Başbakan Erdoğan Almanya'da gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan 'Gezi Parkı protestolarında polis şiddeti uygulandı' şeklindeki soruya karşı 'Almanya'da benzer olaylar yaşandı, bunları nereye koyacaksınız' dedi. Erdoğan, paralel yapı ile ilgili iddialara da 'şantaj yapıyorlar' iddiasında bulundu, şantaj yapanları açıklamak veya mahkemeye gitmek yerine bu yapıyla mücadelenin dönüm noktası 30 Mart'tır diyerek sandığı adres gösterdi. Basın özgürlüğü ile ilgili soruya ise 'Türkiye'de Başbakan'a hakaret edebilen bir medya vardır' şeklinde karşılık verdi

Erdoğan, Gezi Parkı'nda gösteri yapanlar arasında kendi seçmeniniz de vardı. Halkın, şehrin politikalarına katılım sağlamalarını hakkında ne düşünüyorsunuz?  şeklindeki soruya ilişkin ''bize bu tür politikalara katılmak için gelenlerin teklifleri gördük. Onların tekliflerinin dışında, adeta kanun yapıcı noktada kendilerini gördüklerini, yani yasama organının yapması gerekenleri, kendilerinin yapmak istediklerini gördük' dedi. 

'Bir şehrin vatandaşı öyle taleplerde bulunur ki, bunun bir kabul edilebilirliği olur. Ama bu yoksa, bu konuda yetki kimdedir?' diye soran Erdoğan  ''O şehrin meclisindedir. O şehrin meclisi bununla ilgili kararı alır. Fakat çok daha farklı şekilde, eğer merkezi yönetimi bu ilgilendiriyorsa, federal meclisi ilgilendiriyorsa, burada da yasama organı bununla ilgili adımı atar.'' ifadelerinde bulundu.

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından ortaya atılan 'Paralel devlet var' söylemiyle ilgili soruya Erdoğan, yolsuzluk soruşturmasının yargı ve güvenlik bürokrasisinin belli bir paslaşmasının, dolayısıyla paralel devletin icraatı sonucu yapıldığını savunarak ''Daha önce mafya çete bunlar bunu yapmak istediler. Bu işin Türkiye’de mafya çete ayağını çökerten bir iktidarız biz. Daha sonra da bu tür örgütlenme ortaya çıktı. Nereden çıkarsa çıksın'' dedi.

14 aydır devam eden yolsuzluk soruşturması sonucu yapılan gözaltı operasyonunu, Ekim ayında başlayan Dershanelerin kapatılması süreciyle ilişkilendiren Erdoğan ''Bunun önünde dershaneler meselesi vardır. Bizim tavrımız, artık devletin okulları vardır, kolejler vardır. Yani koleje para ödeyecek, dershaneye para ödeyecek. Benim vatandaşım devletin okulu varsa bunlar niye var diyor. Bunlar yanlış şeylerdi. Bunlara bizim müsamaha etmemiz mümkün değildir. Belli bir süre verdik. Burada ciddi bir rant söz konusuydu. Siz mi böyle yapıyorsunuz diyerek böyle bir süreç başlatıldı.'' şeklinde konuştu

Erdoğan paralel yapının kendilerine şantaj yaptığını iddia ettiği konuşmasında 'neden şantajı yapan kişiler hakkında savcılık kanalıyla işlem yapılmadığına' değinmedi ancak önemli iddialarda bulunmaya devam etti: 'İşin en çirkin boyutu şantajlarla, ortam dinlemeleriyle, bütün bunların yanında görüntülemeyle, bir çok güvenlik mensupları yargı mensupları tehdit altına alınmıştır. Bunu bakan arkadaşlarımıza  da yaptılar'' 

Erdoğan, sözünü ettiği çeteyle mücadele adresi olaraksa yargıyı değil, 30 Mart seçimlerini gösterdi, 'biz diyoruz ki, böyle bir şeye bizim asla müsaade etmemiz mümkün değil. Bedeli ne olursa olsun bu iş çözüm kavuşturulacaktır. 30 Mart bunun dönüm noktası olacaktır. Bunu da açıkça ifade ediyorum.'' şeklinde konuştu.

Başbakan, bir gazetecinin ''Bu paralel yapıları açığa çıkarmak gerekiyorsa, serbest çalışan bir medya önemli değil mi? En fazla tutuklu bulunan gazeteci Türkiye’de görünüyor.'' şeklindeki soruya ise ilginç bir karşılık verdi.

''Başbakanına her türlü hakareti yapabilen medya Türkiye’de var. Ailesine her türlü hakareti yapabilen medya Türkiye’de var. Şu anda en çok içerde dediğiniz normal basın mensubu bir elin parmaklarını geçmez. Diğerleri, büyük bir çoğunluğu terör örgütleriyle, ya silah yakalatmıştır, ya eylem hareketindedir. Bunlar hep sizlere dezenformasyonla aktarılan bilgilerdir, Bu gazeteciler arasında normal sarı basın kartı olanların sayısı 5 veya 10 sayısındadır''

Bir gazetecinin 'bazen sınır tanımayan muhabirlerden bilgi almak da önemli olabiliyor' şeklindeki sorusuna ise Erdoğan ''tabi sınır tanımayan muhabirler gerçekten sınır tanımıyorlar. Ne sınırdır? Bunu bir defa öğrenmemiz lazım. Bu sınırın çalışması çok önemli. Sınır tanımazlık hukuk dışı olursa o bizim için geçerliliği yoktur.'' dedi