AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ""Bu
ülkeyi, kendi malı zannedenlere asla pabuç bırakmayız. Bu ülke 70 milyonun, ayrımsız 70 milyonun. İnsanların refahı, mutluluğu, huzuru ve istikrarı çok görenlere bu asla meydanı bırakmayacağız, bu ülkeyi vehimlere mahkum etmek isteyenlere asla
kulak vermeyeceğiz." dedi.
Erdoğan, "Bu ülkeyi, kendi kifayetsizliklerinin esiri yapabileceklerini zannedenlere
Türkiye'nin artık o eski Türkiye olmadığını hep birlikte gösterebileceğiz" diye konuştu.
Erdoğan, toplantının kapanışında yaptığı konuşmada, kendilerine yapıcı eleştirilerde ve anlamlı katkılarda bulunan arkadaşlarına teşekkür etti. Toplantıda özgür bir ortamda dile getirilen görüşlerin, AK Parti'nin bir Türkiye partisi olduğunu, Türkiye'yi kucakladığını bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Erdoğan, bu görüşlerin, Türkiye'yi bir bütün olarak kucaklayan yeni dönemde yollarının ne kadar aydınlık olacağını göstermesi bakımından önemli olduğuna işaret etti.
Bütünlüğe çok önem verdiklerini, hiç bir ülke sorununu bir tek noktaya odaklanarak çözemeyeceklerini ifade eden Erdoğan, güvenlik meselelerinin dış politikayla, enerji meselelerinin ulusal ve uluslararası ekonomiyle, eğitim meselesinin bölgesel kalkınmayla ve sosyal adaletle doğrudan ilgili olduğunu anlattı.
İstişare toplantısında ortaya konulan birikim ve katkıların bu bütünlüklü
siyasetlerini bir kez daha teyit ettiğini kaydeden Erdoğan, ''Bir kez daha görülmüştür ki AK Parti, bugün milletimizin emanetini sadakatle taşıyarak her gün milletimizin yüzünü ağartmaktadır'' dedi.
İlk günden beri millete
hizmet davasının
gönüllü bir ferdi olarak, kendisi için en büyük onurun, AK Parti siyasetinin milletin yüreğinde yankı bulması olduğunu söyleyen Erdoğan, toplantıda da yüreklerindeki umut ve heyecanın tazelendiğini, azim ve şevklerinin arttığını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, ''Şunu iyi biliyoruz ki, AK Parti, Türkiye'nin mutlu ve müreffeh yarınlara açılan kapısının yegane anahtarıdır.
Umutlar yeşerdikçe, Türkiye gücüne güç kattıkça bu gerçek her geçen gün biraz daha iyi anlaşılıyor'' şeklinde konuştu.
-''TOPLUMUN SİNİR UÇLARIYLA OYNAYANLAR...''-
Erdoğan, özellikle de iç ve dış konjonktürün sıkıntılı olduğu, Türkiye'nin önüne çeşitli zorlukların çıktığı dönemlerde, AK Parti'nin sağduyulu ve onurlu duruşunun, demokrasiye sadakatinin, milletin bekası için büyük önem arz ettiğini anlattı.
AK Parti'nin, bu ülkenin temel değerlerinin, birlik ve beraberliğinin, 70 milyon insanın dostluk ve kardeşliğinin en güçlü temsilcisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''İnanıyorum ki, bugünlerde bu gerçek, çok daha önem arz ediyordur. Zira AK Parti, Türkiye üzerinde oynanan oyunlara karşı bu milleti asırlar boyunca sımsıkı birbirine bağlamış, ortak duygunun, ortak aklın, ortak hissiyatın da sahibidir.
Maalesef Türk siyasetinde çok uzun yıllardır
toplumun sinir uçlarıyla oynayarak siyaset yapmak gibi çok kötü bir alışkanlık var. Devlet ile milleti birlikte düşünemeyen, ikisi için ortak bir cümle kuramayan hizipçi siyasetçiler, geçmişt
e devlet-toplum ilişkilerine büyük zararlar vermişlerdir. Türkiye'yi yönetemeyenler yüzünden vatandaşın vicdanını yaralayan, ülkesine aidiyetini zedeleyen büyük yanlışlar yapılmıştır. Allah'a
şükür ki, o vesayetçi siyaset de devleti toplumdan ayıran o tefrikacı ve hizipçi siyaset de milletin eliyle
tasfiye olmuş, ülkemiz sağlam bir siyasi iradeye kavuşmuştur. O irade AK Parti'dir, o iradenin öncü kadroları sizlersiniz.''
-''AK PARTİ TEK BAŞINA DA KALSA...''-
Türkiye'nin şu dönemde her zamankinden çok aklı selime, sağduyuya, sorumluluk taşıyan siyasi duruşlara ihtiyacı olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Uzun vadeli düşünmek, ortak aklı harekete geçirmek, duygularımızla değil, aklımızla hareket etmek, parçayla değil, bütünle uğraşmak mecburiyetimiz var. Türk siyasetinin her unsurunun, Türkiye'nin geleceğini düşünerek, bu ülkenin asırlardır bozulmamış ahengini düşünerek hareket etmesi lazım. Şunu açıkça ifade edeyim ki, AK Parti bu yolda tek başına da kalsa Türkiye'nin sadece fiziki ve idari bütünlüğünü değil, insani ve duygusal bütünlüğünü de bütün gücü ve enerjisiyle savunmaya devam edecektir.''
''Hiç bir zaman popülist olmadıklarını, bundan sonra da popülizmden asla siyasi menfaat devşirmek ucuzluğuna başvurmayacaklarını'' söyleyen Erdoğan, bunu asla kendilerine ve siyasetlerine yakıştırmadıklarını vurguladı.
Erdoğan, ''İnsanlarımızın hassasiyetleriyle oynayarak, onların duygularını sömürerek, duyarlılıklarını kışkırtarak gelecek için tek bir oyu bile istemiyoruz. Biz her zaman, şunu söylüyoruz; Sonucunda Türkiye kazanacaksa biz asla kaybetme korkusu taşımayız. Bu, böyle bilinmeli'' dedi.
-''YÜZDE 100'ÜN GÖNLÜNÜ KAZANMAK İSTİYORUZ''-
Türk milletinin sarsılmaz bir hakikat iradesi bulunduğunu belirten Erdoğan, bugüne kadar hakikatin yanında duran, hakikatten şaşmayan, hakikate sahip çıkan hiç kimsenin, bu milletin gönlünde yerini, değerini kaybetmediğini söyledi.
Sandıktan başarıyla çıkmanın tüm
siyasi partiler için önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, kendilerinin de bunu çok önemli bir başarı olarak değerlendirdiklerini ve önemsediklerini anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ancak bizim için daha önemli bir
hedef var; o da milletimizin gönlünü kazanmaktır, rızasını, duasını kazanmaktır. Biz, yüzde 47'nin oyunu aldık ama yüzde 100'ün gönlünü kazanmak istiyoruz. Asıl hedefimiz bu. Bunun için milletimizin bütün renklerini kucaklamayı, bütün renkleriyle bütünleşmeyi siyasetimizin ana ekseni kabul ediyoruz.''
-''ULVİ YOLDAKİ YOLDAŞLIK VE KARDEŞLİK''-
AK Parti iktidarının, ikinci döneminde de milletin iradesinden, vicdanından, gündeminden ayrılmayacağını, hizmet yolculuğunda aynı azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini anlatan Erdoğan, bu ulvi yoldaki yoldaşlık ve kardeşliğin çok önemli olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Bu ülkenin 7'den 70'e bütün insanlarının Türkiye'nin geleceğine sımsıkı sahip çıkmaları, umudumuzu daha da artırıyor'' dedi.
Bu ülkeye inanmanın, güvenmenin, Türkiye aşkını 70 milyon insanla paylaşmanın verdiği büyük güçle çok daha büyük hedeflere doğru gittiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Her meselede ortak aklı arayan, demokraside ısrarlı, adalete bağlı, kendisi için istediğini 70 milyon için de isteyen insanlarımızla aydınlık Türkiye'yi imar etmeye çok yaklaştığımızı biliyoruz, hissediyoruz.
Bu irade, çökmüş bir siyasi ve
ekonomik yapının enkazı altından çok kısa bir zamanda kalkabilen bir milletin varoluş iradesidir. Artık biliyoruz ki, bu yolun sonu aydınlığa çıkıyor. Tarihe şanlı medeniyetler armağan etmiş bir millet, bir daha eğilmemek üzere dimdik ayağa kalkıyor. Nice badirelere rağmen yüzlerce yıl coşkuyla akan ırmak yatağına geri dönüyor. Türkiye yeniden büyüklüğünün farkına varıyor.''
AA