ANAYASA Mahkemesi tarafından
CHP’nin muhasebe defterlerinde yapılan inceleme sonucunda ortaya trilyonluk
usulsüzlük, CHP lideri Deniz
Baykal’ın
Refah Partisi lideri Necmettin
Erbakan gibi ‘Siyasi yasaklı hale düşme ihtamalini’ gündeme getirdi.
Hukukçular, Erbakan’da olduğu gibi,
mahkemenin ‘böyle büyük bir rakamın parti genel başkanından habersiz kullanılamayacağını’ ifade ederek Baykal’a iki yılı aşan bir ceza verip siyasi yasaklı hale düşürebileceğini dile getirdi.
ERBAKAN’IN DA İMZASI YOKTU
HUKUKÇULAR, Refah Partisi davasında
Yargıtay’ın direkt olarak
Cumhuriyet Savcılığı’na başvurmasını hukuki bulmadıklarını belirtirken CHP için izlenen yolun hukuka uygun olduğunu söyledi. Refah Partisi olayı ile CHP’de ortaya çıkan usulsüzlüklerin tıpa tıp aynı olduğunu belirten uzmanlar, imzası olmayan Erbakan kayıp trilyon davasından yargılandığına göre Baykal’ın da ortaya atılan usülsüzlükle ilgili olarak
yargılanması gerektiğini savundu. Uzmanlar, şu görüşleri dile getirdi.
EŞİTLİK VARSA YARGILANMALI
Doç. Dr. Adnan Küçük: Erbakan hakkında suç duyurusunda bulunulduğunda milletvekilliği düşmüştü. Baykal’ın dokunulmazlığı var. Yargılanma olayında Erbakan’ın pozisyonu ile Baykal’ın pozisyonu aynıdır. Genel başkanlar partinin bütünlüğünü temsil eder.
Eşitlik var ise Erbakan sorumlu tutularak ceza almışsa Baykal da sorumludur. Soruşturmada Baykal hakkında cezai şlem yapılması gerekir.
İKİ OLAY DA TIPA TIP AYNI
Prof. Dr.
Mustafa Kamalak: Erbakan hakkında ‘kayıp trilyon’ için suç duyurusunu yasaları çiğneyerek Yargıtay Başsavcılığı açtı. Oysa Erbakan için de suç duyurusunu
Anayasa Mahkemesi’nin yapması gerekiyordu. 7-8 yıldır haykırıyordum ama ispatlayamıyordum. Şimdi yeni bir fırsat doğdu.
Kayıp trilyon davası ile CHP’deki usülsüzlükler tıpa tıp aynı olaydır. Bir genel başkanın bilgisi olmadan oradaki kişiler tarafından böyle bir şey yapılamaz. Erbakan yargılandıysa Baykal’ın da yargılanması gerekir.
AKIL YÜRÜTME CEZASI
Doç. Dr.
Mustafa Şentop: Refah Partisi’nin kayıp trilyon davasında da Erbakan’ın imzası yoktu.
Mali işlerden sorumlu genel başkan yardımcısı ve diğer yetkililerin imzası vardı. Ancak ‘Bundan genel başkanın haberi olmaması mümkün değildir’ denildi. Varsayımlar üzerine Erbakan’ı mahkum ettiler. Akıl yürütmeyi Yargıtay’da uygun buldu. Baykal’ın da bu davaya dahil edilmesi mümkündür.
Önder Sav da sorumlu
CHP yönetimi, muhasebe kayıtlarında rastlanan trilyonluk usulsüzlükler nedeniyle
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla sarsılırken, partinin eski Genel Saymanı Mahmut Yıldız, ödemelerde imzası bulunan CHP Genel Sekreteri
Önder Sav’ın da sorumlu olduğunu söyledi.
Yüksek Mahkeme, CHP’nin 1998, 2004, 2005 ve 2006 yılı hesaplarında toplam 1 milyon YTL’lik usulsüzlük tespit etti. Mahkeme, partiyi zarara uğratanlar hakkında
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na çok sayıda suçtan dolayı suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
‘SAV’IN DA İMZASI VAR’
ANAYASA Mahkemesi’nin bu kararının ardından gözler, hangi partililerin bu suçlardan sorumlu tutulacağına çevrildi. 2000 -2008 yılları arasında genel saymanlık yapan Yıldız, partinin yaptığı her türlü harcama ve kaydın genel sayman ve genel sekreter imzasıyla yapıldığını belirterek, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın da Anayasa Mahkemesi’nin belirlediği usulsüz harcamalardan sorumlu olduğunu söyledi. Yıldız, ‘Genel sekreter ve genel sayman, Parti Meclisi’nden seçilir. Bu nedenle de genel gaşkan sorumlu olmaz’ ifadelerini kullandı.
‘KÜÇÜK USULSÜZLÜKLER’
CHP eski Genel Saymanı Yıldız, 2004 ve 2005 yılı hesaplarında bir iki
küçük usulsüzlük yaşandığını ancak durumun düzeltilerek hesapların onaylandığını söyledi. 2 yıldaki toplam usulsüzlüğün 428 bin YTL olduğunu hatırlattığımız Yıldız ‘Benim hatırladığım küçük miktarlardı. Tam bilmiyorum’ yanıtını vermekle yetindi.
STAR