MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli,
MGK bildirisinde
Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dilinin
Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çeken ifadelere herkesten önce Cumhurbaşkanı'nın uyması gerektiğini belirterek, "Cumhurbaşkanı Gül, iki dilli belediye
hizmet uygulamasının birçok örneğini sergileyen ve bölücülüğün odağı haline gelen
Diyarbakır belediyesini ziyaret ederken bunu unutmuştur" dedi.
Geçen hafta yapılan Milli
Güvenlik Kurulu toplantısının ardından yayınlanan bildiride tek millet, tek
bayrak, tek devlet ve tek vatana dönük vurguların, yalnızca sözde kaldığını öne süren Bahçeli, sonuçsuz ve samimiyetten yoksun Kurul kararlarının, göz boyamak ve Türk milletinin milli hislerini istismar etmek için kurgulandığının açık olduğunu ifade etti. MGK kararları arasında Türkçe'nin öne çıkarılmasının, Cumhurbaşkanı'nın karşılama törenleri sırasında
pankartlarda ve afişlerde Türkçe dışındaki bir dilin kullanılmasıyla çiğnendiğini ve anlamsız hale geldiğini söyleyen Bahçeli,
Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada Diyarbakır belediyesine yapılan ziyaret öncesi ve sonrasında iki dilli tabelaya rastlanmadığı ve karşılama törenleri sırasında Türkçe afişlerin dışında pankart görülmediği ifadelerinin hiçbir hükmünün bulunmadığını vurguladı. Bahçeli, Cumhurbaşkanı'ndan bir açıklama beklediklerini ifade etti. Bahçeli şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı'nın başkanı olduğu MGK'nın, 2010 yılının son toplantısından sonra yapılan açıklamada Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çeken ifadelere herkesten önce Sayın Cumhurbaşkanı'nın uyması ve saygı göstermesi gerekli ve kaçınılmazdır. Cumhurbaşkanı Gül, iki dilli belediye hizmet uygulamasının birçok örneğini sergileyen ve bölücülüğün odağı haline gelen Diyarbakır belediyesini ziyaret ederken bunu unutmuştur. Bunu sonucu MGK bildirisi bizzat Cumhurbaşkanı tarafından delinmiş, sıfırlanmış ve hükümsüz hale gelmiştir. Ankara'da Türkçe diyen sayın Cumhurbaşkanı, bu sözlerini Diyarbakır'daki tutum ve davranışlarıyla boşa çıkarmış v
e devletin itibarını deyim yerindeyse yerlere sermiştir. Merakımız, yanı başında sallandırılan afişlerdeki farklı bir dili farkedemeyecek kadar gerçeklerden kopan birisinin, ettiği yemine bağlı kalarak Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini bundan sonra nasıl koruyacağıdır".
İHA