Gündeminde çözüm süreci ve Ermenek'te meydana gelen maden faciası ön plandaydı. Geçtiğimiz günlerde yapılan MGK'ya da atıfta bulunan Bahçeli, "Kırmızı kitabı eline alanlar, ülkenin üzerine kırmızı çizgi çekiyor" eleştirisi yaptı
MHP Genel Başkanı Bahçeli "Suruç'tan Ayn El Arab'a koridor açmak demek, Irak'ın kuzeyiyle Suriye'nin kuzeyini birbirine zorla eklemlemek demektir. PYD'nin, PKK'nın, peşmergenin IŞİD'e karşı batı kamuoyunda desteklenen ve parlatılan mücadelesi, sınırlarımızın hemen dibinde tutunmalarını sağlayacak, peşinden bölücü mahiyetli minyatür devletlere kapı aralayacak, şartlar olgunlaştıkça Kürdistan yüzeye çıkacaktır. Tehdit, kırmızı sınırı geçmiştir." ifadelerini kullandı.
İşte Bahçeli'nin konuşmalarından satır başları:
- Artık Alevi kardeşlerimizin sorunları kökünden bitirilmelidir. Her konuyu istismar eden AKP Hükümeti, Alevi kardeşlerimizi yüzüstü bırakmamalı, kavrayıcı çözüm için harekete geçmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu konuda yapılacak her girişim ve teklife önyargısız şekilde destek vermeye vardır ve hazırdır.
- Savcılık açıklamasına bakılırsa Ermenek'teki facia göz göre göre gelmiştir. Bu insanlar, karınlarını doyurmak için kötü şartlarda yerin altına gönderilmiştir. Maden ocaklarında ömür tüketen işçilerimizin mola süreleri tıkanmaktadır. Su baskını sonucu yerin altında kalan madencilerimiz sorumsuzluğun ve çok kömür çıkarma adına yapılan hırsın sonucudur. İşçilere yemeklerini madende yemelerini dayatmak tek kelimeyle zalimliktir. Kar hırsı vicdansızlığın örtüsü olamaz. Çalışma Bakanı'nın itirafı, AKP'nin yüzsüzlüğünün açık bir beyanıdır.
- Davutoğlu, çay içmek haramdır da, kapanması gereken madenler için araya insan sokmak haram değil midir? 'Oğlum yüzme bilmezdi' diyen anneye, hükümet ne cevap verecektir?
- AKP'da büyük düşün denilmiş, büyük büyük götürülmüştür. 2002'de sıfırlanan terör, AKP ile canlanmıştır. "Biz örgütle pazarlık yapacak kadar şerefsiz, namussuz değiliz" demiştir. Şeref ve namusu ipe un serer gibi ortada olanlar, artak iki düşünüp bir konuşmalıdırlar. İmralı ile tam bir pazarlık hatta kurulmuştur. Davutoğlu'nun, Mahçupyanlılığıyla tanınan bir danışmanı, ipin ucu kaçtı diye itiraf etmiştir. Daha sonra İçişleri Bakanı da, aynı itirafı yapmıştır.
- Kırmızı kitabı eline alanlar, ülkenin üzerine kırmızı çizgi çekmektedir. Süreç tam bir curcuna, tam bir kaostur. Gerek cumhurbaşkanı ve gerekse başbakan, süreçten ne anlanması gerektiğini açık açık anlatmalıdır. Terörist başının hazırladığı yol haritasının, süreçle ilgisi var mıdır? PKK, vatan evlatları ensesinden vurulurken, hala nasıl süreçten bahsediliyor. Sayın Erdoğan, Davutoğlu, sizi kim tehdit ediyor? Kaçmayın, itiraf edin. Oyuna geldiyseniz, koz verdiyseniz, yine milletin vicdanına sığınınız.
-Peşmergeye yol açmak vatan hainliğidir. Bu geçisin tezkereyle ilgisi yoktur. Peşmergenin geçişine yeşil ışık yakanlar suç işlemişlerdir. Kürdistan inşası için AKP bizzat devreye girmiştir, ABD bizzat devrededir. Obama’yı bu kadar seven kalabalıkların Türkiye’de ne işleri vardır? Hem ekmeğimizi yiyip suyumuzu içecekler bir taraftan da askerimize kurşun sıkacaklar. Bu kahpeliktir. AKP PYD’ye silah sağlamaktadır. Kobani’de sivil kalmadı dedikten sonra TIR’la yardım göndermek ihanettir.
-Sayın Davutoğlu partimize soru yöneltti. Kobani için siz ne yapacaksınız dedi. Sayın Davutoğlu sizin yapmadıklarınızı yapmak, yaptıklarınızı yapmamak emin olun ki Türkiye’yi düzlüğe çıkaracaktır. Politikamız nettir, gideceğimiz yer bellidir. MHP Türkiye’dir, Türk milletidir.