Bakanlar
Kurulu toplantısının gazetecilerin sorularını cevaplayan
Hükümet Sözcüsü ve
Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek, demokratik çözüm süreciyle ilgili muhalefetin eleştirilerine karşı çıkarak, "Bize ait olmayan görüşler, bize mal edilerek yıpratılmaya çalışılıyoruz" dedi.
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan ''Yargı Reformu Strateji Taslağı''nın Bakanlar Kurulu'nda görüşüldüğünü belirterek, ''Bu temel ilkeleri biz de benimsemiş oluyoruz'' dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından
Başbakanlık Yeni Bina'da yaptığı basın açıklamasında, toplantıda etraflıca değerlendirilen yargı
reformu stratejisinin
Türkiye için önemli olduğunu, AB ile uyum açısından birçok faslı ilgilendiren bir konu olduğunu belirtti.
''Yargı Reformu Strateji Taslağı'' hazırlanırken yararlanılan uluslararası ve ulusal kaynak,
belge ve kararları sıralayan Çiçek, Adalet Bakanlığı'nın
seri toplantılar yaparak konu üzerinde çalıştığını ve bugün hükümete sunulan taslağı hazırladığını anlattı.
Bu süreçte
yüksek yargı organları, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (
HSYK),
Milli Savunma Bakanlığı, Türkiye
Barolar Birliği, Türkiye Noterler Birliği ve hukuk fakültelerinin görüşlerine başvurulduğunu kaydeden Çiçek, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla stratejinin ana hatlarının belirlendiğini kaydetti.
Hükümet olarak kendilerinin esas itibariyle bunları değerlendirme konusu yaptıklarını ifade eden Çiçek, ''Bu temel ilkeleri biz de benimsemiş oluyoruz. Bu
yargı reformunun esas amacı, yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını ve etkinliğinin artırılmasını esas alarak Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yol haritasını belirlemeye gayret ediyoruz'' dedi.
Çiçek, stratejinin amaçlarını şöyle sıraladı:
''Birincisi, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, yargının tarafsızlığının geliştirilmesi, yargının verimliliği ve etkinliğinin artırılması, yargıda mesleki yetkinliğin artırılması, yargı örgütü
yönetim sisteminin geliştirilmesi, yargıya güvenin artırılması,
adalete erişimin kolaylaştırılması, uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yollarının geliştirilmesi, ceza
infaz sisteminin geliştirilmesi. AB ile uyumu sağlayabilmek bakımından da tespit edilmiş 18 tane
yasa var.
Bu konular, yargı reformu stratejisinin tabiri caizse omurgasını oluşturmaktadır. 10 başlık altında toplanan yargı reformu stratejisinde en evvel varılmak istenen HSYK'nın tarafsızlık, objektiflik, şeffaflık ilkeleri temelinde, uluslararası belgeler ışığında geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılması, kararlarına karşı etkili bir
itiraz sisteminin geliştirilmesi üzerinde durulan konuların başında gelmektedir.
Adli yargıda istinaf mahkemelerinin faaliyete geçirilmesi, idari yargıda istinaf mahkemelerinin kurulması, yargıda örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, uluslararası uygulamalar ve ihtiyaç durumu dikkate alınarak ihtisas mahkemelerinin yaygınlaştırılması,
yurt dışı temsilciliklerde uygun görülen yerlerde, özellikle Türk vatandaşlarının yoğun olarak faaliyet gösterdiği bazı
Avrupa merkezlerinde olmak üzere adli müşavirlik görevlerinin ihdası,
elektronik imzanın adli ve idari birimlerde yaygınlaştırılması, Tebligat Kanunu değişikliği, ki bu fevkalade önem arz ediyor, zaman zaman usulüne göre yapılmamış tebligatlar sebebiyle bir çok kişinin hak mahrumiyeti söz konusu olabilmektedir.
Türkiye'de en çok şikayet edilen konuların başında bilirkişi müessesesinin yozlaşması gelmektedir. Dolayısıyla bu müessesenin yeniden gözden geçirilmesi, icra-iflas sisteminin etkinliğinin artırılması, kamudaki hukuk müşaviri, kamuda görev yapan avukatların statüsü ve bunlarla ilgili bir çalışmanın yapılması...
Kamu denetçiliğinin bir an evvel faaliyete geçirilmesi ve yargı yolu dışında alternatif uyuşmazlık çözümlerinin de devreye sokulmasıyla her bir taraftan ihtilafların daha kısa sürede sonuca bağlanması hem de yargının iş yükünün azaltılması, adil
yargılanma hakkı ve silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde
savunma etkinliğinin artırılması için Türkiye
Barolar Birliği ile
işbirliği halinde çalışmalar yapılması, AB ülkelerindeki uygulamalar göz önünde bulunarak noterlerin görev tanımlarının ve açılış kriterlerinin yeniden belirlenmesi, ceza infaz sistemindeki aksayan yönler varsa bunların giderilmesi ve bu yöndeki iyileştirme çabalarının sürdürülmesi gibi çok teferruatlı konuları içine alan bir
yol haritası benimsenmiş bulunmaktadır.''
Konularla ilgili bilgiye Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinden ulaşılabileceğini belirten Çiçek, Bakanlar Kurulu'nda etraflıca bir değerlendirme yaptıklarını, çalışmaların bu çerçevede sürdürüleceğini ifade etti.
Çiçek, kısa, orta ve uzun vadede nelerin gerçekleşeceğinin önümüzdeki günlerde açıklanacağını kaydetti.
Hükümet sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''demokratik
açılım'' çalışmalarına ilişkin, ''Biz konuyu önemine binaen olabildiğince hassas götürmeye, herkesin fikrini, katkısını almaya gayret ediyoruz'' dedi.
Başbakanlık Yeni Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklama yapan Çiçek, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Çiçek, ''Yargı reformundan bahsettiniz. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısıyla ilgili birkaç başlıktan söz ettiniz. Bu konuda bazı yargı kurumlarının itirazı vardı. Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın bulunması yönünde. Bu nasıl bir
düzenleme olacak?'' sorusu üzerine, ''AB İlerleme Raporu'nda ve kamuoyundaki beklenti şu dur; evvela Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun ilkelerini söyledim. 'Tarafsızlık', 'objektiflik', 'şeffaflık' ilkeleri temelinde uluslararası ilkeler ışığında geniş tabanlı bir temsile imkan verecek tarzda yeniden yapılandırılması gerekmektedir'' diye konuştu.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun,
Yargıtay Genel Kurulu ve
Danıştay Genel Kurulunca seçilen üyeler,
Adalet Bakanı ve müsteşardan oluştuğunu anımsatan Çiçek, şöyle devam etti:
''Dolayısıyla, daha bir dar alanda bu kurul teşekkül etmektedir. Halbuki, ilerleme raporunda Türk yargısının eksikliği olarak ve bir beklenti olarak bunun geniş tabanlı temsiline imkan veren yeniden yapılanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Geniş taban denildiğinde bunun çok değişik alternatifleri, versiyonları olabilir. Bunlar, zaten önümüzdeki günlerde kamuoyuyla ve ilgili kuruluşlarla da tartışılacak, konuşulacaktır. Zaten 'strateji' dediğiniz belge, teferruat düzenlemeleri yapar, genel ilkeleri belirler.''
-''DEMOKRATİK AÇILIM'' ÇALIŞMALARI-
''Demokratik açılım ya da
Kürt açılımı diyoruz. Değerlendirme fırsatı buldunuz mu? Bu konuda özellikle muhalefetin sert eleştirileri vardı. İçişleri Bakanı bir süreci tamamladı. Bundan sonra muhalefetin bu sert tepkisi varken nasıl bir yol haritası olacak, neler yapılacak değerlendirdiniz mi?'' sorusuna Çiçek, ''Muhalefet partilerimiz tarafından veya ille de muhalefet partisi tarafından dile getirilmese bile bu açılıma muhalefet eden kesimler tarafından dile getirilen hususlara baktığımızda özellikle bugünkü
basın toplantısı da dikkate alındığında, bizim düşünmediğimiz, bizim söylemediğimiz, bizim hedeflemediğimiz ve bizim katılıp, muhatap olmadığımız bir kısım teklifler, görüşler sanki bizim tarafımızdan söylenmişcesine kamuoyuna yanlış bilgi aktarılıyor'' yanıtını verdi.
Bir kısım toplantılardan bahsedildiğini belirten Çiçek, şöyle konuştu:
''Resmen hiç kimsenin katılmadığı, sanki bu toplantılara bizden katılanlar var, sanki biz o sözleri söylemişiz, sanki biz orada dile getirilen asılsız konuları hedefliyormuşcasına kendisini bizim yerimize koyarak bir değerlendirme yapıyor. Böylesine önemli, böylesine tarihi geçmişi olan bir konuda açıklama yapılırken daha somut bilgilere, belgelere ve açıklamalara dayanılarak, ciddi bir sorumluluk duygusu içinde bu konuların konuşulmasında, değerlendirilmesinde kamuoyuna bilgi verilmesinde fayda vardır. Biz konuyu, önemine binaen olabildiğince hassas götürmeye, herkesin fikrini, katkısını almaya gayret ediyoruz. En başta da muhalefet partilerimizin -bu sorunun Türkiye'nin sorunu olduğundan kimsenin tereddütü yok. Sadece AK Parti'nin ve ya hükümetinin sorunu değil- baştan ifade etmeye çalıştık, Türkiye'nin yönetimine talip olan partilerimizin, bizimle ilgili fikirlerini ve düşüncelerini söylerken, kendi düşüncelerini de madde madde herhangi bir tereddüte mahal vermeyecek tarzda ortaya koymaları gerekir.
Kamuoyu bizim ne söylediğimizi biliyor. Biz bunu toplumun her kesimine olabildiğince anlatmaya ve katkılarını istemeye gayret ediyoruz. O nedenle, muhalefet partilerimizin bu süreçte bugüne kadar olan üsluplarından, tavırlarından daha farklı bir tarzda kendi çözümlerini, genel niyet beyanlarının ötesinde ortaya koymalarında fayda var. Bu değerlendirmeleri yaparken tekrar ifade ediyorum; bizim söylemediğimiz, konuşmadığımız, hedeflemediğimiz ve hele hele toplantılarına hiç katılmadığımız hususlar üzerinden saatlerce açıklama yapmak doğru olmuyor.''
-''(BİZ GÖRÜŞMEYECEĞİZ) DENİLİYOR''-
''Hükümet her şeye rağmen bu kritik süreçte muhalefetle temas kurmaya çalışacak mı? Özellikle, Sayın Başbakan nezdinde hem
Baykal ile hem Bahçeli ile?'' sorusu üzerine Çiçek, şunları kaydetti:
''Biz, dikkat ederseniz, herkesle görüşmeye çalıştık, çalışıyoruz da. Bu noktada herhangi bir tereddütümüz de yok. Ama, 'biz görüşmüyoruz' deniliyorsa, o takdirde bu sorunuzun cevabının ne anlam ifade ettiğini tekrar değerlendirmemiz lazım. 'Biz görüşmeyeceğiz' diyorsa ne yapalım?
Cumhurbaşkanlığı makamından davet geliyor, 'biz görüşmeyeceğiz' deniliyor. İçişleri Bakanı arkadaşımız diğer partilere, meslek kuruluşlarına, odalarına gitti bilgi verdi. Kendilerine de bilgiyi verdi. Bugün de yarın da veririz. Bunda bir tereddüt yok ama biz, 'bilgiyi istemiyoruz' deniliyorsa. O zaman bu soru biraz muallakta kalıyor.''