BDP Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş,
TBMM'nin iki dilli olması ya da TBMM'de
Kürtçe konuşulması gibi bir talepleri bulunmadığını belirterek, ''BDP,
Kürt sorununun çözümüne ilişkin hangi projeyi ortaya koyuyorsa, ne yapmak istiyorsa o Türkiye'nin çıkarınadır. Türkiye'yi bölecek, etnik çatışma yaratacak hiçbir projede BDP'nin, halkımızın imzası olmaz'' dedi.
Demirtaş,
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyükelçileriyle
Belçika Büyükelçiliği'nin rezidansında bir araya geldi.
Demirtaş, görüşme öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. İkinci bir dil olarak
Kürtçe'nin kullanılmasında ısrarcı olup olmayacaklarını sorulması üzerine Demirtaş, şu ana kadar hiçbir BDP milletvekilinin
Meclis'te Kürtçe konuşma yapmadığını, 1-2 cümle kullandığını belirtti.
''Milletvekillerimizin veya partimizin TBMM'de konuşmaların Kürtçe yapılmasına dönük bir talebi yoktur'' diyen Demirtaş, şunları kaydetti:
''TBMM iki dilli olsun, isteyen Kürtçe konuşsun, isteyen
Türkçe konuşsun diye bir talebimiz yoktur. Bu
tartışmayı çarpıtmak isteyenler ve bu tartışmadan pozitif sonuç çıkarmak yerine gerilim yaratmak isteyenler bunu bu şekilde algılamak istiyorlar. Biz anadilin eğitim dili olmasını, kamusal alanda özgürce kullanılmasını, basın yayın, kültür, ticari alanda özgürce konuşulması gerektiğini savunuyoruz. Milletvekillerimiz bu soruna dikkat çekmek için birkaç kelime Kürtçe kelime kullanıyorlar, bu bile
kıyamet kopartıyor.
TBMM'nin birbiriyle, toplumla iyi anlaşabilmesi için Türkçe konuşmasına bizim bir itirazımız yok, bizim itirazımız Kürtçeye yönelik tahammülsüzlüğedir. Bu tahammülsüzlüğü esefle karşılıyoruz. Türk halkı, şunda bir defa emin olmalı ki BDP, Kürt sorununun çözümüne ilişkin hangi projeyi ortaya koyuyorsa, ne yapmak istiyorsa o Türkiye'nin çıkarınadır. Türkiye'yi bölecek, etnik çatışma yaratacak hiçbir projede BDP'nin, halkımızın imzası olmaz, ama birileri ısrarla dil bölecekmiş gibi tartışma yaratmak istiyor. Biz tam tersini ifade ediyoruz, tek dil dayatması ülkeyi böler, çatışmaya götürür.''
Kürt sorunun çözümü için BDP'nin somut proje ortaya koyduğunu belirten Demirtaş,
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'i de BDP'yi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet etmekle suçladı.
-''MECLİS BAŞKANINA PARTİMİZİ ŞİKAYET ETMEK DÜŞER Mİ?''-
''Sayın Meclis Başkanı'na partimizi Başsavcıya şikayet etmek düşer mi?'' diyen Demirtaş, ''Kendisine sevgimiz, saygımız vardır ama bir Meclis Başkanı'na yakışmamıştır. Bir Genel Başkan ile ilgili, bir partinin politikasına 'palavra' demesi,
hedef göstermesi, 'parti kapatılır' demesi kesinlikle doğru olmamıştır'' şeklinde konuştu.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Türkçe ve
İngilizce astığı yön
tabelalarının fotoğraflarını gösteren Demirtaş, bu durumun Anayasa'ya aykırı olmadığını iddia etti.
Demirtaş, şöyle devam etti:
''Bu ülkeye gelen İngilizler yön tabelasında İngilizceyi görecekler, ama bu ülkede yaşayan
Kürtler kendi dillerinde iki cümleyi oraya yazamayacaklar, böyle bir saçmalık olur mu? Biz hukukun da yasanın da ne olduğunu iyi biliyoruz, hakkın, hukukun, meşruiyetin ne olduğunu da iyi biliyoruz. Meclis Başkanı'nın haberi yok, ama burnunun dibinde iki dilli tabelalar var. Meclis şurada, Ulus'taki tabela şurada. Ne yapacak şimdi
AK Parti kapatılacak mı? Merak ediyorum. Sayın Meclis Başkanı, AK Parti'yle ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na kapatmayla ilgili suç duyurusunda bulunacak mı? Sayın
Bülent Arınç, Meclis'te bir kelime Kürtçe konuştu, belediye başkanı da iki dilli tabela asmış.
Tartışmanın sağlıklı yürümesi, toplumda gerilimin tırmanmasını önleyecek sağduyulu açıklamalar bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, 'Kürt sorunu, Türkiye'nin en önemli, birinci sorunu' demişti, AKP hükümeti de 'Kürt sorunun biz çözeceğiz' diyor. Böyle bir tahammülsüzlükle, anlayışla hangi sorunu, nasıl çözecekler? Biz bir dayatma, gerilim peşinde değiliz. Biz sorunun nasıl çözülebileceğini pratikte gösteriyoruz. Kıyametin de kopmayacağını, ülkenin bölünmeyeceğini göstermek istiyoruz. Korku cumhuriyeti yaratıldı, biz bu korkuları yıkmaya çalışıyoruz. Türk halkının Kürt diline karşı antipatisi, Kürtçeye, Kürt halkına düşmanlığı yoktur. Gerilim sokakta değildir, gerilim bu tür açıklamalardan kaynaklanıyor.''
Demirtaş, Kürtlerin pazarda, sokakta dilini kullanmasının rahatsızlık vermeyeceğini öne sürerek, 20 milyon Kürt'ün kendi anavatanında dilini kullanmak istediğini kaydetti.
Demirtaş, ''Biz meşruiyeti, hukuku, evrensel standartları esas alıyoruz. Bu hususlar herhangi bir yasal sınırlamaya, engellemeye tabi değildir. Köylerin bir çok yerde isimleri iki dille yazıldı. Sayın Meclis Başkanı 'palavra' diyor, ama ne palavrası''diye konuştu.
Hükümetin bu konuda konuşmadığını, siyasi sorumluluğu olmayan CUmhurbaşkanı ve Meclis Başkanı'nın konuştuğuna işaret eden Demirtaş, ''Biz karşımızda siyasi sorumluluğu olan birilerini görmek istiyoruz'' dedi.
Demirtaş, ''
TRT Şeş ile tabela arasında ne fark var bilmek istiyoruz. Yarın kentlerin girişine 'bu şehre hoş geldiniz' diye Kürtçe, Türkçe yazıldığında ne yapacaklar merak ediyoruz. Bunun neresi kışkırtmadır, bu güzelliktir, hoşluktur. Bir çok şehrin girişinde welcome yazıyorsa, bunun Kürtçe yazılmasında kimin nasıl bir zararı olabilir'' değerlendirmesinde bulundu.