Lefkoşa Bağımsız Milletvekili ve eski
KKTC Dışişleri Bakanı
Tahsin Ertuğruloğlu, Lefkoşa'daki bir mitingde açılan
Türkiye karşıtı
pankart ve atılan sloganlara tepki gösteren
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın
Kıbrıs Türk halkına
hakaret etmediğini belirterek, "Başbakan Erdoğan az bile söylemiştir. Bu söylemler halka değil, bu ortamı oluşturanlaradır" dedi.
Ertuğruloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, herkesin aklını başına alarak tansiyonu düşürmesi ve yılların yanlışlarının Türkiye ile KKTC tarafından samimi bir şekilde masaya yatırılması gerektiğini söyledi.
"28 Ocak mitinginin üzücü ve tehlikeli bir gidişat olduğunu" ifade eden Ertuğruloğlu, Türkiye'yi KKTC'de "işgal gücü" olarak göstermek isteyenlerin komplosuna şahit olduklarını, halkın
ekonomik nedenlerle hükümete tepki gösterme ihtiyacının belli merkezler tarafından istismar edildiğini kaydetti.
Eylemin kime karşı yapıldığının önemli olduğunu belirten Ertuğruloğlu, mitingin, Kıbrıs Türklerinin
İngiliz sömürge idaresine direnişinin sembolü olan 28 Ocak'ta yapıldığını ve Kıbrıs Türk halkının, bazı
sendika liderlerinin sinsice hazırladığı oyuna getirildiğini söyledi.
Mitingde Türkiye karşıtı pankart ve Rum bayrağı açılmasının asla kabul edilemeyeceğini, Türkiye'den gelen tepkilerin Kıbrıs Türk halkının bütününe yönelik olmadığını kaydeden Ertuğruloğlu, "Hiçbir ana vatan başbakanının Kıbrıs Türk halkının tümüne yönelik aşağılama, hakaret etme diye bir düşüncesi söz konusu değil, olmamıştır, olmayacaktır" dedi.
Ertuğruloğlu, "Burada 'Yarası olan gocunur' misali, bu
eleştirileri, bu mesajları, Barış Harekatı'ndan bugüne kadar çarpık bir düzen kuran, siyaseti yerle bir eden,
rant paylaşımından başka bir öngörüsü olmayan, partizanlık, adamcılık, kayırmacılık bütün bunları siyasetin birer marifetiymiş gibi değerlendiren, vizyonsuz, kapasitesiz, yetersiz siyasi kadroların üstlenmesi gerekirdi" ifadesini kullandı.
Kıbrıs Türk halkının genelinin, "Ana vatan Başbakanı bize hakaret ediyor" diye bir yorum yapmaması gerektiğini ifade eden Ertuğruloğlu, "Bu eleştiri, burada çarpık düzeni kuran ve onları sürdürmekte kararları olanlara yönelik bir eleştiriydi. Bunların içinde sadece siyasi kadrolar değil, sendika patronları da var" dedi.
Ülkede "bir çarpık düzen" bulunduğunu ve "Suç Türkiye'de" demenin kolaycılığa kaçmak olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, "Biz burada nasıl bir düzen kurduk diye, önce kendimize bakmamız lazım" diye konuştu. "Mevcut yapıdan, 20 yıl başbakanlık yapan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun sorumlu olduğunu" öne süren Ertuğruloğlu, yıllardır Türkiye hükümetlerinin, çarpık düzenin kurulmasına ve devam etmesine olanak tanıdığını, siyasi kadroların ve sendika patronlarının Türkiye'yi "yolmasına" fırsat verildiğini iddia etti.
-"BALIĞIN BOYU HER YIL BÜYÜDÜ"-
KKTC'de Türkiye'ye "Bize
balık tutmayı öğret" diyen hükümet çıkmadığını, Türkiye'den sürekli balık istendiğini, istenen balığın da her yıl giderek büyüdüğünü söyleyen Ertuğruloğlu, "Sonuçta
Ankara'ya öyle bir siyasi
iktidar geldi ki; bunun böyle devam edemeyeceğini, artık Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Türk siyasi yapısının mali sorumluluk üstlenmesi gerektiğini, Türkiye'ye güvenerek burada siyasetin çarpıtılmasına devam edilemeyeceğini, kamunun yükünün azaltılması gerektiğini söyleyen bir iktidar geldi" dedi.
Türk hükümetinin bu yöndeki taleplerine, Ankara'da kapalı kapılar ardında konuşulanlara "
evet efendim" diyen KKTC'li siyasilerin,
ülkeye dönünce "bildiğini okumaya" devam ettiğini kaydeden Ertuğruloğlu, "Ankara'nın, uluslararası camianın da işiteceği bir eleştiri noktasına getirildiğini" söyledi.
Kıbrıs Türk halkının ve siyasilerin özeleştiri yapması, akıllarını başına toplaması gerektiğini ifade eden Ertuğruloğlu, "kendileri doğru yapıyor da Ankara yanlış yaptırıyor diye bir şeyin söz konusu olmadığını" kaydetti.
Eroğlu'nun politikalarını eleştiren Ertuğruloğlu, KKTC'de yıllardır, hükümetlerin sendikaları
eylem meydanlarına sürüklediğini ve Türkiye'ye karşı "
silah" olarak kullandığını, son mitingin de aynı çerçevede olduğunu savundu.
-"DERHAL İSTİFA ETMELİLER"-
"Mevcut siyasetin tükendiğini, son gelişmelerin ardından KKTC'de Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakan'ın görevlerinden "derhal
istifa etmesi gerektiğini" öne süren Ertuğruloğlu, "ülkede siyasi rejimin iflas ettiğini, sistemin çöktüğünü, parlamenter sistemden
başkanlık rejimine geçilmesi gerektiğini" kaydetti.
Ertuğruloğlu, "Herkesin aklını başına toplayıp tansiyonu düşürme gereği vardır. Biz Kıbrıs Türkleri olarak, bu coğrafyada ana vatansız kimse tarafından kaale alınmayacağımızı, alınmadığımızı, uluslararası alanda bir aktör olarak görülmediğimizi bir kere bilmemiz lazım" dedi.
"Kıbrıs Türklerinin yanlışlarını görmesi gerektiğini, her fırsatta suçu Türkiye'ye atmakla hiçbir şeyin düzelmeyeceğini, Kıbrıs Türk halkının ana vatanından koparılamayacağını herkesin anlaması gerektiğini" ifade eden Ertuğruloğlu, "Ana vatanından koparılan Kıbrıs Türk halkının bu coğrafyada yaşama hakkı yoktur" dedi.
Ertuğruloğlu, "KKTC'nin, Türkiye'de belli belediyelere
yardım edecek kadar zengin bir ülke konumuna gelse bile, yine adım adım ana vatanıyla hareket etme mecburiyetinde olduğunu, coğrafyanın bunu dikte ettiğini, bu gerçekle Kıbrıs Türklerinin bir an önce oynanan oyunu görmesi gerektiğini" söyledi.
"Ana vatanın en nihayet Kıbrıs Türk halkına 'Kendi kendine bir düzen ver, mali
disiplin sağla, sürekli yanlış yapıp bedelini benim ödememi bekleme' politikası bence çok sağlıklı doğru bir politikadır. Keşke yıllar öncesinden yapılmış olsaydı, ama nihayet yapıldı" diyen Ertuğruloğlu, eylemin bütün olumsuzluklarına rağmen bir olumlu yanı olduğunu, Ankara'nın bugüne kadar Kıbrıs'ı ciddi olarak masaya hiç yatırmadığını, buradaki gerçeklerin tam olarak ne olduğunun bir türlü derlenip toplanmadığını söyledi. Ertuğruloğlu, son eylemin Ankara'nın, "Bu Kıbrıs'ta neler oluyor, kimler ne yapıyor" demesine vesile olmasını diledi.
-"SANKİ BİZ ZEMZEM SUYUYLA YIKANDIK"-
Kıbrıs Türk halkından kendi kendine "Neyi doğru yaptık ki" sorusunu sormasını isteyen Ertuğruloğlu, "Kendimiz zemzem suyuyla yıkanmışız sanki. 'Suç Türkiye'de' politikasından vazgeçelim. Türkiye Başbakanı, Kıbrıs Türk halkına hakaret etmemiştir. Buradaki bu çökmüş yapının, kokuşmuş siyasetin karşısında Sayın Başbakan Erdoğan az bile söylemiştir. Ama bu söylenenler, Kıbrıs Türk halkının geneline değil, bu ortamı oluşturanlaradır" dedi.
Bu ortamdan bir an önce kurtulmanın yolları bulunduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:
"Yılların yanlışlarının Ankara ile KKTC tarafından artık samimi bir şekilde masaya yatırılması gerekir. Esas sorumluluk, esas yanlış KKTC'dedir, bu yanlışlığın sorumluları hala daha makamlarda oturuyor. Bana göre artık Cumhurbaşkanı'nın da, hükümetin de bir an önce istifa edip burada yepyeni bir devlet yaklaşımına gidilmesi, Kıbrıs Türk halkına gerçeklerin söylenmesi gerekir. Yılların yanlışları bizleri buraya getirmiştir. Buradan çıkış, beğensek de beğenmesek de acı reçetelerle olacaktır."
Türkiye ile Kıbrıs Türklerinin çıkarlarının aynı olduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, eylemlerin, kendi siyasi yapılarına ve siyasi kadrolarına karşı yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.