Türkiye'nin, Ortadoğu'da barışın sağlanması için etkin diplomasi uygulayamadığını öne süren
CHP lideri Deniz
Baykal, “Ortadoğu'da en çok konuşan
ülke biz olduk, olayları yönlendirirken de devre dışında kalan ülke biz olduk. En çok biz konuştuk ama gerekeni yapamadık” dedi.
Baykal,
Mısır'ın, hiç konuşmadığını, ancak
Fransa ile etkin diplomasiyi götürdüğünü ifade ederek, “Mısır, bu sorunun çözümündeki anahtar ülke haline gelmiştir. Biz şikayet ettik, nutuk attık. Mısır, Fransa ile
ateşkes projesi ortaya koydu” dedi.
Türkiye'nin,
Filistin-
İsrail çatışmasında, Filistin'in değil, Filistin'in içindeki bir
örgütünün temsilcisi haline geldiğini iddia eden Baykal, şunları kaydetti:
“Başbakan'ın dün Brüksel'de yaptığı konuşmadan öğreniyoruz ki Hamas ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasındaki çatışmada da Hamas'ın temsilcisi haline gelmişiz. Başbakan, Mahmud Abbas'ı suçluyor. Bu suçlama haklı mıdır, değil midir? O suçlamalara girmeye başlarsak, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile Hamas arasındaki çatışmada, taraf olmayı içimize sindirirsek çok yanlış iş yapmış oluruz. Başbakan, kaptırdı gitti... Hamas'tan sonra da FKÖ'ya da Mahmut Abbas'a meydan okumaya başladı. Bizim işimiz mi? Bizim işimiz, 70 milyonu, Türkiye'yi düşünmek. Türkiye, duygusal davranma hakkına sahip değildir. Soğukkanlı olmak durumdayız. Kendimizi oradaki tartışmaların tarafı haline dönüştürmemeliyiz.”
TÜRKİYE TUZAĞA DÜŞMEMELİ
Baykal, Gazze'deki acı olayları, Türkiye'de halkın, “bir din çatışması, bir ırk çatışması” olarak algılamakta olduğu izlemini verecek bir tablonun gelişmesine izin verilmemesi gerektiğini belirterek, bu konuda insani tepkinin gösterilmesini ama “din, ırk çatışmasının parçası haline getirilmemesini” istedi.
Bu konuda en büyük sorumluluğun iktidara düştüğünü bildiren Baykal sözlerini, “Biz, yıllarca bu bölgede birbirlerinden farklı dinlere, ırklara mensup insanlarla barış, huzur ve istikrar içinde yaşamayı başarmış insanlarız. Bizim, hiçbir insana, hiçbir inanca, hiçbir dine, hiçbir ırka karşı husumet içinde olmamıza yönelik bir kampanyayı, faaliyeti hoşgörüyle karşılamamız söz konusu olamaz. Bu tuzağa da Türkiye düşmemelidir” diye tamamladı.
BAYKAL'DAN SİLAH SUÇLAMASI
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal,
Ergenekon davası konusunda yine hükümete yüklendi. Partisinin
TBMM'deki grup toplantısında konuşan Baykal, "
Ergenekon davası uluslararası standartlardan uzaklaşmıştır' dedi.
Gölbaşı ve Yenikent'te bulunan cephaneliklere değinen CHP lideri hükümete seslendi: 'Silahlardan
sanıkları bul
parmak izlerinden bul da göreyim seni."
Bu haftaki grup toplantısındaki konuşmasının büyük bir bölümünü Ergenekon soruşturmasına ayıran Baykal, 'Ergenekon davasının hukuki niteliğinin saygın hukukçular tarafından değerlendirdiğine şahit olduk. Türkiye'nin saygın hukukçuları bu konunun geldiği bu aşama karşısında seslerini yükseltme, bazı eleştririler yapma eksikliğini hissetmeye başlamışlardır. Bugün kimse çıkıp bu davanın uluslararası standartlara uygun olduğunu söyleme şansına sahip değildir.' diye konuştu.
Baroların yaptığı haberlere de değinen Baykal, 'Bu insanlar 1,5 yıl sustular bağırlarına taş bastılar. Şimdi konuşmaya başladılar. Bugüne kadar hangi davada 74 il barosu çıkıp bir açıklama yaptı' diyerek hukukçuların yaptığı açıklamalara değindi. 'Sami
Selçuk geçen bir açıklama yaptı. Ben 40 yıllık hayatımda böyle
iddianame görmedim dedi.' diyen Baykal, 'Bir dava götürülürken usul ve hukuki konuların önemi vardır ama uygulanmasa da olur, bizim görüşümüz doğrusunda ilerliyorsa önemi yoktur bakış açısı geçiştirilecek konu değil.' yorumunda bulundu. Baykal, Ergenekon iddianamesi hakkındaki eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Israrla söyledik ucu açık iddianame diye. Kimlerle yargılandığının önemi yok yargı bitecek, bir başkası gelecek onla yargılanacak diye. Böyle hukuk olabilir mi?..Gözaltına alma uygulamaları
tedbir değil ceza uygulaması haline geldi. Alınan kimseler belli bir siyasi görüşe mensup kişilerdir. Önce insanlar alınıyor sonra
delil aranıyor. Bütün her şey ortaya dökülsün onlardan bir şeyler çıkarırız anlayışı ile hukuk yürür mü? Bu tablo böyle giderken yeraltından
silahlar çıktı. İnsanlar bu silahlarla bağlantıları görelim dediler. Ama silah işi ayrı Ergenekon ayrı. Yüzlerce sanık var. Adı geçen yığınla insan var bunların birbiriyle nasıl bir örgüt oluşturduğuna dair kanıt çıkmamıştır. Çıkanlar
Susurluk uzantıları ve susurluk dolayısıyla
faili meçhul olaylardır. Devlet içinde çetelere yönelik her çalışmayı desteklemeye hazırız. Bakın silahlar çıktı. Siz sanıkları silaha bulaştırmayı bırakın da silahlardan hareket ederek sanıkları yakalayın. Gazetecileri, aydınları akademisyenleri gözlatına alıyorsun.'
Baykal konuşmasında Gölbaşı ve Yenikent'te bulunan cephanelikler hakkında da Başbakana şöyle yüklendi: 'Silahlardan sanıkları bul parmak izlerinden bul da göreyim seni. Bu silahlar kime aittir Kimden başkalarına geçmiştir bunları bul sen. Derhal bu konunun üzerine gidilmeli kamuoyuna sağlam bilgiler verilmelidir. Bu konuda iki önerge hazırladık. TBMM derhal bu konuya el koymalıdır. TBMM bu konuyu incelemelidir. Bu aydınlığa kavuşturulursa çok şey olur. Biz bu konuda çok net siyasi partiyiz. Susurluk olayı çıktığında bunların abileri faso fiso bunlar derken, gulu gulu dansı yapıyor derken biz tavrımızı ciddiyetimizi koyduk.'
CİHAN