Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, 12
Haziranda Lüksembourg'da yapılan zirvenin ardından
Avrupa Birliği ile müzakerelere fiilen başlandığını, bu sürecin zorlu geçeceğini zaten bildiklerini belirterek, ''Önümüzde uzun bir yol var. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizin,
ülkemizin yüksek
menfaatlerini
rehber edinerek bu yolda yürümeye devam edeceğiz'' dedi. Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında,
Türkiye'nin, aydınlık hedeflerine doğru yaptığı
yolculuğun bütün hızıyla devam ettiğini söyledi. ''Geçen 3.5 yılın kazanımlarıyla kırılganlığı azalan, dayanıklılığı artan ekonomimiz, önemli sınavlardan alnının akıyla çıkıyor'' diyen Erdoğan, bu doğrultuda hükümet olarak istikrarı korumak, konjonktürel gelişmelere karşı tedbirleri zamanında almak, büyüyen bir
ekonomik yapının getirdiği sıkıntıları aşmak için dikkat
ve hassasiyetle çalıştıklarını ifade etti.
'TÜRKİYE ARTIK HER RÜZGARLA SAVRULMUYOR...''-
Türkiye'nin, gelecekle ilgili hedeflerinden asla sapma göstermeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum; çünkü Türkiye'nin son 3.5
yılda elde ettiği kazanımların ne kadar köklü, ne kadar sağlam bir değişim iradesinin eseri olduğunu iyi biliyorum.Türkiye artık, her rüzgarla savrulan o eski Türkiye değildir.
Zaman zaman dalgalanmalar olabilir. Ancak bunlar, ayağı yere sağlam basan bir ekonomik yapı için başa çıkılabilecek hareketlenmelerdir.Türkiye bugün, son 3.5 yılın dikkatli
yönetim anlayışıyla bu sağlam
yapıya kavuşmuştur. Şimdi hedefimiz, bugünün kazanımlarını kalıcı hale
getirmek, yarınlarda çıtayı daha yükseklere çıkarmaktır.''
''BÜTÇE İLK DEFA FAZLA VERDİ''
Başbakan Erdoğan,
Mayıs ayı itibariyle
bütçenin ilk defa fazla verdiğini, bunun son derece önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. Bunu, Türkiye'nin emin ellerde olduğunu, iyi yönetildiğini,
kalkınma yolunda bir sapma olmadığını gösteren bir gelişme olarak niteleyen Erdoğan, ''Popülizme meyletmeden, sorunlarımızın üzerine
ciddiyetle giderek, insanımıza, potansiyelimize güvenerek yolumuza
kararlılıkla devam edeceğiz'' dedi. Türkiye'nin artık, ''eskisi gibi gündelik meselelere takılıp uzak hedeflerini
ihmal eden bir ülke olmadığını, olmayacağını'' kaydeden
Erdoğan, 9. Kalkınma
Planı ile Türkiye'nin yakın geleceğinin yol haritasını çizdiklerini anlattı. Erdoğan, 2007-2013 yılları arasındaki
7 yıllık dönemi kapsayan bu Planın, sürekli değişen bir dünyada Türkiye'nin izleyeceği temel kalkınma stratejisini ortaya koyduğunu
ifade eden Erdoğan, bu Plan ile Türkiye'nin, gelecekle ilgili hedeflerini somut, akılcı ve sağlıklı bir takvime bağladığını, yeni
kalkınma vizyonunu ortaya koyduğunu kaydetti. Bu vizyonun ana fikrinin; ''İstikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte
rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen,
Avrupa Birliği'ne üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir
Türkiye'' olduğunu belirten Erdoğan, Hedefimiz bu'' dedi.
''BİZDEN ÖNCEKİ AYIBI ORTADAN KALDIRDIK''
Başbakan Erdoğan, ''
Ekonomik olarak artık öyle bir noktaya geldik ki, sadece bugünün kazanımlarını korumanın, yarınları planlamanın değil, devletin geçmişte ihmal edilen yükümlülüklerini yerine getirmenin de imkanlarını bulabiliyoruz'' diye konuştu.
''Bizden önceki döneme ait bir ayıbı ortadan kaldırdık'' diyen Erdoğan, geçmişte çalışanlardan Zorunlu
Tasarruf adı altında toplanan paraların geri ödemelerinin yapıldığını söyledi. Erdoğan, ''1988'den
2000'e kadar 12 yıl boyunca işçiden, memurdan, işverenden, çalışanlardan kesintiler yapıldığını, sonra gelen yönetimlerin de bunun üzerine yattığını'' ifade ederek, ''Ama biz, 'devlet vatandaşına
borçlu olamaz' dedik. 20 Haziran itibariyle Zorunlu Tasarruf hesabında biriken hem anaparaların, hem de nemaların hak sahiplerine ödenmesi tamamlanmıştır. Artık devletin vatandaşına nema borcu kalmamıştır dedi. Erdoğan, 29
Nisan 2003 tarihinden, 20 Haziran 2006 tarihine kadar,
anapara ve nema olmak üzere hak sahibi vatandaşlara toplam 13 milyar 181 milyon 464 bin 446 YTL ödeme yapıldığını belirterek, bu sayede, yaklaşık 4.5 milyon kişinin devletten alacağını tahsil ettiğini
bildirdi.
''KAYNAĞIMIZI BULUYOR, VATANDAŞA BORCUMUZU ÖDÜYORUZ''
Erdoğan, yılbaşından itibaren de
Konut Edindirme Yardımı kesintilerini, mümkün olan en kısa sürede hak sahiplerine ödeyeceklerini ifade etti. Türkiye ekonomisinin bugün bütün bunların altından kalkacak güce, imkana sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Kaynağımızı buluyor,
devletin vatandaşına olan yıllanmış borçlarını ödüyoruz. Buna karşılık bütçemizde de bir açığa sebebiyet vermiyoruz. Bunlar, ekonominin sağlıklı işlediğini, ehil bir ekonomi yönetiminin iş başında olduğunu açıkça göstermektedir'' diye konuştu.
ÇÖZÜM BEKLEYEN MESELELER
Bunları söylerken Türkiye'nin bütün problemlerinin sona erdiğini iddia etmediklerini belirten Erdoğan, çözüm bekleyen bazı önemli meseleler olduğunu bildiklerini söyledi. Bunlardan birinin de işsizlik olduğunu ifade eden Erdoğan, bu
konuda bulunabilecek hal çarelerinin maalesef kısa vadeli olmadığına işaret etti. Yıllarca krizlerle boğuşmuş bir ülkenin, 3.5 yıl gibi kısa bir sürede bütün sorunlarını halletmesinin elbette beklenemeyeceğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: 'Bu, tabii ki biraz zaman alacaktır. Ekonomimiz büyüdükçe, geliştikçe, ilerledikçe, dünyayla entegre hale geldikçe insanımıza da
yeni iş alanları açılacaktır. Ancak bugün de işsizliğin azaltılması konusunda bazı gelişmeler yaşandığı bir gerçektir. Devamının
sağlanması açısından bunun da görmezden gelinmemesi gerekir. Dünyada bugüne kadar enflasyonla etkili mücadele edilen,enflasyonu düşen her ülkede işsizlik mutlaka artmıştır. Bu konuda tek istisna, son 3.5 yılın Türkiye'sidir. Bu dönem içinde Türkiye'de hem enflasyon istikrarlı biçimde düşmüş, hem de yeni işsizler ortaya çıkmamıştır. Hatta iş gücüne yeni katılan yıllık ortalama 500 bin civarında insanımıza
iş imkanı oluşturulmuştur.''Erdoğan, 2002 yılından, 2005 sonuna kadar tam 1 milyon 48 bin
kişinin ilk kez
işgücü piyasasına girerek iş sahibi olduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, yine bu dönemde tarım sektöründe çalışan 965 bin kişinin sanayiye, hizmetler sektörüne kaydığını, böylece hem tarımsal nüfusun azaldığını, hem de buradan yeni işsiz ortaya çıkmadığını anlattı.
TEŞVİK İLE İŞ, AŞ.
Teşvik Yasası uygulamalarında da sevindirici gelişmeler yaşandığını ifade eden Erdoğan, milli gelirden daha az pay alan geri kalmış 49 ilde
teşvik uygulamalarının meyvelerinin yavaş yavaş alınmaya başlandığını belirtti. Erdoğan, 2004
Mart ayından bugüne kadar bu illerde tam 33 bin 207 firmanın bu teşviklerden yararlandığını ve bu teşviklerden yararlanan özellikle müteşebbislerin yüz binlerce kişiye iş, aş, sosyal güvence imkanı sağladığını söyledi.
Bunların önemli gelişmeler olduğuna işaret eden Erdoğan, bu müteşebbisleri kutladı. Erdoğan, bunların, Türkiye'nin kalkınma
stratejisinin doğru işlediğinin göstergeleri olduğunu dile getirerek, ''İnşallah atılan bu güzel adımlar daha da geliştirilmek suretiyle
insanımızın derdine derman olacak, adeta bir çözüm kaynağı olarak da hep hayırla yad edilecektir'' dedi.
''SESSİZ DEVRİMLER...''
''Son 3.5 yılda her alanda gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerle bugün dünyanın en büyük 17. ekonomisi haline geldik'' diyen Erdoğan,
Türkiye'nin artık sadece kendi bölgesinin değil, dünyanın da stratejik açıdan en önemli ülkelerinden biri olduğunu söyledi. Göreve geldikleri günden bu yana, Türkiye'yi dünyada hak ettiği ağırlıklı konuma ve itibara kavuşturmak için uğraş verdiklerini
anlatan Erdoğan, yaptıkları dış ziyaretlerle bir yandan Türkiye'nin dünya meselelerine bakış açısını dile getirip, bir yandan dünya barışı ve insanlığın esenliği konusunda aktif roller üstlendiklerini, bir yandan da ticari ilişkileri geliştirdiklerini söyledi.
''ÖNÜMÜZDE UZUN BİR YOL VAR...''
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinin, bu imkanın küresel bir fırsata dönüşmesi açısından büyük önem arz ettiğini vurgulayan Erdoğan, 12 Haziranda Lüksembourg'da yapılan zirvenin ardından Avrupa Birliği ile müzakerelere fiilen başlandığını bildirdi. Bu sürecin zorlu geçeceğini zaten bildiklerini dile getiren
Erdoğan, şunları söyledi: ''Önümüzde uzun bir yol var. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizin, ülkemizin yüksek menfaatlerini rehber edinerek bu
yolda yürümeye devam edeceğiz.İnşallah Türkiye, insanına daha yüksek hayat standartları sağlama, muasır medeniyetler seviyesini aşma hedefine doğru heyecanla,
kararlılıkla ilerlemeye, büyümeye, kalkınmaya devam edecek, cazibesini hiçbir zaman kaybetmeyecektir.''
AA