Yıldırım, bu konuda çalışmaların başladığını açıkladı.
Türkiye'nin hem otomobili hem uçağı bugün dünyada söz sahibi olan
ülkelerden önce yapmasına rağmen
destek yerine köstek olunması sebebiyle çalışmaların akamete uğradığını anlatan Bakan Yıldırım, "
Devrim arabası ve Nuri Demirağ'ın
uçak projesi, yakın tarihimizin ibret alınması gereken olaylarıdır. Türkiye bugün daha farklı şeyleri konuşan bir ülke olabilirdi, ama hâlâ
vakit geç değil. Daha önümüzde yapacak çok işimiz var." dedi.
İzmir'de Dokuz
Eylül Üniversitesi (DEÜ) Denizcilik Fakültesi'nde öğrencilere konferans veren ve okul binasını gezen Bakan Yıldırım,
deniz filosunu güçlendirdiklerini,
havayolu taşımacılığını geliştirdiklerini, bölünmüş yollarda önemli başarıya ulaştıklarını ifade etti. Yıldırım,
Barbaros Hayrettin Paşa'nın, "Denizlere hakim olan, dünyaya hakim olur." sözünün geçerliliğini koruduğunu vurgulayarak, bu alanda büyük yatırımlara giriştiklerini kaydetti.
Ulaştırma Bakanı, 2003'e kadar 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yollara, son yedi yılda 11 bin 500 kilometre ilave edildiğini, hava yolunu halkın yolu yaptıklarını, toplam
havacılık cirosunun 2 milyardan 8 milyar dolara yükseldiğini, havaalanı kapasitesininse 55 milyondan 105 milyona çıktığını dile getirdi. Halen Avrupa'nın en güzel dört havalimanına sahip olduklarını belirten Bakan
Binali Yıldırım,
2023 yılı projeksiyonunda havalimanı kapasitesinin 368 milyon, uçak sayısının 368'den 750'ye çıkarılmasını, 30 milyon kapasiteli en az bir, 15 milyon kapasiteli en az iki ve 15 milyon kapasiteli en az üç havaalanı yapmayı planladıklarını ifade etti. Türk halkına uçmanın zevkini ve konforunu tattırdıklarını da belirten Yıldırım, "Mutlaka kendi uçağımızı yapmamız lazım. Bunun için de çalışmaları başlattık." şeklinde konuştu.
"DENİZCİLİKTE KARA LİSTELERDEN BEYAZ LİSTELERE GEÇTİK"
Bakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin denizcilik sektörünün her alanında, 2003 ile 2008 arasında
altın dönemini yaşadığını, uluslararası alanda ülke itibarını artıran gelişmeler olduğunu, denizcilikte kara listelerden kısa sürede beyaz listelere geçişin sağlandığını söyledi. Denizcilikte edilgen ve kuralları uygulamakla kalan bir konumdan, kurallar koyulurken görüşüne başvurulan bir ülke haline geldiğini, gemi inşa sanayisinde birçok dalda
marka olunduğunu bildiren Yıldırım, sektörde yetişmiş insan sıkıntısı bulunduğunu kaydetti.
Yatırım yapmasına rağmen süreklilik arz edecek denizci kadro bulamaması sebebiyle sektörden çekilen armatörler bulunduğunu dile getiren Yıldırım, son yıllarda denizcilik eğitimi veren okul sayısında sevindirici artışlar olduğunu ifade etti. Türkiye'nin gemi inşa kapasitesinin 6 yılda 500 bin tondan 3,5 milyon tona çıktığını, ihracatın da 500 milyon dolardan 2,8 milyar dolara yükseldiğini belirten Bakan Yıldırım, şunları söyledi: "Kriz, en fazla denizciliği vurmuş gibi görünüyor. Uzun ince bir yoldayız, ümitsiz olmaya gerek yok. Yorulduğumuz, bir ağacın gölgesinde dinleneceğimiz anlar da olacaktır. Kriz böyle bir andır. Bu da gelip geçecektir. Asıl olan
kriz değil, istikrardır. Kriz istisnadır. Bu krizi ne Türkiye'de bizler ne sektörde faaliyet gösteren denizciler ne de dünya önceden
hesap edebilmiştir. En vahim hata budur. Herkesin, 'Bu gemi batmaz' dediği Titanik'in batması gibi bir olay."
"DEMİR YOLLARI YATIRIM YAPILAN BİR ALAN HALİNE GELDİ"
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım,
Atatürk dönemi sonrası ilgisiz kalınan
demir yollarında da büyük yatırımların bulunduğunu kaydetti.
Bakan Yıldırım, şöyle konuştu: 'Demir yolları, büyük Atatürk'ün döneminden bu yana ilk defa hatırlanan, yatırım yapılan bir alan haline geldi. 1923-1946 arası
demir yolu seferberliği kapsamında her yıl için yapılan yol, 130 kilometreyi aşmıştır. 2003'ten günümüze kadar her yıl 88 kilometre demir yolu yapıldı. Göreve geldiğimizde 6 tane olan bölünmüş yolla birbirine bağlanan il sayısı 63'e yükseldi. Bakanlık tarihinde ilk defa 2010 yılı bütçesinde demir yollarına ayırdığımız para, kara yollarına ayırdığımızın yüzde 10 fazlası oldu. Toplam ulaştırma yatırımlarının yüzde 49'unu demir yollarına, yüzde 38'ini kara yollarına ayırdık. Bu da
ulaşım politikalarımızda çok önemli bir
makas değişikliği anlamına gelir.'
Yıldırım, Türkiye'nin Avrupa'da hızlı trene sahip altı, dünyada ise sekiz ülkeden biri olduğunu,
Eskişehir-
İstanbul hattı inşaatının devam ettiğini,
Ankara-
Konya hattının 2010 yılında hizmete açılacağını belirterek, "Artık 'Git gel Konya 6 saat' yok, 'Git gel Konya 2 saat var.' ifadesini kullandı.
Bakan Yıldırım,
terör belasının Türkiye'nin çağdaşlaşma mücadelesinde enerjisini emdiğini, bundan basiretle kurtulabilecek bir güçte olduklarını, ülke insanının çok daha zor şartlarda birlik ve beraberliğini sağlayarak millî mücadele verebildiğini sözlerine ekledi
CİHAN