CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, ''Sanki
Türkiye kendi kendisiyle uğraşıyor. Sağ elimizle sol elimiz, sağ ayağımızla sol ayağımız birbiriyle
kavga ediyor. Devletin kurumları birbirine tuzak kurar mı? Bu devletin kurumlarına hepimizin ihtiyacı var'' dedi.
Helikopter ile
Mudurnu'ya gelen Baykal, şehir merkezine
otobüs ile gitti. Tören alınına yürüyerek giren Baykal, burada vatandaşları selamladı.
Baykal'ı
Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, Mudurnu Kaymakamı Alp
Arslan, Belediye Başkanı Mehmet
İnegöl, CHP Bolu İl Başkanı
Tanju Özcan karşıladı. Baykal,
tören alınında
halk oyunları ekiplerinin gösterilerini izledi.
CHP lideri Baykal törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin her yerinde çok büyük
ekonomik güçlüklerle karşı karşıya olunduğu, toplumun çeşitli kesimlerinin ekonomik açıdan büyük acılar yaşadığını savundu.
Sanayinin çökmeye başladığını, ekonominin ''daralan, küçülen ekonomi'' halini aldığını öne süren Baykal, ekonomide açıklanan yüzde 13.8'lik küçülmeye de dikkati çekti.
Deniz Baykal, şöyle konuştu:
''
Ekonominin küçülmesi ne demektir? Ekonominin küçülmesi sofradaki somunun küçülmesi demektir. Sofradaki insanların sayısı azalmadığı halde, hatta belki arttığı halde sofradaki somunun küçülmesi demektir. Şimdi Türkiye böyle bir batağın içinde. Dünyada Türkiye kadar bu ekonomik krizin
darbesini yemiş başka
ülke bulmak kolay değildir. En ağır ekonomik bunalımı yaşayan ülkelerin başında ne yazık ki Türkiye geliyor. Bu sıkıntıların
altında tabii uzun bir süreden beri yaptığımız bazı yanlışlıklar yatıyor. Bunların başında Türkiye'yi yönetenlerin tarıma, toprağa, çiftçilere yönelik bakışındaki temel yanlışlık geliyor.''
'ELDE NE VARSA, AVUÇTA NE VARSA SATTIK'
Hükümetin, tarımı ve çiftçiliği, ''ayak bağı'' gibi gördüğünü öne süren CHP Lideri Baykal, tarımı, çiftçiliği ayağa kaldırmadan bir ülkenin kalkınmasının mümkün olmadığına işaret etti.
''Uzun süreden beri el parasıyla kalkındırma
politikası yürüttük'' diyen Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kendi alın terimizle değil, kendi tasarrufumuzla değil, kendi kaynağımızla değil, dışardan gelecek paraya bel bağlayarak, o parayı buraya çekmek için olmadık teşvikleri, olmadık
faizleri, olmadık avantaları, karları onlara vererek, onların buraya gelmesinin,
yabancı paranın buraya gelmesinin Türkiye'yi ayağa kaldırmaya yeteceğini zannederek, yıllarca bu politikayı götürdük. Her ülke kendi kaynağıyla kalkınacaktır. Biz ne yaptık? (Dışardan para gelsin, o parayla zenginliği yaşayalım, kendimizi kalkındıralım) dedik. Dışardan para bugün gelir, yarın gelmez. Geldiği gibi gider. Bir gelir daha sonra 1,5 katına çıkmaya başlar. 1,5 katına çıkmaya başladığı zaman yoksullaştığını görürsün. Şimdi o noktalara geldik.
Dışardan para gelmesini sağlamak için faiz verdik yetmedi.
Borç aldık yetmedi. Elimizdeki avucumuzdaki büyük tesisleri fabrikaları
Cumhuriyetimizin göz bebeği tesisleri buraya para çekebilmek için satma gayreti içine girdik. Sattık, sattık, sattık... Elde ne varsa, avuçta ne varsa sattık. Ne oldu, onun parasıyla bir miktar sanki zenginlik içindeymişiz gibi tamah ederek günümüzü gün ettik. Ama üç gün sonra altın yumurtlayan
tavuk artık buradan gitti.''
'TARLANIN TAŞIYLA TARLANIN KUŞUNU VURDULAR'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Telekom'un satıldığını, Telekom'un satın alanların, kurumun karıyla borçlarını ödediklerini, ceplerinden para çıkmadığını söyledi. ''Yani tarlanın taşıyla tarlanın kuşunu vurdular'' diyen Baykal, son rakamlara göre, Telekom'un Türkiye'de en çok kazanan kuruluşların başında geldiğini ifade etti.
İşsizliğin, fabrikaların kapanmasının, tarımda yaşanan sıkıntıların, esnafın içine girdiği güçlüklerin altında temel politika yanlışının yattığını öne süren Baykal, şöyle devam etti:
''Olay budur. Yanlış politika götürdük. Uzun vadeli kendi gayretimizi ve emeğimizi
sermayemizi artırıp, kalkınmayı zenginleşmeyi amaçlayan değil, başkasının kısa günlük karıyla buraya parasını getirip zenginleştik. Zannetmeye yönelik bir politika götürdük. Bunun sıkıntıları geldi.
Amerika Türkiye kadar bu sıkıntıyı yaşamıyor. İşsiz sayısı patladı. Buradan su sonucu çıkartalım: Muhasebeden bahsettiğim bu güçlüklerimiz var ve bu güçlükleri aşacağız. Bu politikayı düzelteceğiz. Tarıma önem vereceğiz. Çiftçiye önem vereceğiz.
Yabancı sermaye elbette gelecek. Sıfırdan yatırım yapacak. Benim yaptığım, üstelik Cumhuriyet döneminin sıkıntılı dönemlerinde yapılan ve gerçekten karlı olan işletmeleri ona kaptırmayı marifet zannetmeyeceğiz.''
Deniz Baykal, Türkiye'de değişimin kaçınılmaz hale geldiğini, ülkenin önünde yeni bir dönem olduğunu söyledi.
DEVLET KURUMLARI BİRBİRİNE TUZAK KURAR MI?
CHP Genel Başkanı Baykal, ülkenin son günlerde anlamsız, yanlış, sakıncalı gerilimlerin, tartışmaların ve kavgaların içine sürüklendiğini vurguladı.
Deniz Baykal, şöyle konuştu:
''Sanki Türkiye kendi kendisiyle uğraşıyor. Sağ elimizle sol elimiz, sağ ayağımızla sol ayağımız birbiriyle kavga ediyor. Devletin kurumları birbirlerine tuzak kurar mı? Bu devletin kurumlarına hepimizin ihtiyacı var. Hepsi birbirine saygı gösterecek. Hepsi birbirine değer verecek. Bu memleketin yargıya da ihtiyacı var. Bu memleketin Silahlı Kuvvetlere de ihtiyacı var. Bu Meclisin
TBMM ve Hükümetin görevini
Anayasa çerçevesinde güzel şekilde yapmasına da ihtiyacı var. Basına da ihtiyacımız var. Herkese ihtiyacımız var. Niye birilerimiz eline gücünü alınca (Ben sana gösteririm) deyip basını susturmak için, televizyonları susturmak için, kendi ipoteği altına sokmak için bir emir kumanda zinciri altına sokmak için, her türlü imkanı kullanmayı kendisine hak biliyor? Niçin devlet bankalarından alınan kredilerle iktidarlar kendilerine özel televizyonlar edinmeye çalışıyor? Dünyada bunun örneği var mı? Böyle
demokrasi olur mu?
Yargı siyasetin emrine girerse iyi mi olur? Yargının bir kısmına el atacaksın o kısmını öbür kısmına karşı çıkaracaksın daha geniş kısmına el atmak için her türlü tertip sürdüreceksin. Gece yarısı darbeler yapacaksın. Bundan Türkiye'ye hayır yok. Bundan Anadolu'ya hayır yok. İşimize bakalım. İşimiz Türkiye'yi kalkındırmak. Kimse kimseyi takip etmeyecek. Senin oyun şu olur, bu olur. Bugün böyle olur, yarın başka olur. Ne oldum diye kendini unutmayacaksın. Göreceksin ki ne olursan ol senden güçlü millet var. Bu millet çıkarır da indirir de.''
Baykal törenden sonra çarşı esnafıyla esnaf duası okudu ve
restoran açılışı yaptı.
Fotoğraf sergisini gezen Deniz Baykal, Belediye Başkanı Mehmet İnegöl'ü de makamında ziyaret etti.