"Öyle günler yaşıyoruz ki, medya patronlarının çağrılıp azarlandığı söyleniyor. Köşe yazarlarının nerede, nasıl ve ne yazacağına karar verildiği dillendiriliyor. Herkesin fişlendiği ayyuka çıkmış durumda. Bir çok insan kamu görevinden uzaklaştırılıyor ve aileler mağdur ediliyor. Bu yaşananlar sonucunda insanlar acı çekiyor. Biz Büyük Birlik Partisi olarak hiç bir yoruma meydan vermeden demokrasiden yana tavrımızı koyuyoruz .Türkiye'nin, başta Suriye olmak üzere, etrafındaki ülkeler gibi bir ülke olmasına müsaade etmeyeceğiz. İnsanlarımızın ayrışmasına, ötekileştirmesine müsaade etmeyeceğiz. Demokrasinin, temel insan haklarının ve özgürlüklerden taraf olacağız. Bu bir iktidar-muhalefet meselesi veya parti-camia meselesi değildir. Bu bir tercih meselesidir. Türkiye bu tercihi yapmak zorundadır. Kürdüyle, Türkmeniyle, Alevisiyle, Sünnisiyle kimimiz varsa hep beraber farklılıklarımızla birlikte kaliteli bir demokrasi yakalayıp, hukukun üstünlüğüne dayanan bir anlayış içerisinde birlikte mutlu olmanın yolunu bulmalıyız. Bunun yolu darbelerden geçmiyor, cuntacılıktan geçmiyor mafyacılıktan geçmiyor. Bölücülerin istediğini söyleme ve yapma özgürlüğüne ses çıkarmayıp abdestli namazlı insanlara operasyon yapılacak haberlerini ve baskı altına alınmaları kabul edilebilir bir durum değildir.