Başörtü sorununu tek cümle ile çözebiliriz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İspanya'dan dönüşünde son günlerde tekrar alevlendirilmeye çalışılan başörtüsü tartışmalarına değindi.

Başörtü sorununu tek cümle ile çözebiliriz

Baykal'a ansiklopedili başörtüsü cevabı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "umarım dinliyordur, bu fırsatı kaçırmaz" diyerek, bilgi açısından bunalım içinde olduğunu iddia ettiği CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a uluslararası ansiklopedilerde başörtüsü ve türbanın tanımlarını yaptı. Başörtüsü ve türban konusunda toplumsal mutabakatın olduğunu; fakat kurumlar arası bir sıkıntı yaşandığını belirten Erdoğan, "Parlamentodaki değerli muhalefet partilerine sesleniyorum. Biz, bu konuda her şeye hazırız. Gerekirse ben randevu talebinde de bulunurum. Kendileri ile de bu konuyu konuşurum." dedi. Kendilerinin bu sorunun çözümüne hazır olduğunu belirten Erdoğan, "Bunu beraber aşarız. Biz, bu noktada varız. Milliyetçi Hareket Partisi 'ben de varım' diyor. Mesele yok zaten. CHP yoksa yok! Olanlarla beraber biz yola devam ederiz." diye konuştu. Erdoğan, türbanı "siyasi simge" olarak kabul ettiği yönündeki iddiaları ise, "Böyle bir şey mümkün değil." diyerek değerlendirdi. Başbakan Erdoğan, Medeniyetler İttifakı Toplantısı için gittiği İspanya'nın başkenti Madrid'deki temaslarını tamamlayarak Ankara'ya döndü. Esenboğa Havaalanı'nda basın mensuplarına İspanya'daki temasları hakkında bilgi veren Erdoğan, daha sonra sorulara yanıt verdi. İspanya'da başörtüsü ve türbanla ilgili yaptığı açıklamalara siyasi parti liderlerinin verdiği tepkileri değerlendiren Başbakan Erdoğan, "Ben oradaki ifademi çok iyi biliyor ve hatırlıyorum. Bu konudaki yaklaşımımızı, daha önce neyse o şekilde yaptık. Türkiye'de siyaset maalesef hala belden aşağı vurma şeklinde devam ediyor. Ana muhalefetin tarzı bu. Benim konuşmamda başörtüsü ve türban konusu yoktu. Ama sorularda Türkiye Başbakan'ına bu tür bir soru geldi ve ben cevabımı verdim. Cevabımda bunun özgürlükler noktasında ele alınması ve bu özgürlüğün engellenmemesi gerektiğini ifade ettim ve sonra 'velev ki simge dahi olsa' dedim. Dünyanın hiçbir yerinde hangi simgeye yasak konulmuştur. Hiçbir simgeye yasak olamaz." dedi. "BAYKAL, BİLGİ BUNALIMI İÇİNDE" Bu sorunun kendisine yöneltileceğini tahmin ettiğini de kaydeden Erdoğan, "Burada bu soruyu soracağınızı tahmin ettiğim için arkadaşlara dedim, 'Girin bakalım internetten, şu uluslararası bilinen ansiklopedilerden, türbanın ve başörtüsünün tanımını çıkarın'. Çünkü ana muhalefetin lideri Sayın Baykal, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın kafasının karışık olduğundan bahsediyor. Ben, Sayın Baykal'a diyorum ki; bilgi açısından çok ciddi bir bunalımın içerisindesin. Önce bu ansiklopedileri aç. Türban nedir, başörtüsü nedir? Bunu bir öğren! Eğer buna fırsatı yoksa ben burada kendisine okuyayım. Belki şu anda kendisi de dinliyordur. Bu fırsatı kaçırmamasında fayda vardır diye düşünüyorum." dedi. Başbakan Erdoğan, daha sonra ansiklopedilerdeki tanımları şu şekilde dile getirdi; "Meydan Larousse'a göre, türban, moda deyimi 'her çeşit yumuşak kumaştan kenarsız kadın başlığı'. Türkçesi; tülbent. Fransızca; türban! Başörtüsü; kadınların saçlarını kapamak için başlarına örttükleri işlemeli ya da düz bez, eşarp. Bunları ben söylemiyorum Meydan Larousse söylüyor. Türk Dil Kurumu ve Dil Derneği sözlüklerine göre, türban, ince kumaştan yapılmış başı sıkıca kaplayan bir başörtüsü. Başörtüsü ise, kadınların saçlarını örtmek için kullandıkları örtü, eşarp. Ayrıca Oxford İngilizce Sözlük ve ayrıca, Britannica İngilizce ile paralel Wikipedia'ya göre ise, türban, Farsça dülbent ve Türkçe ise tülbent kökenli, Fransızca'ya türban olarak geçmiş. Türkçe'de tülbent veya başörtüsü olarak kullanılıyor. Türban, genellikle pamuklu veya ipek kumaştan yapılmış, başa veya fes, kavuk gibi iç şapkanın üstüne sarılan bez örtüsü. Özet, etimolojik kökenine bakıldığında türbanın Fransızca olduğu; Türkçe'de tülbent dendiği görülür. Eşarp tülbent ve başörtüsü kumaş ve uzunluk ile birbirlerinden ayrılan, aslında aynı şeylerdir." "BİZ, DAMDAN DÜŞEREK BU ALANA GELDİK" Başbakan Erdoğan, ansiklopedilerden derlenen açıklamanın ardından ise, "Değerli arkadaşlar; biz, damdan düşerek bu alana geldik. Bizim kafamız gayet nettir. Karmaşıktır diyenler, kendi kafalarının durumunu düşünsünler. Bu ülkede istismarı da kimlerin yaptığını çok açık ortaya koymam lazım. İstismar, bir şeyi yaşamıyor da yaşıyor gibi görünmeye çalışıyorsanız veyahut bunu yaşayanlardan bir şey elde etmek için onu kullanmaya çalışıyorsanız, buna denir. Eğer yaşıyorsanız, kimse bunu istismar ediyorsunuz diyemez. Bunun için bize de, kimse bu konuyu istismar ediyorsunuz diyemez. Böyle bir hakkı yok. Kaldı ki, biz, bu işleri konuşmayız, yaşarız." diye konuştu. "SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN YENİ ANAYASAYI BEKLEMEYE GEREK YOK" Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili hep aynı şeyleri söylediklerini kaydederek, "Biz toplumsal mutabakatın olduğu bu konuyu; çünkü toplumsal anlamda bir sıkıntı yok. Ama kurumlar arasında bir sıkıntı var. Ben bu konuda istismar ifadesini kullanan parlamentodaki değerli muhalefet partilerine sesleniyorum. Biz bu konuda her şeye hazırız. Gerekirse ben randevu talebinde de bulunurum. Kendileri ile de bu konuyu konuşurum. Ve ondan sonra da demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan ülkemizde, bu işleri halkımızın sorunlarını çözme noktasında çözer ve her gün bu ülkede tartışmaktan da bu işi hep birlikte kaldırırız. Ama dayanışma ile gerilim politikaları ile değil. Çünkü bugün özgürlüklerin tartışıldığı bir noktada, dünyanın neresine giderseniz gidin, herkesin istediği şekilde giyindiği bir dünyada, kalkıp Türkiye hala böyle bir sorunu çözemiyorsa bu özgürlükler noktasında ciddi bir sıkıntıdır. Bunu beraber aşarız. Biz, bu noktada varız. Milliyetçi Hareket Partisi bende varım diyor. Mesele yok zaten. CHP yoksa yok! Olanlarla beraber biz yola devam ederiz." diye konuştu. Çözümün yeni anayasaya yazılı olarak mı ekleneceği sorusu üzerine ise Erdoğan, "Yeni anayasayı beklemeye gerek yok. Otururuz beraberce mutabık kalınan bir cümleyle bu çözülür." yanıtını verdi. "TÜRBANI SİYASİ SİMGE OLARAK GÖRMEM MÜMKÜN MÜ?" Başbakan Erdoğan, "Türbanı siyasi bir simge olarak görüyor musunuz?" şeklindeki soruyu ise, "Böyle bir şey mümkün mü? Bir defa bunun siyasi simge olması için sadece AK Parti çatısı altında başörtülülerin olması lazım. Şimdi CHP çatısı altında yada CHP'ye oy verenlerin arasında başörtülü, türbanlı yok mu? MHP'de yok mu? DP'sinde, ANAP'ında yok mu? DTP'sinde yok mu? Hepsinde var. Dolayısıyla kimse kalkıp da burada birbirine çamur atmaya kalkmasın! Her vatandaş siyasi iradesini sandıkta ortaya koyuyor. Başörtülüsü de, başörtüsüzü de koyuyor. Ama başörtülülerin içerisinde çok değişik partilere dağılmış bir irade var. Biz kalkıp da, yani başörtülüler içinde AK Parti'ye oy verenleri cezalandırma yetkisini kim kendinde bulur? Ya da başı açık vatandaşların başka partilere oy vermesi kimleri niçin rahatsız eder? Bunu anlamakta biz zorluk çekiyoruz. Böyle bir şey olamaz. Herkesin buna saygı duyması gerekir. Biz vatandaşlarımızın tümünü ayırt etmeden saygı duyduğumuz gibi." şeklinde yanıtladı. AA
<< Önceki Haber Başörtü sorununu tek cümle ile çözebiliriz Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER