Baykal,
Bakırköy Belediyesi'nce yaptırılan
Atatürk Spor ve Yaşam Köyü'nün açılışını gerçekleştirdi.
Açılışta konuşan Baykal,
Bakırköy Belediyesi'nin ilçede yürüttüğü insan odaklı hizmetlerden dolayı Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen'i kutladı.
Artık
İstanbul'da Büyükşehir Belediyesi'ni Bakırköy Belediyesi ile aynı çizgiye getirme görev ve sorumluluğunu hep birlikte taşıdıklarını ifade eden Baykal, İstanbul'un
Türkiye'nin siyasi
yaşamını derinden etkileyecek büyük oluşumların içinde olduğunu ve önümüzdeki yerel seçimde Türkiye'nin siyasetini derinden etkileyeceğini söyledi.
Bu inançla el ele verdiklerini dile getiren Baykal, ''İstanbul Türkiye'ye öncülük yapacak, Türkiye'nin ufkunu açacak'' diye konuştu.
Baykal, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu
ekonomik sorunlar ve
terörle mücadele ile ilgili eleştirilerini de dile getirerek, Hükümetin Türkiye'nin 220 milyar dolar olan dış borcunu 500 milyar dolara çıkardığını, 1,5 milyar dolar olan cari açığını da 50 milyar dolara çıkardığını kaydetti.
Deniz Baykal, ''Ekonominin makyajı döküldü, pudrası, boyası döküldü. Gerçekler ortaya çıktı'' dedi.
İktidara sıfır terör teslim edildiğini, ancak bugün terörün hem yaygınlaştığını, hem de yeni bir nitelik kazandığını ifade eden Baykal, sadece masum insanların ve güvenlik güçlerinin öldürülmediğini, terörün artık meydan okumaya başladığını ve
Başbakan'a, ''Buraya gelme'' diyebildiğini kaydetti.
Bu
manzaranın iyi bir manzara olmadığını ifade eden Baykal,
AK Parti iktidarının
terörle mücadelede izlediği politikanın bugün tıkandığını savundu.
Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''
Tayyip Erdoğan'ın terörle mücadele politikası iflas etmiştir. Türkiye çok ağır bedeller ödemek zorunda kalmıştır. Şimdi bu noktaya gelen Başbakan, çıkıp diyor ki, 'Eğer istemiyorsanız çekip gidin'. Bir dakika. Sen kime 'çek git' diyorsun? Bu topraklarda yaşayan bütün insanlar hepimiz burada eşit vatandaşlar olarak yaşama hakkına sahibiz. Mertebemiz ne olursa olsun, etnik kökenimiz ne olursa olsun, hepimiz eşit haklara sahibiz. Bu memleket hepimizindir. Kimsenin kimseye 'çek git' deme hakkı yoktur.
Bu topraklarda bin yıldır birlikte yaşadık. Daha binlerce yıl beraber yaşayacağız. Bu topraklarda yanlış yapanlar olabilir. Ama o yanlış yapanlardan
hesap sormak, iktidardasın, senin görevindir. Sen hesabı sormayıp sonra da başkalarına 'çek git' diyemezsin. Burada yaşayacağız. Hesabı da sen soracaksın. Eğer sen sormayacaksan gideceksin, hesabı soracak olanlar gelecek.''
Baykal, bir gösteri sırasında saldırıya maruz kalan bir vatandaşın umutsuzluk içinde kendisini savunmak zorunda kaldığını ve pompalı silahını üzerine gelenlere karşı kullandığını hatırlatarak, Başbakan'ın da ''Elbette bu böyle olur'' dediğini söyledi.
Deniz Baykal, 'Eğer vatandaşın her birisi kendi hakkını, hukukunu, güvenliğini kendi silahıyla savunmaya kalkarsa, Tayyip Erdoğan sana ne ihtiyaç var? Sen ne işe yararsın? İktidar olmak demek devletin hukukunu, yasalarını, vatandaşın can ve mal emniyetini güvence altına almak demektir. Bunu sen yapacaksın'' diye konuştu.
Terörle mücadelenin doğrusunu bildiklerini ve bunu iktidara geldiklerinde uygulayacaklarını ifade eden Baykal, Türkiye'nin yeni bir başlangıca ihtiyacı olduğunu söyledi.
Baykal, Türkiye'nin barış, kardeşlik, sevgi, hukukun üstünlüğü, herkese saygı anlayışı içinde, ama
kanunları işleterek huzur içinde yaşatmanın yolunu hep beraber bulacaklarını ifade ederek, bunun Türkiye'nin meselesi olduğunu söyledi.
''TÜRKİYE DÖNÜŞÜYOR''
Başbakan'a, çok yakın bir destekçisinin, ''Bush'a benzemeye başladın'' dediğini de hatırlatan Baykal, Başbakan'ın bundan çok rahatsız olarak sinirlendiğini kaydetti.
Gelinen noktada artık yeni bir aşamanın söz konusu olduğunu dile getiren Baykal, siyasette hiçbir şeyin ebedi olmadığını, zamanla iktidarların gelip geçtiğini ifade etti.
Baykal, ülkenin en güçlü adamının, ağzından çıkan her sözü kanun gibi algılananların da bir süre sonra toplumda sade vatandaş haline geldiğini belirterek, ''Bu süreç işliyor. Türkiye dönüşüyor. Türkiye'nin sorunlarının çözülememesi karşısında insanlar
seyirci kalmaz. Bunlar da geldiler. Geldikleri gibi gidecekler, gitmektedirler'' diye konuştu.
Baykal, gidişin kolay olmadığını, giderken insanın canının sıkıldığını, hiddetlendiğini, gazaba geldiğini ve ileri geri sözler söylediğini belirterek, ''Bunları biz yaşadık. Bunları tahammülle karşılarız, geçer. Artık AK Parti iktidarı çöküş burcuna girmiştir. İnşallah bu aşamada, bu parti gidecek. Bu partiyle birlikte belli bir kadro da gidecek ve her şey değişecek'' dedi.
''YOLSUZLUK'' OLAYLARI
AK Parti'nin içinde etkili noktalarda görev yapan insanların artık oralarda barınamaz hale geldiğini öne süren Baykal, Türkiye'nin, tarihinin hiçbir döneminde yaşamadığı şekilde yolsuzluk olaylarının içine girdiğini savundu.
CHP'nin bu yolsuzluk olaylarına karşı mücadele eden bir parti olduğunu ve CHP'nin içinde çok başarılı insanlar bulunduğunu belirten Baykal, bunlardan birinin de
Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi.
Baykal, ''yolsuzluk yapanların 'CHP' denince
kriz geçirir hale geldiğini'' ileri sürerek, AK Parti Genel Başkan Yardımcılarından
Şaban Dişli'nin partide barınamayıp gittiğini, Dengir Mir Mehmet Fırat'ın da televizyonda meydan okumasına karşın, karşılıklı tartışmada her şeyin ortaya çıktığını kaydetti.
Deniz Baykal, şimdi kanıtlayacakları başka olaylar bulunduğunu vurgulayarak, Deniz Feneri'nin gereğinin henüz yapılmadığını söyledi.
Bu konunun ne kadar uzayacağı ve kimlerin hesap vermek durumunda kalacağının belli olmadığını dile getiren Baykal, bu konunun Almanya'da yargı tarafından sonuçlandırmasına karşın, olayın henüz Türk yargısına intikal etmediğini anlattı.
Baykal, ''Kimsenin gerçeği ebediyen saklaması mümkün değildir. Gerçeği bir süre saklayabilirsiniz. Bunların hepsi ortaya çıkar. Bir kısmı bu dönem ortaya çıkar. Ortaya çıkmayan kısmı da bunlar gittikten sonra ortaya çıkar'' dedi.
''SATAŞMAMA'' KARARI
Başbakan Erdoğan'ın bunların söylenmesinden rahatsız olduğunu dile getiren Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bana da sataşmama kararı aldı. 'Baykal'a çatmıyorum' dedi. Bunu derken kafasında, 'Baykal da (ben de sana sataşmam) diye bir hesap yapıyorsa, ben böyle bir karar almam. Benim işim gerçekleri söylemek. Ama yaptığın yanlışların hesabını sormak benim boynumun borcu. Benim anayasal, hukuki ve demokratik görevim. Sen de ne biliyorsan söyle. İster televizyona birlikte çıkalım, orada söyle. Tıpkı yardımcının Kılıçdaroğlu'na söylediği gibi. Biz de çıkalım. Sen de benim hakkımda ne biliyorsan söyle. Ben de ne biliyorsam senin hakkında söyleyeyim. Eğer televizyona çıkmak istemiyorsan Meclis'te sadece ikimizin dokunulmazlığını kaldıralım. Mahkemeler hesap sorsun. Eğer bundan da korkuyorsan, rica ediyorum, ne olur sadece Deniz Baykal'ın dokunulmazlığını kaldır. Mahkemeler benden hesap sorsun. Ona da hayır, ona da hayır... Ne olacak? 'Ben Deniz Baykal'a çatmayacağım.' Lütfen çat. Benim böyle bir talebim yok. O senin takdirin ama, sen çatsan da çatmasan da gerçekleri söylemek benim görevim.''
AYNAYA BAKTIM
CHP Genel Başkanı Baykal, yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan'ın CHP'ye ''Aynaya baksın'' dediğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Baktık aynaya. Ne gördüm? Türkiye Cumhuriyeti'ni bağımsız bir devlet olarak kurmak için yola çıkmış olan Kuvayi Milliyecileri, Müdafaa-i Hukukçuları gördüm. Aynaya baktım, bu memleketi namerde muhtaç etmemek için bir
kuruş borç almadan
demir-çelik,
şeker, çimento ve dokuma fabrikaları kuran, demiryollarını Sivas'a ulaştıran, Türkiye'yi kalkındırmak için bütün fedakarlıkları yapanları, Etibank'ları, Sümerbank'ları kuranları gördüm. Baktım, ne gördüm? Bu memleketin dürüst, ahlaklı, namuslu, alnının teriyle geçinen milyonlarca Türk vatandaşını gördüm. Haysiyetli, şerefli, dürüst, namuslu, onurlu insanlarını gördüm.
Şimdi ben, 'Başbakan sen de bir aynaya bak. Aynada şunları görürsün' diye bir listeyi vereyim mi? Hikmetyar'ın dizinin dibinde fotoğrafından başlayıp, Deniz Feneri'ne kadar manzarayı sayalım mı? Baktığın zaman neyi göreceğini anlatalım mı? Anlatmaya gerek yok.
Millet bunun farkında. Farkına vardığı içindir ki bunlar gidicidir. Bunları hep beraber uğurlayacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni aldığımız zaman işte bunlar gidecektir.''
Baykal, konuşmasının ardından Genel Sekreter Yardımcısı
Mehmet Sevigen, Genel Sayman ve
Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Sözcüsü Mustafa
Özyürek, Bakırköy Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen, İstanbul İl Başkanı
Gürsel Tekin ve partililerle birlikte Atatürk'ün bronzdan yapılan heykelinin açılışını izledi.
Baykal, daha sonra Atatürk Spor ve Yaşam Köyü'nü gezerek bilgi aldı.
Toplam 42 bin metrekare alan üzerine kurulan Atatürk Spor ve Yaşam Köyü içinde bir çim
futbol sahası, bir yapay çim futbol sahası, iki
halı saha, dört tenis kortu, bir kapalı
spor salonu, bir yarı olimpik
yüzme havuzu, sinema dersi verilen oda, çocuk oyun odaları, resim odası, internet ve kütüphane, engelliler rehabilitasyon merkezi, engelliler için yüzme havuzu,
görme engelliler için canlı kütüphane ve ücretsiz ilaç dağıtılan
eczane bulunuyor.
AA