Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı
Aytaç Durak'ın konumu ile ilgili 'Adana'da şaibeli başkan var' yönündeki sözlerine sert çıktı.
Bahçeli, "
Başbakan, Adana'yı kastederek, orada şaibeli bir belediye başkanı olduğunu söylemiş olması ne kabulü mümkün bir ifade, ne de başbakanlık mevkiinde bulunan bir
siyasetçiye yakışmayacak siyasi seviye kaybıdır." dedi.
Bahçeli, konuşmasının başında Mardin'in
Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde 44 kişinin katledildiği olaya değinerek duyduğu üzüntüyü diye getirdi.
Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına
başsağlığı dileyen Bahçeli, olayların bir an önce aydınlatılmasını istedi.
"BAŞBAKAN SONUÇTAN RAHATSIZ"
Başbakan'ın, geçtiğimiz hafta Durak için söylediği "Seçime
hile ve şaibe karıştırdığı, siyasi ahlak açısından takip edilmesi gerektiği' sözleri hatırlatan Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın millet iradesini içine sindiremediğini iddia etti.
Bahçeli, şöyle konuştu: "Adana'yı kastederek, orada şaibeli bir belediye başkanı olduğunu söylemiş olması ne kabulü mümkün bir ifade, ne de başbakanlık mevkiinde bulunan bir siyasetçiye yakışmayacak siyasi seviye kaybıdır. Bunu,
akıl, izan ve siyaset kültüründen mahrum sözleri, önce değerli Belediye Başkanımızın şahsına, sonra hür tercihlerini sandıkta gösteren Adanalıların siyasi iradesine ve MHP'ye yapılmış
iftira ve karalama olarak addediyorum."
Bahçeli,
seçim sonuçları ile ilgili Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) söz sahibi olduğuna işaret etti. Erdoğan'ı bu gerçeği bilmiyormuş gibi hareket etmekle suçlayan Bahçeli, Başbakan'ın yaptığı
hakaret ve eleştirilerin bu yönüyle YSK'ya yönelik olup, yönlendirme maksadı taşıdığını ileri sürdü.
Bahçeli, Aytaç Durak'ın
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı görevinden
İçişleri Bakanlığı tarafından alınmasına da tepki gösterdi: "Bu durum, Başbakandaki hazımsızlığın son tezahürüdür."
TERÖRLE MÜCADELE
Geçen hafta, Diyarbakır'ın
Lice ilçesi ile Bingöl'ün Genç ilçesi arasında
teröristlerin yolda patlattığı mayınlar sonucu 10 askerin şehit olduğu olaya değinen Bahçeli, bölücü
terörle mücadelede güvenlik güçlerinin kendilerinden beklenen fedakârlıkları sayısız şehit ve gazi vererek yerine getirdiklerini söyledi.
"25 yıldır süren bölücü terörle mücadeleye son vermenin zamanı çoktan geçmiştir." diyen Bahçeli, "Bölücü başının İmralı'ya getirilmesi ile başlayan küçülme ve
zayıflama süreci, maalesef AKP hükümetlerinin yanlış değerlendirmesiyle tersine dönmüş ve yeniden azan
terör saldırıları ile büyüyen kanlı
terör örgütü bugün hükümeti Irak'lı aşiret reisleri ile müzakereye itecek kadar stratejik bir vasıta haline gelmiştir. Bu konuda özellikle
iktidar zihniyetinin gafleti ile ardı arkası gelmeyen yol ve yöntem arayışları artık bir son bulmalı, kararsızlık, çaresizlik, geri adım olarak algılanacak yanlışlardan uzak kalınarak, sorun milletimizin gündeminden mutlaka çıkartılmalıdır." şeklinde konuştu.
DIŞARIDAN BAKAN ATANMASINI ELEŞTİRDİ
Bahçeli, gruptaki konuşmasında geçtiğimiz hafta sonu yapılan
kabine revizyonuna da değindi.
AK Parti'nin hükümette önemli değişiklikler gerçekleştirdiğini kaydeden Bahçeli, bu değişiklikte gelenlerle gidenler arasındaki nitelik farkından çok, koltukları el değiştirenlerin sayısının çokluğu olduğunu ileri sürdü. Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın dışardan Bakan atamasını da eleştirdi.
Hükümetin 338 milletvekili içinden liyakati olan birisini bulamadığını iddia eden Bahçeli, şunları söyledi:
"Burada bizim en çok dikkatimizi çeken husus ise büyük çoğunluğa sahip iktidar partisinin,
Dışişleri Bakanlığı görevi için 338'in içinden liyakatli bir ismi bulamamış olmasıdır. Elbette
Meclis dışından hükümete giren yeni Bakan'ın akademik kimliğine ve uzmanlığına saygı duyuyoruz. Ancak hükümete milletvekili olmayan birisinin atanmasının; Başbakan'ın
Cumhurbaşkanlığı sürecinde göstermiş olduğu milli egemenlik vurgusuyla ve Cumhurbaşkanı'nın Meclis içinden seçilme yönündeki ısrarıyla çeliştiğini ifade etmek isterim."
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Bahçeli
Anayasa değişikliği konusunda ise şunları söyledi: "
TBMM,
Eylül 2008'de Anayasa konusunda çalışmalar yapacak
komisyon kurulması önerisi de sonuçsuz kalmıştır.
Anayasa değişikliği konusu 29
Mart sonrası dönemde de yeniden ısıtılarak siyasi gündeme taşınmıştır. Türkiye'de
siyasi istikrar ortamının sarsıldığı ve çok yönlü krizlerden hırpalandığı bugünkü ortamda Anayasa değişikliği konusunun gündeme getirilmesinin amacı büyük önem taşımaktadır. MHP olarak AB'nin ve ABD'nin Türkiye'nin milli birliğini sarsacak konulardaki dayatmalarına teslimiyetçi bir anlayışla
boyun eğilmesine ve TBMM'nin dış mihrakların yönlendirdiği süreçlerde bir noter haline getirilmesine karşıdır. İç huzur ve güvenliği tehlikeye düşürecek, etnik bölücülüğün önünü açacak, ayrılıkçı terörün siyasi gündemine ve amaçlarına
hizmet edecek düzenlemelere sonuna kadar karşı çıkacak, bu teşebbüslere meşru zeminlerde kararlı biçimde direnecektir."
Bahçeli, Anayasa değişikliğinde uzlaşacakları mesajını verdi ancak bunun bazı şartlar öne sürdü.
Buna göre MHP, milli kimlik,
resmi dil ve eğitim dili gibi konulardaki mevcut Anayasal temel ve çerçeveyi aşındıracak değişiklikleri kabul etmeyecek. Yeni Anayasa hazırlığı konusunda, hükümetin
taslak metni ortaya çıkmadan, Mecliste grubu bulunan diğer partilerin "bazı açılımlardan" ne amaçladığı tam olarak anlaşılmadan ve ortak zeminde görüş ve önerileri belirlenmeden düşünülen değişikliklerin altına
imza atmayacak.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı ve milletvekili görev sürelerine de değinen Bahçeli, 31
Mayıs 2007 tarihinde TBMM'de kabul edilen Anayasa değişikliğine göre milletvekili seçim süresinin 5 yıldan 4 yıla indirildiğini; bunun referandumla da belirlendiğini öne sürdü.
CİHAN