Kanal 24'de yayınlanan ''
Ankara Masası'' programında canlı yayına katılan Erdoğan, ''
Tezkere çıktığına göre,
sınır ötesi operasyon için şartlar oluştu mu?'' sorusu üzerine, tezkerenin 507 oyla kabul edilmesinin ciddi bir konsensüs olduğuna dikkati çekti.
Bunun zamanlamasının iyi yapıldığına inandığı bir adım olduğunu kaydeden Erdoğan,
seçim öncesinde de gerekli istişare ve müzakerelerin yapıldığını, ancak o gün için böyle bir adımın atılmasının
erken olduğu kanaatinin oluştuğunu belirtti. Her geçen gün
Irak'ın kuzeyindeki gelişmelerin rahatsız edici boyutlara ulaştığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Tabii ki sabrın bir sonu var ve biz adeta
sabır testinde büyük devlet olmanın gereğini yerine getirelim istedik ve hep olgunlukla olayların üzerine gittik. Duygusallığı buna karıştırmayalım istedik. Çünkü Irak bizim için dost kardeş bir
ülke. İçinde ciddi sıkıntıları olan bir ülke. Bunu da görüyoruz. Bu kadar sıkıntıların olduğu, her gün 20, 30, 40, 100, 150 insanın öldürüldüğü bir ortamda
Türkiye olarak bizim bu olaya duygusal yaklaşmamız sıkıntılı olabilirdi.''
Bu ülkede bir
yönetim krizi de olduğunu, bunun yok farz edilemeyeceğini kaydeden Erdoğan, ''Burada alacağınız kararın orada meydana getireceği netice de önemli'' dedi.
Geçmişte Iraklı yetkililerle yaptıkları görüşmeleri anlatan Erdoğan, Irak
Başbakanı
Nuri El Maliki ile bir mutabakat metni imzaladıklarını hatırlattı.Türkiye'ye gelen Irak Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Tarık
Haşimi ile görüşmelerde kararlılığın dile getirildiğini kaydeden Erdoğan, Maliki'nin yaptıkları
telefon görüşmesinde ''
heyet göndererek görüşmelerde bulunulması'' önerisinde bulunduğunu anlattı. Erdoğan, ''Ancak bu heyetlerin gelmesi bizim yol haritamızı değiştirmez. Biz artık oyalanmak istemiyoruz. Bu oyalamalardan bıktık. Başta ABD olmak üzere,
koalisyon güçleri, merkezi yönetim maalesef beklenen neticeyi alamadık. Terör örgütüne karşı en ufak bir
yaptırım olmadı ve şimdi hala yine Türkiye'den beklenirse, artık bizim verecek herhangi bir şeyimiz kalmadı'' diye konuştu.
Son zamanlarda çok şehit verildiğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, Maliki'nin ''Eğer görüşmelerden netice alamazsak bu operasyonları beraber yapalım'' sözlerini dile getirdiğini, kendisinin de ''Bu da ayrı bir tekliftir. Bunun üzerinde de konuşuruz'' karşılığını verdiğini söyledi.
''GEREKLİ DESTEĞİ, YARDIMI DA VERİRİZ''
Iraklı yetkililerin
terör örgütü PKK'nın Irak'ı terk etmesine yönelik açıklamalarına da işaret eden Erdoğan, ''Tabii, 'terk edin burayı' demek işi bitirmiyor. Terk etmeleri için ne yaptın, ne yapıyorsun? Önemli olan bu. Buna gücün yetmiyorsa söylersin, bu konuda gerekli desteği, yardımı da veririz'' dedi.
Irak'taki
sivil halkla alıp veremediklerinin olmadığının altını çizen Erdoğan, Irak'ın bir an önce demokratik bir sistemi yakalamasını ve burada bir huzur sürecinin başlamasını arzu ettiklerini vurguladı.
Irak'ın huzurlu olmasının Türkiye'yi de her yönden huzurlu hale getireceğini belirten Erdoğan, buna Türkiye'nin de katkısı olması gerektiğini bildiklerini, bunun için de Irak'a komşu ülkeler toplantısı başlattıklarını söyledi.
Bu adımları bunun için attıklarını ifade eden Erdoğan, ''Her şeyi Irak'tan beklemekten öte birinci derecede
Amerika'dan bekliyoruz. Koalisyon güçlerinden, Amerika başta olmak üzere, burada adım atmalarını istiyoruz. Merkezi yönetim bu noktada adım atmalıdır ve böylece bizim Irak'ın kuzeyindeki
terör örgütünün konuşlanmasına yönelik oradan bazı somut neticeler almamız gerekiyor'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan,
Kasım ayının başında ''Genişletilmiş Irak'a Komşu Ülkeler Zirvesi'' yapılacağını da hatırlatarak, bu zirvenin bir çok şeye gebe olabileceğini belirtti.
Zirveyle birlikte sekretaryanın da oluşacağını kaydeden Erdoğan, ''Nihai
hedef PKK'yı oradan çıkarmak gibi tanımlanabilir mi?'' sorusu üzerine, ''Buradaki terör örgütü mensuplarının Avrupa'ya gönderilmesi'' gibi çok değişik teklifler bulunduğunu anlattı.
''Hem ABD, hem de Irak'tan kısa süre içinde terör örgütünün liderlerinin teslim edilmesi gibi bir taleplerinin olup olmadığı'' sorusuna da Erdoğan, şu karşılığı verdi:
''Şu anda süreç işliyor. Yol haritası çalışıyor. Bizim onlardan taleplerimiz belli ve bu taleplere karşılık süreç içerisinde
uygulamayı göreceğiz. Uygulama olumlu olduğu sürece beraber yürürüz. Ama dediğimiz gibi beklediğimiz neticeler alınmadığı zaman da belirlenen o yol haritasını uygulamaya koyarız.''
Erdoğan, bu konuda takvim olup olmadığının sorulması üzerine de, böyle bir takvim belirlenmiş olsa bile açıklamasının mümkün olamayacağını söyledi.
''Birinci derecede adım atmasını istediğiniz güç ABD'dir dediniz. Sanıyorum bu atılamıyor. Şu anda siz ABD ile başı belaya girecek bir ülkenin başbakanı mısınız? Sözde
Ermeni soykırımı tasarısından sonra ABD parlamentosunda ve kamuoyunda Türkiye lehine yükselen bir dalga görüyoruz. Bu endişeleri dengeleyici bir özellik mi taşıyor?'' sorusu üzerine de Erdoğan, bazı konuların birbirine karıştırılmaması gereğine işaret etti.
Erdoğan, 5 Kasımda ABD ziyaretinin başlayacağını belirterek, Türkiye'nin ABD ile stratejik ortaklığının söz konusu olduğunun altını çizdi. 1915 olaylarıyla ilgili tasarıya ilişkin sıkıntının bir stratejik ortağın böyle davranması olduğunu kaydeden Erdoğan, ancak ABD Başkanı George W. Bush'un bu konuda elinden geleni yaptığını,
Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın da çaba gösterdiğini ifade etti.
Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki dengenin değişmiş olmasının ister istemez sıkıntı yarattığını kaydeden Erdoğan, burada iç
siyaset değerlendirmesi yapıldığını söyledi. Konuyla ilgili bazı görüşmelerde bulunduklarını anlatan Erdoğan, bu çalışmalardan bazı olumlu neticeler elde edildiğini, 5 Kasımda başlayacak ziyareti sırasında hem bu konuyu, hem de
Kuzey Irak meselesini görüşeceklerini bildirdi.
''KURŞUN SIKIYORLAR''
ABD ile ilişkilerin anlık olmadığının kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'de
Amerikan aleyhtarlığı kampanyası başlatılmasını da doğru bulmadığını belirtti.
Dostlar arasındaki sorunların oturulup konuşularak çözümlendiğini, bazılarının da zamana bırakıldığını ifade eden Erdoğan, ''Ama kalkıp da o dostluğu düşmanlığa çevirmek tehlikelidir. O zaman siz geleceğe yönelik negatif bir süreci başlatmış olursunuz. Bu bakımdan dikkatli olmaya ve kapıyı her zaman için açık tutmaya mecbursunuz. Çünkü o kapı bir gün size lazım olabilir'' dedi.
İki ülke arasındaki ilişkilerde şu anda başlatılmış bir süreç olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Özellikle sözde Ermeni soykırımı meselesiyle ilgili, alakalı, şu anda ABD'de bu konuyla ilgili olarak Türkiye'nin aleyhinde bu kampanyayı yürütenler, aslında ABD'nin Türkiye ile ilgili münasebetlerine kurşun sıkıyorlar. Diaspora burada çok basit çıkar hesaplarıyla bunu yapıyor. Bu Türkiye-
Ermenistan ilişkilerinin geleceğini kökünden olumsuz etkilemektedir'' diye konuştu.
Şu ana kadar açık bir diplomasinden yana olduklarını, bu çalışmalardan ümidini yitirmediğini belirten Erdoğan, ''Ama sınır ötesi harekatla ilgili olarak biz ABD ile bu işi çok açık net bir yere bağlamak durumundayız ve 5 Kasımda yapacağım görüşmelerde bunun da özellikle neticesini almak istiyoruz'' dedi.
Erdoğan, ''Eğer beklediğiniz
cevap gelmezse...'' denilmesi üzerine de, ''Dedim ya, zaten haritamız devam ediyor. Onu baştan söyleyeyim; Türkiye'nin herhangi bir yerden izindi, şuydu buydu ihtiyacı yok. Türkiye'de alışılmış bazı şeyler var. Yok icazet alınmış, bilmem ne yapılmış çok ayıp, çirkin bir şey'' şeklinde konuştu.
Geçen 5 sene içinde böyle bir zaafın içinde olmadığını ve olmayacağını belirten Erdoğan, ülkenin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onun adımını atacaklarını, bundan da zerre kadar taviz vermeyeceklerini söyledi.
Türkiye'nin olası bir sınır ötesi operasyonda nereye kadar gideceğine ilişkin kaygılarla ilgili bir soru üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
''Şimdi burada hedef kesinlikle PKK'dır. Sivillerle herhangi bir şeyimiz söz konusu değildir. Bakın
Suriye Devlet Başkanı bile biz bu adımın yanındayız, arkasındayız dedi. Yani, burada özellikle Kasım başında yapılacak toplantıda farklı şeyler bile ortaya çıkar. Belli olmaz. Komşu ülkeler arasında buna yönelik farklı şeyler konuşuluyor 'Türkiye için bu hak doğmuştur' diyor. 'Doğmamış' diyen var mı?
Hayır. Niye? Görüyorlar gerçeği. Çünkü orada Türkiye için komşu ülkeden kendisine tehdit oluşturan kendi insanlarını gelip vuran bir bir terör örgütü var. Bu artık tescilli. Burada uluslararası hukuktan doğan bir hakkı var. Ama bu hakkımızı biz Irak halkına karşı değil, terör örgütüne karşı kullanmakta kararlıyız ve terör örgütüyle ilgili olarak da yapılması gereken neyse biz bunu yaparız. Bunun tekniğini filan burada konuşacak değiliz.''
Tezkereye ''hassas kelimeler'' koyduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bunların hepsi tamamen şu anda bir çerçevedir ve bu çerçevenin detaylarını şüphesiz ki Genelkurmayımız, Dışişlerimiz oturur konuşurlar, önümüze getirirler ondan sonra biz karar veririz hükümet olarak'' dedi.
''NATO, AB ve ABD pek
bölge ülkeleri gibi düşünmüyor. Irak'a müdahale konusunda benzer yaklaşım içinde değiller. Bunun vereceği sıkıntıyı...'' sözleri üzerine de Erdoğan, ''Stratejik ortağımız olarak ABD'ye o zaman ben şunu söylerim: on binlerce kilometre uzaktan Irak'a geldiniz. Ne işiniz vardı Irak'ta? Ben bunu açıkça Başkan'a söylerim. Benim yanı başımda terör örgütü benim insanımı vuruyor'' diye konuştu.
''EVE DÖNÜŞ YASASI YÜRÜRLÜKTE''
Erdoğan, bir başka soru üzerine de, ''Eve Dönüş Yasası''nın hala yürürlükte olduğunu, isteyenlerin bundan yararlanabileceğini söyledi.
''PKK'nın son dönemdeki eylemlerinin bölgede kan kaybetmesiyle ilgisi var mı?'' sorusuna da, Erdoğan, 2007 yılını da kapsayan süreçte bu bölgeye
TOKİ yatırımları da dahil 8.5 katrilyonluk yatırım yaptıklarını anlattı.
Kendisinin de bölgeyi sık sık ziyaret ettiğini kaydeden Erdoğan, köylere yol ve su gittiğini, bunların vatandaşın devlete bakışını değiştirdiğini söyledi.
DTP'nin ''sert muamele gördüğü'' yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine de Erdoğan, ''ABD ve AB üyesi ülkeler PKK'yı terör örgütü ilan ederken, bu parti terör örgütü demezse, hala 'kardeşimizdir, arka bahçemiz' derse nasıl olacak da kalkıp da birlik, beraberlik ve
dayanışma içinde olacağız'' diye konuştu.
Erdoğan, ''tek
bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet'' kavramı üzerine kimsenin gölge düşüremeyeceğini söyledi. DTP'ye bir çağrısı olup olmadığının sorulması üzerine de Başbakan Erdoğan, ''Bir defa bölgeyi bir terör bölgesi ilan etmek çok yanlış olur.
Kürt vatandaşlarımızı adeta terör örgütünün kaynağı gibi ilan etmek yanlış olur. Böyle bir şey asla yoktur, kabul etmemiz mümkün değil'' dedi.
AA