AK Parti ile MHP, yüksek
öğretimde başörtüsünün serbest bırakılması için Ana
yasa ile Yükseköğretim Yasasında değişiklik yapılmasını öngören teklifleri,
TBMM Başkanlığına sundu.
Tekliflere, başta AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli olmak üzere, her iki partiden 348 milletvekili
imza koydu.
TBMM
Anayasa Komisyonu Başkanı
Burhan Kuzu, MHP Grup
Başkanvekili Oktay Vural ile MHP Genel Başkan Yardımcısı
Faruk Bal, Meclis'te CHP'yi ziyaret ettikten sonra, AK Parti Grup Başkanvekili Bekir
Bozdağ'ın makam odasına geçtiler.
AK Parti ve MHP yöneticileri, burada
Anayasa değişikliğine ilişkin imzalarla ilgili son durumu gözden geçirdi.
Daha sonra, AK Parti Grup Başkanvekilleri
Bekir Bozdağ, Nihat
Ergün,
Sadullah Ergin, Mustafa
Elitaş ile MHP Grup Başkanvekilleri
Oktay Vural ve Mehmet
Şandır, Genel Kurul'a ara verilmesi üzerine,
TBMM Başkanı Vekili Meral Akşener'in makam odasına geçti.
AK Parti ve MHP grup başkanvekilleri, Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde değişiklik öngören Anayasa değişikliği teklifi ile Yükseköğretim Yasası'nın ek 17. maddesinde değişiklik yapılmasını düzenleyen yasa teklifini, TBMM Başkanı Vekili Akşener'e sundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Bozdağ, Anayasa değişikliği teklifini içeren dilekçeyi sunduktan sonra yaptığı açıklamada, Türkiye'nin uzun süredir gündeminde bulunan, yükseköğrenimde bazı öğrencilerin eğitim ve öğrenim hakkını kullanmada yaşadıkları sıkıntıların çözümünü öngören tekliflerde, MHP ile ortak mutabakata vardıklarını hatırlattı.
Partisinden 278 milletvekilinin tekliflere imza koyduğunu anlatan Bozdağ, bazı milletvekillerinin yurtdışı ve il dışında olması nedeniyle imzalarının alınamadığını ifade etti.
MHP Grup Başkanvekili Vural da tekliflere, partisine mensup bütün milletvekillerinin imza koyduğunu belirterek, Yükseköğretim Yasasında değişiklik öngören teklifi Meral Akşener'e sundu.
TBMM Başkanı Vekili Akşener de ''Hayırlık olsun'' diyerek teklifleri aldı ve
başkanlık makamının, tekliflerin gereğini yapacağını söyledi.
AK Parti ve MHP grup başkanvekilleri ile Akşener daha sonra gazetecilerin isteği üzerine birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ MECLİS'TE. İŞTE TEKLİFİN GEREKÇESİ
AK Parti ile MHP'nin hazırladığı, başörtüsünün
yükseköğretimde serbest bırakılmasını amaçlayan Anayasa değişikliği teklifinin gerekçesinde, ''Yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafetlerinden ötürü bazı öğrencilerin eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesinin kronik sorun haline geldiği, Türkiye'nin kurucusu ve üyesi olduğu
Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin hiçbirinde böyle bir sorunun olmadığı'' ifade edildi.
Teklifin genel gerekçesinde, Anayasa'nın, ''Kanun önünde eşitlik'' başlıklı 10. ve ''Eğitim ve öğretim hakkı ve ödevi'' başlıklı 42. maddelerinde yapılması öngörülen değişikliklerin, yükseköğretim hizmetlerinden, 'Kişilerin
kanun önünde eşitlik ilkesine' uygun olarak, herhangi bir nedenle ayrımcılığa tabi tutulmadan yararlanmasının önündeki engelleri kaldırmayı amaçladığı ifade edildi.
Genel gerekçede şu ifadelere yer verildi:
''Devletin temel amaç ve görevlerinden biri de kişinin temel hak ve hürriyetlerini, hukuk devleti ve
adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal,
ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaktır.
Yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafetlerinden dolayı bazı öğrencilerin eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi kronik bir soru haline gelmiştir.
Kurucusu ve üyesi bulunduğumuz
Avrupa Konseyine üye ülkelerin hiç birinde üniversite düzeyinde böyle bir sorun mevcut bulunmamaktadır. Buna rağmen, ülkemizde uzun bir süredir üniversitelerde bazı kız öğrencilerin başlarını örtmede kullandıkları kıyafetler nedeniyle eğitim ve öğrenim hakkını kullanamadıkları bilinmektedir.
Atatürk'ün
hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinde, 'Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür' nesillerin yetiştirilmesi; kişilerin yükseköğrenim hakkından, 'Kanun önünde eşitlik ilkesi' gereği hiçbir nedenle ayrımcılığa tabi tutulmadan yararlanmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenlerle, Anayasanın 10.ve 42.maddesinde bu değişikliklerin yapılması gereği doğmuştur.''
-''ÜNİVERSİTELER AYRIMCILIK YAPAMAZ''-
Anayasa'nın 10. maddesiyle ilgili değişikliğin gerekçesinde, kanun önünde eşitliğin, demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerinden biri olduğunu belirtilerek, bu ilkeyi uygularken devletin negatif ve pozitif yükümlülükleri bulunduğu kaydedildi.
Devlet organları ve idari makamların, hiçbir sebeple bireyler arasında ayrımcılık yapamayacağı gibi bu yöndeki ayrımcılık girişimlerini de önlemekle yükümlü olduklarına işaret edilen gerekçede, şöyle denildi:
''Anayasa'nın, 'Devletin amaç ve görevleri' başlıklı 5. maddesine göre, 'Kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak', devletin temel amaç ve görevleri arasındadır.
Devlet bu temel görevini yerine getirirken, herkesin kamu hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanmasını sağlamaya yönelik her türlü tedbiri almak zorundadır. Tüm idare makamları gibi üniversiteler de yükseköğretim hizmeti sunarken dil, ırk,
renk,
cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi
inanç, din, mezhep,
giyim, kuşam ve benzeri sebeplerle bu hizmetten yararlanan kişiler arasında ayrımcılık yapamazlar.''
-''ANCAK İSTİSNAİ DURUMLARDA SINIRLANDIRILABİLİR''-
Anayasa'nın eğitim ve öğrenim hakkını düzenleyen 42. maddesiyle ilgili değişikliğin gerekçesinde ise eğitim ve öğrenim hakkının kişilerin en temel ve vazgeçilmez haklarından biri olduğuna işaret edilerek, ''Bu nedenle bu hakkın sınırlandırılması ancak kanunun açıkça belirttiği istisnai durumlarda söz konusu olabilir'' denildi.
Anayasanın 13. maddesinde de temel hak ve hürriyetlerin, ''Özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla'' sınırlanabileceğinin belirtildiğine işaret edilerek, şu görüşlere yer verildi:
''Kanunun açıkça yasaklamadığı bir fiil, tutum veya davranıştan dolayı idare hiç kimseyi eğitim ve öğrenim hakkından mahrum bırakamaz. Buna rağmen ülkemizde bazı kişilerin kanunda açıkça yazılı olmayan sebeplerden dolayı yükseköğrenim hakkından mahrum bırakıldıkları da bir gerçektir. İşte bu nedenle yapılan değişikliğin amacı, münhasıran yükseköğretim hizmetlerinden yararlanan vatandaşlar arasında eşitliği sağlamak ve yükseköğretim kurumlarında öğrenim hakkından mahrum edilen kişilerin bu hak mahrumiyetini ortadan kaldırmaktır.''AK Parti ve MHP tarafından hazırlanan ve başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılması amacıyla YüksekÖğretim Kanununda değişiklik teklifinde, başın nasıl örtüneceği
tarif ediliyor.
Teklifle, Yüksek Öğretim Kanununun ek 17. maddesine, ''Hiçkimse başının örtülü olması sebebiyle yükseköğrenim hakkından yoksun bırakılamaz ve bu yönde
uygulama ve
düzenleme yapılamaz. Ancak başın örtülmesi, kişinin yüzü açık ve kimliğinin tanınmasına imkan verecek ve
çene altından bağlanacak şekilde olması gerekir'' ifadesi ekleniyor.
Teklifin gerekçesinde, bu hükmün amacının herkesin yükseköğrenim hakkından serbestçe, eşit ve özgür bir ortamda yararlanmasını sağlamak olduğu ifade edildi.
''
Üniversitelerde uzun süreden beri devam eden ve bazı öğrencilerin kılık ve kıyafetlerinden dolayı öğrenim hakkından yoksun bırakılmasına neden olan uygulama, toplumsal barış, millet-devlet kaynaşmasını ve eğitimde fırsat eşitliğini olumsuz yönde etkilemektedir'' denilen gerekçede, şu ifadelere yer verildi:
''Üniversite düzeyinde eğitim gören kişilerin, kendi kılık ve kıyafetleri konusunda
tercih yapabilmeleri, bireysellik, kimlik ve kişiliklerinin gelişmesi için kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Üniversiteler evrensel bilgi ve bilimin hür bir ortamda üretildikleri, özgür ve özerk mekanlardır.
Cumhuriyetimizin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği, 'Fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür' nesiller, ancak kişilerin hiçbir gerekçeyle ayrıma tabi tutulmadığı ve eşit olarak yükseköğrenim hakkından yararlanıldığı özgür üniversitelerde yetişebilir.
Yükseköğrenim kurumlarında başın örtülmesi, eğitim ve öğretimin gerektirdiği güvenliğin sağlanması amacına yönelik olarak sınırlandırılmaktadır. Bu kapsamda, başı örtmek için kullanılan kıyafetlerin yüzü açıkta bırakması ve kişinin kimliğinin tespitine imkan verecek şekilde olması gerekmektedir.''