete başlıklarının kamuoyunu endişeye sevk edecek nitelikte olduğunu kaydeden Arınç, şöyle konuştu:''
Türkiye'nin en güzel illerinden birisinin
teröre teslim olduğu gibi bir gazete başlığını yüreğim titreyerek okuduğumu söylemeliyim. Baş
bakanın yurda dönmüş olması sebebiyle kendisiyle bir görüşmemiz oldu. Parlamentomuzda iç tüzüğümüzde bir usul var. Herhangi bir olay hakkında başbakan veya bir bakan genel kurulumuza bilgi verir. Bu bilgi verme üzerine de siyasi parti gruplarına söz hakkı doğar. Onlar da konu hakkında düşüncelerini açıklarlar. Böyle bir
gündem dışı konuşmayla ilgili bakanın parlamentomuza bilgi vermesinde ve konu üzerinde siyasi parti gruplarımızın düşüncelerini açıklamasında yarar olduğunu ifade ettim.
Başbakan da bu düşünceme hak verdiler. Esasen böyle bir şey düşündüklerini ifade ettiler. Sanıyorum, meclisin ilk çalışma gününde, Salı günü olabilir, İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu olaylarla ilgili olarak genel kurula bilgi arz edecektir.''
''HALK, ÖZGÜRLÜKLERİNE SAHİP ÇIKTI'
Bu yıl içerisinde
Şubat ve
Mart aylarında terör olaylarının tırmandırılacağı konusunda sorumlu kişiler ve bazı kurumların istihbarata sahip olduğunu ve alınan önlemlerle bu aylarda önemli olaylar yaşanmadığını kaydeden Arınç, şöyle devam etti:''Çatışmada öldüğünü bildiğimiz bazı
PKK militanlarının cenazesi sebebiyle meydana gelen duygusal sömürüyü de kullanmak suretiyle bu olayların başlangıcını yaptılar. Şüphesiz, cenazelerin kaldırılması
sırasında bu şehirlerimizde
halk bu
tahriklere kapılmadı. Bu, çok sevindirici bir olaydır. Bir milyon kişinin yaşadığı
Diyarbakır'da bu gösterilere katılanların sayısı 2 bini geçmemiştir.
Bütün terör olaylarının ve örgütlerin amacı bence şudur; toplumda korku ve panik meydana getirmek, bu olaylardan siyasi bir sonuç elde etmek, örgütlerinin dimdik ve halen görevlerine devam ediyor izlenimini vermek. Halkımız, kazandığı özgürlüklere sahip çıkmıştır,
huzura ve istikrara sahip çıkmıştır. Bu tahriklere gelmemiştir. Tahriklere kapılınmaması da terör örgütünün amacına ulaşamadığını gösteriyor.''Bu filmin yıllar önceden görüldüğünü ve yine onlardan birinin sahneye konulmak istendiğini ifade eden Arınç, ''Buna karşı toplumda
büyük bir duyarlılık var. Özellikle o
bölgenin insanı artık temel hak ve özgürlüklerine sahip çıkmakta, huzura, barışa ve kardeşliğe sahip çıkmakta'' diye konuştu.
EMNİYET GÜÇLERİNİN BAŞARISI-
Emniyet güçlerinin, olayların büyümeden önlenmesi için büyük çaba gösterdiğini ve hatta zaman zaman bu amaçla pasif durumda kaldığını belirten Arınç, ancak bu durumu zaaf olarak gösterenler olduğunu söyledi.Duyarlı ve dikkatli bir devlet adamı olarak Diyarbakır
Valisi'nin
beyanatlarını önemsediğini ifade eden Arınç, ''Duyarlı bir insan ancak böyle konuşur. Olaylara böyle bakar. Duygusallığın ön planda olduğu, toplumsal psikolojinin tahrik edildiği,
akıl ve idrakin saf dışı kaldığı bir zamanda çok itidalli ve soğukkanlı olmak
mecburiyetindeyiz'' dedi. Arınç, olayların el birliğiyle, itidalli ve soğukkanlı
davranılarak, güçlü bir istihbarat ve güven veren bir güvenlik önlemiyle önlenebileceğini düşündüğünü kaydetti.Bu olaylarda üzüntü duymamanın mümkün olmadığına, ancak bunu
siyasi bir
tartışma konusu haline getirmenin yanlış olduğuna dikkati çeken Arınç, ''Bu konuda hükümeti veya bir başkalarını açıkça suçlayarak daha çok endişeye yol açabilecek davranışlardan dikkatle kaçınmamız gerekir. Bu konuda Türkiye bir sınavdan geçmektedir. Umarım bu sınavdan başarılı olarak geçeriz'' dedi. Türkiye'de özgürlükleri genişleten yasalar çıkarıldığını, bireysel hakların her zamankinden daha fazla olduğunu ifade eden Arınç, şöyle
devam etti: ''Bu özgürlükleri askıya alacak, temel haklarımızı askıya alacak,
yeniden eski günlere dönmemizi temin edecek bir
eylemin eşiğinde olabiliriz. Bu vesileyle birileri 'tekrar başa dönelim, eskisi daha güzeldi' diyebilir. Şüphesiz terör sadece Türkiye için değil, uluslararası anlamda tüm dünya için
tehlike haline geldi. Biz de
tekrar terörün gelmemesi için uyanık olmalıyız.''
BELEDİYE BAŞKANLARININ AÇIKLAMALARI
Bazı bölge belediye başkanlarının olaylarla ilgili açıklamalarına ilişkin soruya karşılık da Arınç, şunları söyledi: ''Osman
Baydemir ya da
Siirt veya
Batman Belediye Başkanı,
gazetelere yansıdığı kadarıyla söylüyorum, nerede, ne konuştuklarını
çok iyi bilmek durumundayız. Çünkü bir yerden koparılarak gelen haberlerin bu olayların içerisinde hangi rengi taşıdığını doğrusu iyi seçmek mecburiyetindeyiz. Farklı konuşmalarla karşılaşıyorum. Bu olayları tahrik edici, (ölü sayısı şu kadardan şu kadara yükseldi.
Sizi kutluyorum. Çok iyi şey yaptınız) şeklinde bir konuşma yapılmışsa, bu fevkalade yanlıştır. Aynı zamanda suçtur. Ancak bir başka yerde yaptığı konuşma metni, doğrusu kitleleri yatıştırmaya yönelik bir metin gibi görünüyor. Şüphesiz bu konuda bir
soruşturma
başlatıldığını biliyorum. Bu soruşturma da acilen tamamlanmalı. Suçu tahrik edici cümleler varsa yargılanır ve cezasını çeker. Ancak bu olaylar sırasında havada uçuşan sözlerin ne kadar doğru ve yerinde olduğu konusunda bir endişe taşıyorum. Bunlar provokatif amaçlı
söylenmiş sözler ve haberler de olabilir.''
FİŞLEME OLAYI
Bu vesileyle bir konuya daha dikkati çekmek istediğini ifade eden Arınç, ''Diyarbakır'da yaşanan olaylar kadar çok önemli bir konu da devletin valisinin d
e devletin hakimlerinin de vali yardımcılarının da bir şekilde fişlenmeye tabii tutulması'' diye konuştu.Diyarbakır'da yaşanan olaylar konusunda yazı yazan basının bu konuda ne düşündüğünü çok merak ettiğini belirten Arınç, şöyle devam etti: ''Bu merakım aynı zamanda siyasetçiler içindir. Bu merakım aynı zamanda başkaları içindir. Bir hukuk devleti olduğunu bildiğimiz, anayasanın ikinci maddesinde 'demokratik, laik sosyal hukuk devletidir' diye üzerinde ant içtiğimiz bu hükümlerden, eğer bir hukuk devleti varsa, bu hukuk devletinde 'vali şöyledir, vali yardımcısı
böyledir, hakim için şöyle konuşuluyor' gibi bir
fişleme yapılması çok ilkel davranıştır. Bu konu mutlaka soruşturulmalıdır. Sorumlular varsa ortaya çıkarılmalıdır. Bunun ne amaçla, kim tarafından, ne şekilde yapıldığı konusunda ilgililerden açıklama bekleme hakkına sahibiz. Dolayısıyla Türkiye gelişirken, demokratikleşirken, çağdaşlaşırken,
Avrupa standartlarında bir
demokrasi ve hukuk sınavı verirken kendi içimizdeki yanlışları da ortaya çıkarmak ve bunları düzeltmek herhalde günü gelmiş bir eylem olarak düşünüyorum.''