MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, MHP genel başkanlığına
aday olduğunu açıklayan Ümit Özdağ'a atfen, "karanlık ilişkilerden MHP gelecek bekleyemez" diyerek, "Adı geçen kişi MHP'ye üye dahi olamaz" açıklamasında bulundu.
Bahçeli, Mehmet Ağar'ın
Yozgat ile Musul arasında ilişki kurmasına ilişkin olarak da "Ağar'ı anlamakta güçlük çekiyorum, biraz daha açıklık getirmesi gerekir" dedi
19
Kasım günü yapılacak olan kongrenin İçişleri Bakanı'nın desteğiyle yapılacağını söyleyen Bahçeli, " Hukuk dışı bir durum olursa bunun hesabını AKP'den sorarız" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, MHP Genel Merkez0i'nde yaptığı konuşmasında, "
Türkiye bugün, hangi siyasi düşüncede olursa olsun, bu vatanı gönülden seven herkesi
isyan ettirecek çok ağır şartlarla karşı karşıyadır. Yaşanmakta olan bunalım döneminin her alandaki tahribatı, korkutucu boyutlara ulaşmıştır. Kangren haline gelen sorunlar ve sıkıntılar, Türk milletinin sabrını taşırma noktasına dayanmıştır. Türkiye'yi, içerde ve dışarıda, çok büyük risk ve tehlikelerle dolu zor günler beklemektedir. Türkiye'nin karşısındaki badirelerin idraki ve bilinci içinde olmayan
siyaset kurumu, bu tehlikeli gidişatı önleyecek tedbirler yerine, sürekli
kriz ve gerginlik üretmekle meşguldür. " dedi.
Bahçeli, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye'yi sürüklediği bugünkü noktada, siyasi ve
ekonomik güven ve istikrar ortamından, iç huzur ve güvenlikten bahsedilemeyeceği söyleyerek, ekonomik ve sosyal sorunların giderek ağırlaştığını, ekonomik ve finansal kriz ortamının bütün şartlarının oluştuğu bugünkü süreçte, hükümetin göstermelik politikalarla
sanal bir istikrar görüntüsünü kurtarmaya çalıştığını ifade etti.
Türkiye'nin milli ve manevi değerlerinin, devletin kuruluş yapısı ve ilkelerinin bugün siyasi
tartışma ve çatışma konusu haline getirildiğini söyleyen Bahçeli, "Yeni senaryolarla sahneye çıkan etnik bölücüler ve siyasi kundakçılar, Türkiye'yi bir çatışma ortamına sürüklemek için
yarış içine girmişlerdir" şeklinde konuştu.
Bahçeli, şunları söyledi: "Birincisi,
laiklik ve din ve vicdan özgürlüğü tartışmaları, ikinci eksen ise özellikle
terör örgütünün sözde
ateşkes ilanı sonrası yoğunluk kazanan siyasi çözüm ve teröristlere af tartışmaları olmuştur. Etnik köken ve
inanç temelinde ayrışma senaryolarına dayanan her iki tartışmanın da çok ciddi bir çatışma potansiyeline haiz olduğu bir gerçektir. Din ve laiklik tartışmalarının kontrolden çıkması, rejim sorununa dönüşebilecek ciddi bir siyasi bunalıma yol açma riskini taşımaktadır. Etnik tahriklerin ise, karşımıza toplumsal bir çatışma ortamını çıkaracağı ortadadır. Din ve laiklik ekseninde yaşanan tartışmaların kaynağında AKP'nin temsil ettiği zihniyet yatmaktadır. Siyasi hayatının sonuna yaklaşan AKP, son ümidini gerginlik ve cepheleşmelere bağlamıştır. Türk milletini inanç temeline kamplara bölerek siyasi
kazanç sağlama hesabı içinde olan AKP hükümeti, bu amaçla bir taraftan kışkırtıcılık yaparken, öbür taraftan
mağdur ve mazlum rolünü oynayarak Türk toplumunun acıma duygularına sığınmaya çalışmaktadır."
Bahçeli, basın toplantısının devamında, "Türk milletinin din ve inanç temelinde kamplara bölünmesinin, laiklik yanlısı ve karşıtı, inançlı-inançsız gibi tasnife tabi tutulmasının karşımıza bir husumet cepheleşmesi çıkaracağını herkes görmelidir. Dini inançlar Cumhuriyete v
e devlete meydan
okuma aracı olarak kullanılmamalı, devlet ve kurumları da samimi inançlarla kavgalı duruma düşmemeye, böyle bir görüntü vermemeye özen göstermelidir.Türkiye, karanlık hevesler peşinde koşan ve Cumhuriyet'in temel değerleriyle kavgalı olan marjinal gruplara amansız mücadelesini sürdürürken, bu değerlere yürekten sahip çıkan
temiz ve samimi Müslümanları incitmemeye özen göstermek durumundadır. Bu bakımdan bugünkü zeminde yapılan din ve laiklik tartışmalarının dini ve inanç karaborsacılığı ve inanç hortumculuğu yapan AKP'nin değirmenine su taşımak sonucunu vereceğini herkes görmeli ve anlamalıdır." ifadelerini kullandı.
Bahçeli, "Terör örgütünün bu siyasallaşma projesinin özü, dağdan inip siyaset sahnesine çıkmak ve Türkiye'yi
silah zoruyla böyle bir süreci başlatmaya zorlamaktır. Bu gerçekler ortadayken, teröristlere af beklentisinin yaratılması ve bunun için uygun bir iklim oluşmasına çalışılması, terör örgütünün bölücü hedeflerine ulaşılmasında siyasi payandalık yapmakla eş anlamlıdır. Terörle müzakere edilerek dağdaki teröristleri Meclis'e taşıyarak,
terörle mücadele edilemeyeceğini herkes anlamalıdır." dedi
Bahçeli, af söylemlerine sert bir şekilde
yanıt vererek, "Teröristler için siyasi af çıkartılması, siyaset yolunun açılması, barış ve dialog süreci adı altında terör örgütüyle doğrudan veya dolaylı pazarlık yapılması hiçbir şart altında mümkün değildir. PKK'nın ve silahlı militanlarının önündeki tek çıkış yolu, terör eylemlerine önkoşulsuz ve kesin olarak son vermeleri, silahlarını bırakarak dağdan inmeleri ve
Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olarak Türk
adaletinin vereceği hükme razı olmalarıdır. " diye konuştu.