Konuşmasının ilk bölümünü dış
politika konularına ayıran
Başbakan Erdoğan
Irak konusunda
Türkiye’nin elinden geleni yapacağını söyledi.Başbakan Erdoğan Irakla ilgili şunları söyledi: “Türkiye olarak biz komşumuz Irak'ın yaralarını sarmasında azami çaba gösterdik. Bu konuda da 100 e yakın vatandaşımızı kaybettik. En acı günlerinde Irak'ın yanında olduk. Sadece diplomatik çözüm arayışlarıyla değil, Irak'ın fiilen inşaatı ile ilgili de oradayız.
Ekim 2003'te Madrid'te yapılan donörler toplantısında Irak'a yardımlarda bulunduk. BM ve Dünya Bankası'nda bulunan Irak'ın yeniden inşaası fonuna yardımlarda bulunduk.
Türk Kızılayı ile yapılan yardımlar yapılmıştır. Manipülasyon ve dezenformasyano yönelik çabalar görünüyor.Askariye Camii'ne yapılan saldırı bizi üzmüştür. Irak konusunda baştan beri 5 temel noktanın altını çıziyoruz. Bunun bir tanesi Irak'ın
toprak bütünlüğünün korunma konusudur. Irak yer altı ve yer üstü unsurlarının IRak'ın tümüne ait olmasıdır. Irak'ın etnik ve dini unsurlarının birbiri üzerinde etki kurmaması. Kerkük'ün durumunun özel bir statü ile belirlenmesi. Irak'ta kurulacak hükümet geniş tabanlı olmalıdır. Ancak temsil sorunu olmayan demokratik katılıma dayanan hükümet Irak'ın yaralarını saracaktır. Etnik ve mezhepsel çatışmalardan kaçınılması gerekmektedir. Sayın
Caferi bugün misafirimiz olacak. Kendisiyle görüşmelerimiz olacak. Irak'ın son durumunu kendilerinden alacağız. İleteceğimiz düşüncelerimiz olacak.”
Başbakan Erdoğan’ın gündeminin ikinci sırasında
Ekonomik gelişmeler vardı. Türkiye’nin Ekonomi alanında rekorlara
imza atağını söyleyen Başbakan Bütçenin 17 yıl sonra ilk kez fazla verdiğini hatırlattı.
Ekonomik gelişmeleri anlatırken zaman zaman muhalefeti eleştiren Erdoğan sözlerine “Biz fil dişi kuleden bu işi takip etmiyoruz. Geçen hafta Kars’taydım. -20 derecede onbinleri görselerdi
AK Parti iktidarının nereye büyüdüğünü görürlerdir. Halkımız
ekonomik heyecanı yaşayamıyor. Bunlar milletin içinde değil. Yüzde 100 herkes bizi kabullenecek diye bir şey yok. Herkes bizi benimserse işin tadı kaçar. Ben bir tane ayırım bir tane kayırma duymayacağım dedim. Çünkü ben de belediye başkanlığı yaptım. Bu ayrım millete yapılır. Bizim gönderdiğimiz para milletin parasıdır bizim paramız değildir. Bu parayı göndereceğiz.
Bunu anlamak istemeyenler çıkabilir. Biz diyoruz ki at denize
balık bilmezse
Halit bilir. Şimdi şöylesi çıktı at denize balık bilmezse millet bilir. Türkiye ekonomik
büyüme ve siyasi istikrarla birlikte dünyanın önde gelen milletlerinin ilgisini neden çekiyor. Türkiye’nin güven ve istikrar ülkesi olduğunu her yerde anlatıyoruz. Yarın da
Avrupa 10. Kredi Konferansı’na katılacağız. Bunu Ana muhalefet de duysun diğerleri de. Öğrenecekleri çok şey var. Öyle diyor ya 30 yıl önce ne isem şimdi de oyum. Biz öyle değiliz. Biz ilerliyoruz. Avrupa Kredi Konferansı’nda plan ve görüşlerimizi anlatma imkanı bulacağız.”şeklinde devam etti. Başbakan Grup toplantısında Türksat 3A ‘nın
ihalesinin tamamlandığınıda açıkladı.
Başbakan “Türkiye’nin hızla telafi etmesi gereken sorun da bilgi teknolojisi alanında yaşanmaktadır. Ülkemiz
haberleşme uydularına 1994 yılında sahip oldu. Türksat A.Ş. vasıtasıyla 2 uydumuzun işletmeciliği sürüyor. Türksat 3A uydusunun ihalesi tamamlanmıştır. Alcatel bu ihaleyi almıştır.Bu ihale ülkemize teknolojik katkı sağlamak için farklı bir yol aşamasında işlenmiştir. Bu uydu çok daha kapasiteli ve çok daha uzun ömürlü olacak şekilde tasarlanmıştır. Bunun yanında Türksat 3A ile alt yapı ve coğrafi şartlar nedeniyle
telefon ve internet hizmetini de buralara götüreceğiz. Sadece teknolojiye sahip olmak değil üretmektir”şeklinde devam etti. İhale şartnamesine yeni bir madde koyduklarından bahseden Erdoğan bu madde ile Türkiye’nin bundan sonraki uydusunu kendisinin yapacağını hatırlattı.